Bangkok dedik te, ilk kez 1996 Yılında zengin olma hayalleriyle gitmiştim Bangkok'a.
Ne seyahatti ama
Cemaatin önde gelen çelik tüccarlarından birisiyle tekstil firması açacaktık.
Seri toplantılardan sonuç alamayınca net doneler temin edebilmek için
arkadaşlar beni Bangkok'a yolladılar.
Aslında işim iki günlük ama o zamanlar haftada bir uçak var.
El mahkum, bir hafta takılacağız
Bangkok'da ulaşım genelde motorbisikletlerle yapılıyor.
Yollar, çekirge sürüsü gibi motor dolu
Taksi mi alacaksın?
Motora binmelisin.
Hem o trafikte en pratik olanı da motor.
Bizde nasıl her köşe başında taksi durakları var,
Bangkok'da da her köşe başında, otellerin önlerinde, gece kulüplerinin çıkışlarında
Her yerde yirmi otuz tane motor görmeniz mümkündür.
Benim iş iki günde bitti, toplayacaklarımızı topladık.
Gündüz lay lay lom takılıyorum
Elimdeki hesaplı parayla Amerikan değil, yerli bira Singha içiyorum.
Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı di mi ama
Akşam oldumu, ufaktan vites arttırıyorum
Gece yarısına doğru çıkıyorum otelden, iniyorum otelin önündeki motorculara
Veriyorum bir tanesine 100 Baht ( 2.5 usd falan )
Takıyorum kaskı kafama, biniyorum arkaya
O Tayland dilinde nereye falan diye soruyor
Bende kafa binbeşyüz, Türkçe SÜR! diyorum.
Tuhaf tuhaf yüzüme bakıyor, anlıyor, gülüyor ve sürüyor
Kafalarda miğfer gibi kasklar,
Ben kafasının sağ tarafına tık tık yaparsam sağa gidiyor
Sol tarafına tık tık yaparsam sola gidiyor
Son sürat boş Bangkok sokaklarında tur yapıyoruz
Tabi bu arada ben anlamsız, mongol bir şekilde naralar atıyorum
Motorcu gülmekten motoru kullanamaz hale geliyor
Küçük bir şehir turu yaptıktan sonra geliyoruz yine otelin önüne.
Bazen bu işi TUKTUK ile yapıyorum.
Aaaa bak. Onun keyfi bambaşka.
Arkaya seriliyorsun salon salomanje
En ufacık bir kasiste zıpladı mı, popondaki kemikleri sızlatıyor
Virajları alırken devrilme tehlikesiyse adrenalinin göbek adı
Tayland, işgal altında bir ülke.
Ticarette aslan payı Hintlilerin
Aslanın arkasından gelen çakallığı Çinliler yapıyor
Japonlar büyük birader.
Mafyası kılı tüyü hep onların elinde
Bizim Çinli, bir akşam meşhuuuuur SEAFOOD restaurant'a davet etti beni.
Yine İran'dan gelen misafirleri var.
Akşam otelden beni alıp gidecek ama gündüzden elçiliğe gitmem lazım
Ufak bir işim var. Onu halledip otele döneceğim.
Elçilik, şehir dışı civarında, zengin bir muhitte, tam bir tatil yeri gibi.
( Elçilik ile ilgili bulabildiğim tek resim bu, idare edin
)
Aga elçiliğin sokağına girdik
Bir malikanenin önünden geçiyorum
Malikanenin kapısı açıldı, kapıda hizmetçi tipli bir kadın
geri geri bir erzak arabası içeri giriyor
Bu arada avuç kadar üç beş şımarık süs köpeği malikaneden dışarı fırladılar
