AMD Puma Platformu İkinci Bakış ve İzlenimler

Elvis
Forum Ustası
İşlemci üreticileri, bir süredir özellikle dizüstü pazarında bu "platform" kavramına fena takıldılar. Centrino platformunu kurmak ve tanıtmak, Intel'in en büyük başarılarından biri oldu, hatta genelde bu platformun ismi, bilgisayarın içindeki işlemci sanılmaya başlandı. Bugün Intel, masaüstü pazarında platformları sadece konsept düzeyinde bıraksa da, dizüstü pazarında Centrino markasını geliştirerek sürdürüyor. AMD ise, masaüstü pazarında Spider, dizüstü pazarındaysa Puma platformuyla şansını denemekte.
"Platform" dediğimiz şey, işlemci ve yonga setinin oluşturduğu bütünü tanımlıyor. Konu dizüstü pazarı olunca, bu ikilinin yanına kablosuz ağ kartı da ekleniyor. Örneğin dizüstü bilgisayarınızın, Napa kod isimli Centrino platformuna uyabilmesi için, işlemcisinin Core ya da Core 2 Duo, yonga setinin i945GM ya da PM ve kablosuz ağ kartının da Intel 3945ABG tipinde olması şart.
Bu platformları oluşturmanın firmalara bir kaç yararı var. Belli platformlar belirleyerek hem işlemci, anakart ve çevre birimleri arasındaki uyumu garanti ediyorlar, hem de işlemci yanında yonga setinin de kendi ürün portföylerinden seçilmesini sağlıyorlar. Platformun tüm yapıtaşlarını firmanın öngördüğü şekilde seçen üretici, işlemci üreticisinin o platform için ayırdığı pazarlama bütçesinden de hem dolaylı yoldan, hem de sağlanan desteklerle doğrudan yararlanıyor.
Konumuza dönersek... AMD'nin dizüstü bilgisayarları için yeni platformu Puma üzerine bilgileri sizlere geçen Haziran ayında, detaylı bir çalışmayla sunmuştuk. Aradan geçen süre içinde Puma platformu dizüstü üreticilerince kabul gördü ve yayıldı. Geçtiğimiz haftalardaysa, bu platforma uygun bir dizüstü bilgisayar olan ASUS M51Ta'nın başına oturup, Puma platformunu bizzat deneme şansımız oldu. Bugün, bu kısa güncellemede, Puma ile geçirdiğimiz süre boyunca edindiğimiz kullanıcı deneyimini sizlere aktaracağız.
Puma ile Tanışıyoruz: ASUS M51Ta

ASUS, AMD Puma platformunu ürünlerinde kullanan üreticilerden birisi. Üstelik, firma AMD platformunu sadece ucuz ürünlerinde değil, oldukça üst düzey modellerde de kullanıyor. Bizim test merkezimize konuk olan ASUS M51Ta modeli de, işte böyle üst düzey, eğlence öncelikli modellerden biriydi.
Asıl konumuz ASUS M51Ta bilgisayar değil, içerdiği teknoloji. Bu yüzden, sistemi biraz yüzeysel olarak tanıyacağız. Kısaca özetlemek gerekirse, M51Ta dizüstü bilgisayar AMD'nin Turion X2 Ultra işlemcisine ve M780G yonga setine dayanan, 15.4" büyüklüğünde ekrana sahip bir sistem. İşlemci olarak ZM-82 ya da ZM-80 modelleri seçilebiliyor, bizim incelediğimiz sistemde 2.2 GHz saat hızındaki ZM-82 takılıydı. Çift çekirdekli işlemci, işlemci başına 128kB L1 ve 1 MB L2 tampon bellek taşıyor. İşlemcinin 2200 MHz çalışma hızı, üzerindeki yük durumuna göre 550 MHz'e kadar düşebiliyor. İşlemci, DDR2 bellek destekliyor ve M51Ta, üzerinde 4 GB DDR2-800 bellek takılı olarak geliyor.
Sistemin grafik yönü ilginç, çünkü sistem hem dahili olarak Radeon HD 3200 grafik çekirdeğine, hem de ayrıca Radeon HD 3650 grafik işlemcisine sahip. Bu iki işlemci arasında geçiş otomatik ya da elle yapılabiliyor, az sonra bu konuya detaylarıyla değineceğiz.
ASUS M51Ta üzerinde 15.4" bir ekranla geliyor, ama ekran çözünürlüğü alışıldığı gibi 1280x800 değil, 1440x900. Dolayısıyla ekrandaki pikseller daha ufak, görüntü daha keskin. Gelgelelim, parlak kaplamalı ekranın görünürlük açısı çok düşük ve parlaklığı da çok iyi değil. Dolayısıyla, kullanım sırasında özellikle karanlık sahneli oyun ve filmlerde kullanıcıyı mutsuz ettiği oluyor. Hatta daha ileri giderek, M51Ta'nın en zayıf noktasının ekranı olduğunu söyleyebiliriz.
Gelelim sürprize... ASUS, eğlence öncelikli bu modelini dahili Blu-ray sürücüyle donatmış. Ekranın standarttan yüksek çözünürlüğüyle birlikte Blu-ray iyi bir ikili oluşturuyor, ama az önce bahsettiğimiz görüş açısı ve parlaklık meselesi, biraz keyif kaçırıyor tabii.
Sistemin diğer özelliklerini de kısaca gözden geçirirsek, 1.3 Megapiksel web kamera, 8 format destekli kart okuyucu, Bluetooth 2.1, nümerik klavye de içeren klavye ve 160 ile 320 GB arası disk kapasitelerini görüyoruz. Sistemin üzerinde e.SATA ve HDMI çıkışları bulunuyor. Bize gelen örnekte 7200mAH kapasiteli, 9 hücreli büyük pil vardı, ama aynı sistem 6 hücreli küçük pille de sunuluyor. Sistemin toplam ağırlığı 2.95 kg.
Bilgisayarı böylece tanıdık, şimdi Puma'ya özgü bir iki detaya bakalım:
Bir Dizüstü, İki Grafik İşlemcisi

