Barzani ile neyin müzakeresini yapacaksınız

Vedat YENERER'in makalesini görüşlerinize sunuyorum...

Barzani ile neyin müzakeresini yapacaksınız?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, PKK ile mücadele sürecinde Kuzey Irakta PKK’yı barındıran Mesut Barzani ile masaya oturmasının söz konusu olmadığının altını bir kez daha çizdi. Türkiye’yi yönetenler, Büyükanıt ve onun gibi düşünenlere rağmen, “Barzani ile masaya oturup görüşürüz” dediler. Şimdi büyük bir sessizlik yaşanıyor. Muhalefet de tepki vermeyince milletin kafası karıştı.
Ben bir gazeteci olarak; Mesut Barzani ile kapalı kapılar arkasında masaya oturmakta kararlı gözüken Başbakan Tayyip

Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e soruyorum:

1- Türk bayrağı yakan, Türkiye’ye hakaretler yağdıran, PKK’yı barındırıp basleyen, Güneydoğu’da halkı devlet aleyhine örgütleyen. Para dağıtan Mesut Barzani ile masaya oturup ne konuşacaksınız, neyin pazarlığını yapacaksınız?

2- 1991’den beri PKK’yı kollayan Barzani’nin PKK’ya destek vermemesini mi isteyeceksiniz.?

3- AB görüşmelerinde Türkiye’yi aşağılayanlara cevap vermek yerine, sessiz kalırken “Benim muhatabım başbakanlardır” diyordunuz. Barzani kimin başbakanı? Hangi ülkenin başbakan düzeyindeki yöneticisi?

4- 16 yıldır Türkiye ile kafa bulan Barzani’ye bunu masada mı anlatıp ikna edeceksiniz?

5- ABD tarafından PKK’ya verilen ve Irak ordusuna ait 360 bin silah ve bunlara ait cephanenin yanı sıra, 125 ton C-4 patlayıcısına Barzani’nin el koymasını mı isteyeceksiniz?

6- Koruma altına alıp besledikleri, tedavi ettikleri PKK teröristlerini ve liderlerini yakalayıp Türkiye’ye vermelerini mi isteyeceksiniz?

7- Beş yıllık iktidarınızda arpa boyu yol alamadınız da masaya oturunca mı alacaksınız?

8- Barzani aşiretinin Türkiye’yi hortumladığı çoğu paravan yaklaşık 350 şirketini kapatmasını isteyecek misiniz?

9- Barzani aşiretinden, Türkiye’ye kaçak olarak soktukları ve yıllık 20 milyar doları bulan içki, sigara çay ve uyuşturucu işini durdurmalarını aksi halde cezalandırılacaklarını söyleyecek misiniz?

10- Bugüne kadar Barzani ile neyi konuşup müzakere edemediniz de bundan sonra masaya oturup konuşacaksınız?

11- Masada, Barzani’nin yanında PKK’lılar olacak mı?

12- “Akraba” dediğiniz Irak Türklerinin haklarını ve çıkarlarını masada ifade edecek misiniz ?

13- Musul ve Kerkük’ün 100 yıllardır Türk şehri olduğunu, şiddet ve baskılar devam ederse 1926 anlaşmasından doğan haklarımızı kullanacağınızı, 200 bin askerle Kerkük’e gireceğinizi ve Barzani’yi yakaladığımız gibi Apo’nun yan hücresine tıkacağınızı söyleyecek misiniz?

* * *

Değerli okurlar kimse saf ve aptal değil.
Barzani ile yapılacak görüşme, Irak ve Türkiye’yi de kapsadığı açıkça dillendirilen hayali Kürdistan’ın kurulma sürecinin hızlandırılmasına hizmet eder. Yine bu görüşme ancak ve ancak PKK ve bölücülerin işine gelir.
Son olarak İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile saatler süren görüşmeler yine kapalı kapılar ardında ve görevli katip ile tercüman kapı dışarı edilerek gerçekleşti. Görüşmelerle ilgili yine hiçbir kayıt yok. Türkiye’nin üniter yapısını ve bağımsızlığını korumakla mükellef olanlar gereğini yapmalıdır.
Bu arada, Nevruz geliyor, çocuk katili, bölücülerle birlikte Apo posterleri ve PKK bayrakları arasında Türk bayramı Nevruz’u kutlasınlar.
Sözüm “davet etseydiniz gelirdik” diyenlere.

Vedat YENERER - Yeniçağ

 

yazıklar olsun bu insanlara koyun sürüsü gibiyiz vallaha... milim milim elimizin altından topraklarımız kayıp gidiyor ama kizsenin sesi çıkmıyor... yazık...

