12 Eylül 1980 Askerî Darbesi Hk

SerKan1923
Banned
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN'in, 1980 Askerî Darbesi Açıklamaları.





12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü Emir-Komuta Zinciri içinde gerçekleştirdiği Askerî müdahale. 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Silahlı Kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesidir.

Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir Askerî dönem başladı. Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü. 12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce Askerî üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Uyarı Mektubu

27 Aralık 1979'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin ERSİM, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülend ULUSU, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin ŞAHİNKAYA ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat CELASU'un imzasını taşıyan, ülkedeki iç karışıklıkla ilgili bir uyarı mektubu Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e gönderildi. 1 Ocak 1980'de Çankaya köşkünde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN ve Kuvvet komutanlarıyla bir görüşme yapıldı.

"Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin bugünkü hayati sorunları karşısında siyasi partilerimizin bir an önce, milli menfaatlerimizi ön plana alarak, anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla istemektedir."

Bayrak Harekâtı

17 Haziran'da Genelkurmay Başkanı Kenan EVREN, Kuvvet Komutanları ve Genelkurmay 2'nci Başkanı Necdet ÖZTORUN'u çağırmış ve kod adı "Bayrak Harekâtı" olan bir darbenin 11 Temmuz 1980'de gerçekleştirilmesi bildirmiştir.

"Bütün Ordu Komutanlarına; Bayrak Planı'nın uygulanmaya giriş günü 11 Temmuz, saati ise: 04.00'dır."

Ancak 2 Temmuz'da Süleyman Demirel hükûmeti güvenoyu aldığı için ertelenmiştir. Daha sonra 28 - 31 Ağustos'ta "5 Eylül 1980'den itibaren her an hazır olunması" bildirilen "Bayrak Harekâtı" emirleri özel kuryelerle komutanlara teslim edilmiştir.

Darbe

Milli Güvenlik Konseyi


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin ERSİN, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin ŞAHİNKAYA, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat TÜMER ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat CELASUN'dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi, radyodan okunan ilk bildiriye göre:

İç Hizmet Kanununun Verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni Kollama ve Koruma Görevini Yüce Türk Milleti Adına Emir ve Komuta Zinciri İçinde ve Emirle Yerine Getirme Kararını Almış ve Ülke Yönetimine Bütünüyle El Koymuştur.

12 Eylül tarihli 2 numaralı bildiriyle ülke genelinde 13 sıkıyönetim bölgesine 13 general sıkıyönetim komutanı olatak atanmıştır. 7 numaralı bildiriyle siyasi partilerin faaliyetleri yasaklanmış olduğunu ve Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki derneklerin faaliyetlerinin de durdurulmuş olduğunu duyurulmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğü başta olmak üzere polis teşkilatı Jandarma Genel Komutanlığının emrine verilmiştir. Darbe günü Emniyet ve MİT üst düzey yöneticileri Genelkurmay Başkanlığına davet edilmiş ve TRT ile PTT Genel Müdürleriyle beraber tecrit edilmişlerdir.

20 Eylül'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülend ULUSU'yu başbakan olarak görevlendirmiş ve 21 Eylül'de ULUSU'nun sunduğu bakanlar kurulu listesi Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmıştır.

"Asmayalım da besleyelim mi?"

Darbeden sonra ilk idamlar 9 Ekim 1980 tarihinde gerçekleşmiştir. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edilmiştir. 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edilen Erdal Eren, idam kararı Yargıtay tarafından iki kere iptal edilmiş olmasına rağmen, Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan kararla 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi'nde idam edilmiştir. Kenan Evren, 3 Ekim 1984'deki Muş gezisi sırasında yaptığı konuşmada Erdal Eren'in idamına ilişkin şunları söylemiştir:

"Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?"
 
- Yönetici düzenlemesi: :
Tuva
Forum Ustası
Valla siz şimdiki ortamda genç nesiller çoğunluklu olarak milletin atıp tutuğuna bakmayın.

Ben kendi çevremdeki bu dönemi yaşayan büyüklerimden, bu dönem için söylenen sözlere bakıyorum, bunların içinde sağcı solcu her türden insanlar var herkesin dediği millet birbirini kesiyordu, kurtarılmış bölgeler vardı, sokağa çıkamıyorduk, balkonda oturamıyorduk, bir yere gidemiyorduk, sabah çıksak eve sağ salim akşam gelecek miyiz tereddüttü vardı, sağcıya yakalanırsan en iyi ihtimal dövüyordu, solcuya yakalanırsan en iyi ihtimal dövüyordu, sorsalar necisin diye hiç biri dediğin zaman bile sen hödük müsün diye en iyi ihtimal dayak yiyordun. Bunlar iyi ihtimaldi çünkü hayatta kalıyordun diyorlardı. Sonrasında asker geldi rahatladık diyorlardı.

100 kişi ile bu konuyu konuştuysam 99'u bunları dedi ya.
 
necdet35
Co-Admin
Site Yetkilisi
Valla siz şimdiki ortamda genç nesiller çoğunluklu olarak milletin atıp tutuğuna bakmayın.

Ben kendi çevremdeki bu dönemi yaşayan büyüklerimden, bu dönem için söylenen sözlere bakıyorum, bunların içinde sağcı solcu her türden insanlar var herkesin dediği millet birbirini kesiyordu, kurtarılmış bölgeler vardı, sokağa çıkamıyorduk, balkonda oturamıyorduk, bir yere gidemiyorduk, sabah çıksak eve sağ salim akşam gelecek miyiz tereddüttü vardı, sağcıya yakalanırsan en iyi ihtimal dövüyordu, solcuya yakalanırsan en iyi ihtimal dövüyordu, sorsalar necisin diye hiç biri dediğin zaman bile sen hödük müsün diye en iyi ihtimal dayak yiyordun. Bunlar iyi ihtimaldi çünkü hayatta kalıyordun diyorlardı. Sonrasında asker geldi rahatladık diyorlardı.

100 kişi ile bu konuyu konuştuysam 99'u bunları dedi ya.
12.Eylül.1980 Tarihinde İstanbul Üsküdar Selimiye 1.Ordunun yanı oturuyorum lise talebesiyim , Kemal Sunalın filmindeki zincirli tüp kuyruğu mahallemizde yaşanıyor , et yok , sigara karaborsa , sana yağı yok , benzin karneyle :) Haftalarca mahalleden bir diğer mahalleye adım atamıyoruz sağcı da , solcu da olsan sorun yaşaman kaçınılmaz her gün bir kahvehane bombalanıyor taranıyor onlarca insan ölüyor sol gruplar 29 franksiyona bölünmüş birbirini yiyiyor , polis desen sağcısı var solcusu var , karakolun önünde Mavi bereli komandolar polisi koruyor :) Okullarda Asker var karakol var ;) Bankalarda Asker nöbet tutuyor daha onlarca detay var anlatmakla bitmez..Şimdi ahkam kesenlerin o günleri yaşamasını isterdim bakkal dükkanları bomboş her şey karaborsa çok kötü günlerdi ölenlerin haddi hesabı yoktu.
 
Üst