Bana HEV HÜV gibi bir şeyler yaptılar
Köpeğin boyuna gramajına baktım, SİYEEE LAN çektim, devam ettim
La bu itlerden biri ayağıma carttadanak dalmaz mı?
Isırmasıyla geri kaçıp malikaneye girmesi bir oldu
Ben ağzıma ne geldiyse saydırıyorum
Türkçe, İngilizce, Kasımpaşaca, analar avratlar asfaltta koşuyor
Ağlayacağım, ağlayamıyorum.
Sen git, dünyanın teeee öbür ucunda avuç içi kadar bir ite ısırttır kendini..
Elçilikten içeri girdim
Korkuyom aga. Kuduz muduz falan
Elçi hanımı beklerken görevlilere ayağımı köpeğin ısırdığını söyledim
Lan..
Söyledim ama, bu lavuk Taylandlı gözlerini açtı, tebessüm ederek yarama bakıyor
Biri daha geliyor, ona gösteriyor
Bir başkası geliyor ( Hani kim kim? ) der gibi, ona da ayağımı gösteriyor
İyice fıttırdım.
Hipnelere bak lan. Ben canımla cebelleşiyorum, bunlar gülüyorlar..
Derken elçi hanım geldi
Ben elçi hanıma ÇOK MU KOMİKLERİNE GİTMİŞ diye hiddetle bağırdım.
Elçi hanım da tebessüm ediyordu
Kadının cevabı tam derslikti hem Vallah hem Billah..
Yusuf Bey. Tayland tarihinde belki de bir köpeğin ısırdığı ilk insansınız
Yuh mk. bizdeki kısmete bak..
( Isıran, ahan da böyle bir şeydi )
Akşam SEAFOOD restaurant'a gittik.
Ananı kurtlar kovalasın lan.
Tavanlarda köpükten kesilmiş, misinaya bağlanmış ve sarkıtılmış
Onlarca köpek balığı maketi..
Lan ooolum nereye geldim lan ben?
Meğer köpek balığı kıkırdak çorbaları çok meşhurmuş
Oturduk masaya, iki de İranlı.
İranlılar ben bira içtikçe bana bozuk bozuk bakıyor lavuklar
O aralar bir de Atatürk Türkiyesi'ne gıcıklar
Ben, ayağımı köpeğin ısırdığını Charoen'a anlattım, kahkahayı bastı.
ÇOK KISMETLİSİNİZ MİSTER YUSUF..
Lan neyin kısmeti lavuk? Ayağımı köpek ısırmış
Şöyle izah etti:
Herkes her gün bir çok aynı şeyi yaşar.
Farklı şeyleri yaşayanlar kısmetli olanlardır
Mesela bu ( İranlı'yı gösterdi ) sizden daha çok kısmetlidir.
Geçen gelişinde bir inşaattan kafasına tuğla düştü, neredeyse ölüyordu
İranlı kafa sallıyor, sırıtıyor
Hay dedim sizin kısmet anlayışınıza ben..
Devam eder merak yapmayın
Ne seyahatti ama
Cemaatin önde gelen çelik tüccarlarından birisiyle tekstil firması açacaktık.
Seri toplantılardan sonuç alamayınca net doneler temin edebilmek için
arkadaşlar beni Bangkok'a yolladılar.
Aslında işim iki günlük ama o zamanlar haftada bir uçak var.
El mahkum, bir hafta takılacağız
Bangkok'da ulaşım genelde motorbisikletlerle yapılıyor.
Yollar, çekirge sürüsü gibi motor dolu
Taksi mi alacaksın?
Motora binmelisin.
Hem o trafikte en pratik olanı da motor.
Bizde nasıl her köşe başında taksi durakları var,
Bangkok'da da her köşe başında, otellerin önlerinde, gece kulüplerinin çıkışlarında
Her yerde yirmi otuz tane motor görmeniz mümkündür.

