15 Maddede Kendini Türk Gibi Hisseden Ve Türkçe Şiirler Yazan İrlandalı Şair Mangan

alpay29
Super Moderator
Site Yetkilisi
15 Maddede Kendini Türk Gibi Hisseden Ve Türkçe Şiirler Yazan İrlandalı Şair Mangan



En acımasızı Erzurum’dan geldi bölüklerin,
Uhbar sarayının kubbesinden indiler,
Beni senden, vatanımdan söküp kopardılar,
Karaman!
Sen, öz vatanım, dağlık yurdum,
Karaman,
Hayatta ve ölümde ruhumun ocağı,
Karaman, Ah Karaman!
Bil ki Karaman,
On kız kardeşimden hiçbiri,
Hemşehrilerini benim kadar sevmedi,
Karaman, Ah Karaman!
………

İrlanda ile hiçbir benzerliği olmayan, binlerce kilometre uzaklıktaki Türkiye’yi hiç görmemiş olmasına rağmen sanki Anadolu’da özellikle Karaman’da yaşamış bir Türk şairi gibidir ve İrlanda’nın Edgar Allen Poe’si olarak kabul edilir Mangan.

2. Fakir ama yetenekli bir şair


Çok zeki ve çalışkan olan Mangan 1 Mayıs 1803’te Dublin’de doğar, 20 Haziran 1849’da yine aynı kentte yaşama veda eden, fakir bir ailenin çocuğudur. Latin, İspanyol, Fransız ve Alman dillerini öğrenir, babasına parasal açıdan yük olmamak için öğrenimini yarıda bırakıp bir kütüphanede çevirmen olarak çalışmaya başlar. Türkiye’ye ve Türkçeye neden ilgi duyduğu ise bir sırdır aslında.

3. Anadolu’ya ve Türklere duyulan sevgi


Yazdıklarından çıkartılabilenlere göre; Türk insanına ve Anadolu’ya derin bir sevgi besler. Belki İrlanda’nın yer yer Boğaz’ı hatırlatan görselliği, belki İrlandalılarda görmeyi arzuladığı bağımsızlık tutkusu, belki de Müslümanlık onu etkiler.

4. Kendini Türk gibi hissetmek


‘Türk şiirleri’ne bakınca Mangan’ın İrlandalı okura seslendiğini düşünmek oldukça zordur. Çünkü sadece Türk tarihini ve coğrafyasını bilenlerin anlamlandırabileceği dizeler yazar. Hatta şiirlerini kendisini ‘Türk hissederek’ kaleme aldığı söylenir.

5. Görmeyene duyulan aşk


‘Three Khalenders’ (Üç Kalender) şiirini okuyunca onun Türkiye’yi hiç görmediğine de inanası gelmez insanın:
……..
Kuşlar gibi neşeli uçtuk
Biz: Emrah, Osman, Perizat
Güldük, şakalaştık ve seyrettik
Şarap, güller, neş’e… Türkü söyledik
Bütün unvanlardan vazgeçtik
……..

6. Lugatlardan öğrenilen dil


Boş vakitlerini İrlanda şapkasını başına geçirip uzun yürüyüşler yapmakla geçirdiği, bu gezintiler sırasında eline geçen lugatlardan yararlanarak Latince, Almanca ve Türkçe öğrendiği, yine bir yakınına ‘Türkçe ve Türk şiiriyle Almanca bir tercüme sayesinde tanıştığını’ anlattığı rivayet edilir.

7. Bütün gününü Türkiye’ye ayırmak


Hangi Türk şairlerinden etkilendiği bilinmese de bu tercümeden sonra çalıştığı kütüphanedeki görevini ihmal etmek pahasına hemen bütün gününü Türkçe öğrenmeye ve Türkiye’yle ilgili kitaplar okumaya ayırdığı gerçek. Öyle ki bir ara işten ayrılıp sadece Türkçe çalışmaya vakit ayırmak isteğine dahi kapılır.