Bizce sistemin en ilginç özelliği, iki grafik işlemcisi taşımasıydı. Bunlardan birincisi, yonga setinin içinde dahili olarak gelen Radeon HD 3200 çekirdeği. Bellek olarak sistem belleğini kullanan ve 40 işlem ünitesi içeren bu çekirdek, dahili grafik işlemcileri arenasında iyi bir işlemci sayılabilir, ama yine de performans olarak örneğin keyifli bir oyun oynatması olanaksız. Radeon HD 3200'ün ilginç bir yönü DirectX 10.1 değil, DirectX 10 desteklemesi. İşlemcinin güçlü yönüyse, daha üst grafik işlemcilerinde bulunan UVD video işleme birimini aynen barındırması.

Solda, yonga setine dahili Radeon HD 3200 grafik çekirdeğinin, sağdaysa sistemde ek olarak bulunan
Radeon HD 3650 grafik işlemcisinin teknik özellikleri
Sistemin içindeki ikinci grafik işlemcisi, Mobility Radeon HD 3650 tipinde ve kendine ait 512 MB DDR2 belleği var. "Performans canavarı" olarak adlandırılması güç bir işlemci, ama yine de içerdiği 120 işlem ünitesiyle, giriş düzeyi işlemcilerden daha üstte bulunuyor ve "orta sınıf" kavramına uyuyor. İşlemci DirectX 10.1 destekli ve sisteme PCI Express x16 veriyoluyla bağlı. Grafik işlemcisinin hızı, yük durumuna göre 600 MHz ile 300 MHz arasında değişebiliyor. Bu işlemcide de tam bir UVD birimi bulunmakta.
Peki, sistemde iki grafik işlemcisi olmasının mantığı nedir? Yanıt daha çok güç tüketimi konusunda yatıyor. Dahili grafik çekirdeği çok az güç tüketiyor, oyun dışında işleri görecek kadar da başarılı. Harici işlemciyse performanslı ama güç tüketimi asla dahili çekirdek kadar azaltılamıyor. Dolayısıyla, AMD sisteme iki işlemciyi de ekliyor, öncelik "düşük güç, yüksek pil ömrü" olduğunda dahili işlemci devreye giriyor, amaç performans ise diğer işlemci çalışıyor. Sadece bekleme durumunda bile, dahili-harici grafik işlemciler arasında 5 Watt güç tüketimi farkediyor, ki pil ömrü söz konusu olunca bu çok büyük bir değer.
ASUS M51Ta Tüm Sistem Güç TüketimiRadeon HD 3200
(dahili)
Mobility Radeon HD 3650
(harici)
Bekleme Durumunda30 Watt35 WattCineBench 10 OpenGL Testi64 Watt72 Watt
İki işlemci arasındaki geçişi, AMD'nin PowerXpress sistemi sağlıyor. Catalyst sürücüleriyle birlikte yüklenen bu sistem, dilerseniz sistem pille çalışırken dahili, prize takıldığında harici işlemciye otomatik geçiş yapıyor, dilerseniz bu seçimi size bırakıyor. Geçiş için sistemin resetlenmesi falan gerekmiyor, oldukça şeffaf şekilde başarılmış bu konu. Geçiş aşamasında ekran 1 saniye kadar kararıyor, toplam geçiş süresi 3-4 saniyelik bir duraklama yaratıyor. Yalnız, o anda grafik işlemcisini aktif olarak kullanan bir uygulama varsa, örneğin PowerDVD ile DVD oynatıyorsanız, grafik işlemcisi değiştirildiğinde uygulama ne yapacağını şaşırabiliyor, örneğin görüntüyü kaybedebiliyor. Bunu da doğal karşılayabiliriz, çünkü hiç bir uygulamanın dinamik olarak grafik kartı değişimine göre tasarlandığını düşünmüyoruz.
Bu arada, sistem Radeon HD 3650'yi kullanırken, dahili HD 3200'ün de gücünden yararlanıyor mu, bunu belirleyemedik. Ancak, sürücüler içinde CrossfireX ibaresini görmediğimize, hatta GPU-z uygulamasında "disabled" olarak gördüğümüze göre, şimdilik bu sistemin aktif olmadığını tahmin ediyoruz.
Genel olarak, PowerXpress sisteminin sorunsuz çalıştığını söyleyebiliriz. Aslına bakarsanız bu sistem çok yeni bir fikir değil, ama daha önceki uygulamalarında geçiş için sistemi yeniden başlatmak gerekiyordu. AMD, bu işi pratikte kullanılabilir hale getirmişe benziyor. Dahili grafik çekirdeğinin yonga seti fiyatına çok düşük etkisi olduğu düşünülürse, bu sistem tüm AMD temelli dizüstü bilgisayarlarda standartlaşabilir.

Kaynak
 
Üst