Benim iş iki günde bitti, toplayacaklarımızı topladık.
Gündüz lay lay lom takılıyorum
Elimdeki hesaplı parayla Amerikan değil, yerli bira Singha içiyorum.
Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı di mi ama
Akşam oldumu, ufaktan vites arttırıyorum
Gece yarısına doğru çıkıyorum otelden, iniyorum otelin önündeki motorculara
Veriyorum bir tanesine 100 Baht ( 2.5 usd falan )
Takıyorum kaskı kafama, biniyorum arkaya
O Tayland dilinde nereye falan diye soruyor
Bende kafa binbeşyüz, Türkçe SÜR! diyorum.
Tuhaf tuhaf yüzüme bakıyor, anlıyor, gülüyor ve sürüyor
Kafalarda miğfer gibi kasklar,
Ben kafasının sağ tarafına tık tık yaparsam sağa gidiyor
Sol tarafına tık tık yaparsam sola gidiyor
Son sürat boş Bangkok sokaklarında tur yapıyoruz
Tabi bu arada ben anlamsız, mongol bir şekilde naralar atıyorum
Motorcu gülmekten motoru kullanamaz hale geliyor
Küçük bir şehir turu yaptıktan sonra geliyoruz yine otelin önüne.

Bazen bu işi TUKTUK ile yapıyorum.
Aaaa bak. Onun keyfi bambaşka.
Arkaya seriliyorsun salon salomanje
En ufacık bir kasiste zıpladı mı, popondaki kemikleri sızlatıyor
Virajları alırken devrilme tehlikesiyse adrenalinin göbek adı

Tayland, işgal altında bir ülke.
Ticarette aslan payı Hintlilerin
Aslanın arkasından gelen çakallığı Çinliler yapıyor
Japonlar büyük birader.
Mafyası kılı tüyü hep onların elinde
Bizim Çinli, bir akşam meşhuuuuur SEAFOOD restaurant'a davet etti beni.
Yine İran'dan gelen misafirleri var.
Akşam otelden beni alıp gidecek ama gündüzden elçiliğe gitmem lazım
Ufak bir işim var. Onu halledip otele döneceğim.
Elçilik, şehir dışı civarında, zengin bir muhitte, tam bir tatil yeri gibi.
( Elçilik ile ilgili bulabildiğim tek resim bu, idare edin

Aga elçiliğin sokağına girdik
Bir malikanenin önünden geçiyorum
Malikanenin kapısı açıldı, kapıda hizmetçi tipli bir kadın
geri geri bir erzak arabası içeri giriyor
Bu arada avuç kadar üç beş şımarık süs köpeği malikaneden dışarı fırladılar
Bana HEV HÜV gibi bir şeyler yaptılar
Köpeğin boyuna gramajına baktım, SİYEEE LAN çektim, devam ettim
La bu itlerden biri ayağıma carttadanak dalmaz mı?
Isırmasıyla geri kaçıp malikaneye girmesi bir oldu
Ben ağzıma ne geldiyse saydırıyorum
Türkçe, İngilizce, Kasımpaşaca, analar avratlar asfaltta koşuyor

Ağlayacağım, ağlayamıyorum.
Sen git, dünyanın teeee öbür ucunda avuç içi kadar bir ite ısırttır kendini..
Elçilikten içeri girdim
Korkuyom aga. Kuduz muduz falan
Elçi hanımı beklerken görevlilere ayağımı köpeğin ısırdığını söyledim
Lan..
Söyledim ama, bu lavuk Taylandlı gözlerini açtı, tebessüm ederek yarama bakıyor
Biri daha geliyor, ona gösteriyor
Bir başkası geliyor ( Hani kim kim? ) der gibi, ona da ayağımı gösteriyor
İyice fıttırdım.
Hipnelere bak lan. Ben canımla cebelleşiyorum, bunlar gülüyorlar..
Derken elçi hanım geldi
Ben elçi hanıma ÇOK MU KOMİKLERİNE GİTMİŞ diye hiddetle bağırdım.
Elçi hanım da tebessüm ediyordu
Kadının cevabı tam derslikti hem Vallah hem Billah..
Yusuf Bey. Tayland tarihinde belki de bir köpeğin ısırdığı ilk insansınız
Yuh mk. bizdeki kısmete bak..
( Isıran, ahan da böyle bir şeydi )

Akşam SEAFOOD restaurant'a gittik.
Ananı kurtlar kovalasın lan.
Tavanlarda köpükten kesilmiş, misinaya bağlanmış ve sarkıtılmış
Onlarca köpek balığı maketi..
Lan ooolum nereye geldim lan ben?
Meğer köpek balığı kıkırdak çorbaları çok meşhurmuş

Oturduk masaya, iki de İranlı.
İranlılar ben bira içtikçe bana bozuk bozuk bakıyor lavuklar
O aralar bir de Atatürk Türkiyesi'ne gıcıklar
Ben, ayağımı köpeğin ısırdığını Charoen'a anlattım, kahkahayı bastı.
ÇOK KISMETLİSİNİZ MİSTER YUSUF..
Lan neyin kısmeti lavuk? Ayağımı köpek ısırmış
Şöyle izah etti:
Herkes her gün bir çok aynı şeyi yaşar.
Farklı şeyleri yaşayanlar kısmetli olanlardır
Mesela bu ( İranlı'yı gösterdi ) sizden daha çok kısmetlidir.
Geçen gelişinde bir inşaattan kafasına tuğla düştü, neredeyse ölüyordu
İranlı kafa sallıyor, sırıtıyor
Hay dedim sizin kısmet anlayışınıza ben..
Devam eder merak yapmayın
- Yönetici düzenlemesi: :