8. Avrupalılığın paçavralarından kurtulmak


University Magazin’de Türkiye üzerine yazı yazmaya başlaması da bu dönemdedir… Türk şiiri üzerine çalışmanın zorluğunu anlatmaya çalışır okuyucularına: “Türk edebiyatını anlamak çok zor. Türkçe gramer okumakla, küçük izahları dinlemekle olacak iş değil bu. O bilgiyle Osmanlıcayı yazıp okuyamazsınız. İşi ciddi tutmak, uzun bir süre için kendi memleketinizi unutmanız gerekiyor. Adeta yeminli bir Müslüman gibi olmalısınız. Osmanlıyı, Türk şiirini anlamak ancak böyle mümkün. Yani Avrupalılığın bütün eskimiş paçavralarından kurtulmak onları rüzgâra savurmak gerek…”

9. Sükûnet ülkesinde dinlenmek


“Nihayet kafes çöküyor, demirler dağılacak yakında
Elveda gaileli dünya, günahlarla haşır neşir dünya
Ruhum Allah’ın sükûnet ülkesinde dinlenecek artık…” dizeleri Mangan’ın kendini Türkiyeli saydığı duygularının en güzel kanıtıdır belki de.

10. Kafiye anlayışı


Ve Mangan yoksulluk içinde öldüğünde yastığının altında bulunan gazelin İngiliz şiir tekniğine uymayan, Türk kafiye anlayışına bağlı kalarak yazıldığı görülür.

“Bu hana ve bu handan
Kaç seyyah geldi geçti
Kaç kervan kefenlenip gitti
Herkes geldi, herkes gitti
Kimse bilmedi neden geldiğini
Nereye gittiğini…”

11. Bir divanlık şiir


James Clarence Mangan ölümünden önce kendi ifadesiyle ‘deneme niteliğinde’ Türkçe şiirler yazmaya başlar. Ancak kelime dağarcığının azlığından yakınır hep. Ciddiye aldığı bu hevesi sonucunda Osmanlı şairlerine özgü bir divan oluşturacak kadar Türkçe eser bırakır arkasında… Döneminde bedava gezi ve tantanalı ağırlamadan yararlanmak, Osmanlı sarayından bahşiş koparmak için eser üreten tipte sanatçılardan olmamış, bizden habersiz, bir Türk gibi, kendisini bizim yerimize koyarak yazmış bir şairdir.

12. Kesinlikle Türk olmak


İrlandalı aydınlardan Peter Hird, Mangan’la ilgili düşüncelerini: “Şüphe yok ki, Mangan’ın kendisini bir Türk yerine koyarak yazdığı eserler, İngiliz okuyucusunu şaşırtır. Çünkü bu şiirlerinde Mangan, İrlandalı vatandaşlarına değil, Türk dostlarına hitap etmektedir. Bu bakımdan da okuyucusunu Türk Tarihini biliyor kabul etmiş, Türkiye tarihine ait çeşitli telmihler yapmıştır. Mangan’ın yazdıklarını yazabilmek, hissettiklerini hissedebilmek ve onun gibi düşünebilmek için kesinlikle bir Türk olmak gerekir…” şeklinde dile getirir.

13. Kilometrelerce uzaktan tanımak


Bir şairin gitmediği, yaşamadığı yerlerle ilgili şiir yazması olağandır. Edebiyat Tarihimizde bunun çok ve başarılı örnekleri de vardır; fakat bir toplumun değerlerini sahiplenerek, o değerler içinden ortaya başarılı şiirler koymak oldukça güçtür. Bu güçlüğü kilometrelerce uzaktan, yıllar öncesinden aşabilmiş bir örnektir İrlandalı Mangan.

14. Ölüm üzerine


Ölüm hakkındaki düşüncesi, ölüm algısı da bir İrlandalı gibi değil, tipik bir Doğulu Müslüman ve özellikle de Türk gibidir. “Şimdi kervan yola çıkıyor / Meçhul bir ülkeye doğru / Ruhum artık Allah’ın asude yurdunda dinlenecek…” dizelerinin Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” şiirindeki duygulara benzediği görülebilir.

15. Türkiye’nin tanımadığı şair


Mangan, sıradan bir empatiyle sadece kendisini Türk yerine koymakla kalmaz, Türkçeyi de anadilinin yerine koyar. Ama ne yazık ki Türkiye onu pek tanımaz; hiçbir eseri Türkçeye çevrilmemiştir. Avrupa’nın öbür ucunda bizden habersiz, bizi anlamaya, anlatmaya çalışan bir şair olarak kalmıştır Mangan…



kaynak
 
Üst