 

neyin pazarlığını yapacak söyleyecem ama yine bana kızacaksınız. neyse siz anladınız.
milletin sesi inşallah sandıkta çıkacak. eğer çıkmazsa bu millete başka ne diyeyim. zaten milletimizin çoğu bakar kör bu hükümetin yaptıklarını hiç görmüyorlar. bu hükümetinde bu meclisinde hepsinin Allah b... versin.
Yaşar Büyükanıt ne diyor. "1923 ten bu yana Türkiye hiç bu kadar tehdit altında olmamıştı." çok doğru bir söz

Barzani ve Talabani ile nasıl görüşülür?
Genelkurmay Başkanı Sayın Orgeneral Büyükanıt’a öneri:
Bugünlerde Türk milleti, Türk devlet yönetiminin hayati bir konuda ikiye bölünmüşlüğünü acı ile izliyor. AKP Hükümeti ABD’nin telkini ile Barzani ve Talabani ile görüşme eğilimi içerisinde. Genelkurmay Başkanlığı ise halen PKK’ya aktif destek veren, silah satan, ileri bomba teknolojileri konusunda eğiten, Türkiye içinde yıkıcı faaliyetleri doğrudan düzenleyen Barzani ve Talabani ile görüşmeye karşı çıkıyor. Washington, Barzani ve Talabani ise mevcut durumu memnuniyet ile izliyor.
Kuzey Irak yönetimi ile değil ama KDP ve KYB ile görüşmenin şartlarının her şeye rağmen olduğunu düşünüyorum. Ancak diplomatik ilişkilerde görüşmeler başlamadan önce zeminin sonuç alacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Yoksa sadece görüşmek için görüşmek Türkiye için küçük düşürücü, KDP ve KYB için ise sadece Türkiye tarafından muhatap alınmış olmanın zaferi olacak, Barzani ve Talabani’nin elini güçlendirecektir.
Görüşmeler öncesinde zeminin görüşmelerden sonuç alacak şekilde hazırlanması için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
a) Habur sınır kapısı tamamen kapatılmalıdır.
b) Barzani ve Talabani ile diğer Irak yurttaşlarının Türkiye içinde ticari faaliyet göstermeleri engellenmeli, mal varlıkları dondurulmalıdır. Mersin Serbest Ticaret Bölgesi-Gaziantep-Diyarbakır-Habur hattında Kürt devletinin ekonomik alt yapısını oluşturan hat kesilmelidir.
c) K. Irak’a yönelik ambargodan zarar görecek olan Türk firmalarının zararları tazmin edilmeli, kendilerine yeni iş alanları çok hızlı bir şekilde yaratılmalıdır. Böylece iş dünyamızın zarar görmesi engellenmelidir. K. Irak’ta Türk firmalarının verdiği temsilcilikler iptal edilmelidir.
d) K. Irak ile yapılan her türlü sınır ticareti en etkili önlemler alınarak durdurulmalıdır.
Bu önlemler alındıktan sonra bir süre beklenmeli ve K. Irak ekonomisinin çökmesi seyredilmelidir. İşte o zaman görüşmeler veya Barzani/Talabani çetesinin yalvarmaları başlayabilir. Barzani ve Talabani, Türkiye’nin bir çok talebini daha masaya oturmadan kabul ederek görüşmelere geleceklerdir. Ancak AKP iktidarı içinde Barzani’nin siyasi ve ticari ortakları bu önlemlerin alınmasını engelleyeceklerdir. Çünkü onların siyasi ve ticari hedefleri ile Barzani’nin siyasi ve ticari hedefleri arasında mutlak bir uyum vardır. AKP iktidarı içinde ve Erdoğan’ın yakın çevresindeki etkin bir grubun sadakati Türkiye Cumhuriyeti’ne değil, kurulması hedeflenen “Büyük Kürdistan” adır.
Aslında mesele Barzani ve Talabani ile görüşüp görüşmemek değil, onların Türkiye’deki ve iktidardaki ajanlarının Türk halkına teşhir edilmesi olmalıdır. Çünkü bu ajanlar Türkiye’nin zenginlikleri ile K. Irak’ta bir Kürdistan’ın kurulmasına yardımcı olurken diğer taraftan Türk askerinin kanı üzerinden siyaset yapmaktadırlar. Özetle Türkiye’nin ciddi bir K. Irak politikası ancak Habur sınır kapısı kapandığı zaman başlayacaktır. Aksi halde görüşelim veya görüşmeyelim kimse Türkiye’yi ciddiye almaz. (Prof. Dr. Ümit Özdağ)

Kaynak

Ah şu başım baş olsa neler yapmazdım ki

moderatörlere sesleniyorum:
yaw kardeşim şu bölümde herkes istediğini yazsın Allah aşkına kelimeler boğazıma tıkanıp kalıyor.

 

basımızda akpli paşalar oldukca daha cok boyle yazı yazılır

 

İlk önce kuzey ıraktaki türk firmaları geri çekilmeli.
oranın tek bağlantı noktası kuzey ırak olduğu için su ve temel yiyecek maddeleri kesilmez. Oradaki Türk soydaşlarımızda ezilir.
Bunlar haricinde zaten Türkiye serbest piyasası kuzeyırak kürdistanını tanıyor. Daha fazla geyik yapmaya gerek yok.
önce böldüğümüz kıbrısı ve KKTC sorununu çözmeli komşularımızla temelde ticari bir sistemde olduğumuz için ticari işbirlikleri kurmalıyız. Yoksa ülkenin perişan olmuş işçileri iyice telef olur.
sonra abd kürdistanı silahlandırıp bize karşı kullanır yada bu şekil bir planı önümüze koyup bizi korkutur.

O yüzden ordunun tam bağımsız olması için önce abd den eğitimli tüm paşalar baştan sona kovulmalı ve yerlerine Türkiyede eğitim almış insanlar getirilmeli.
ve ordu gibi çok önemli kurumların temsilcilikleri olmalı onlar diğer ülkeler ile görüşmeli.
ayrıca kendi ordu sanayimizi kurmalıyız.
.....................