"Kariyerine Antalyaspor’da başlayan Burak Yılmaz, Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi devlerde forma giydikten sonra Trabzonspor’da kendini buldu. İki sezondur attığı gollerle Karadeniz temsilcisini sırtlayan Burak’ın Fenerbahçe maçlarındaki performansına bir göz atalım.
Beşiktaş’a geldiği ilk sezonda Fenerbahçe’ye karşı dört maçta forma giydi milli futbolcu. Saracoğlu’nda oynanan ve golsüz sonuçlanan müsabakada 90 dakika forma giyen Burak, sezonun ikinci yarısında İnönü’de takımının 1-0 yenilmesine mani olamamış ve bir de sarı kart görmüştü.
Aynı sezon siyah-beyazlıların Türkiye Kupası yarı finalinde Fenerbahçe’yi elediği eşleşmenin ilk ayağında 61 dakika forma giyen genç futbolcu, uzatmalara giden ikinci maçta da 58. dakikada oyundan alınmıştı.
Burak, bir sonraki sezon sarı-lacivertlilerin Beşiktaş’ı 2-1 yendiği müsabakada yine maçı tamamlayamıyordu. 64’te oyundan çıkan milli futblolcu dakikalar 60’ı gösterirken bir de sarı kart görüyordu.
Beşiktaş'ta bir türlü istenileni veremeyen Burak devre arasında Filip Holosko transferinde bir miktar para ile birlikte Manisaspor'a gitti. Ege temsilcisinin Fenerbahçe’ye 4-1 mağlup olduğu maçta fileleri sarsınca da bir sonraki sezon kendini bu takımda buluyordu.
Burak burada da istenileni gerçekleştiremedi ve önce Eskişehir’e kiralandı ardından da Trabzon’un yolunu tuttu. Şenol Güneş yönetiminde de patlamasını yaptı. Eskişehir formasıyla iki Fenerbahçe maçına çıkan Burak gol kaydedemedi.
Trabzonspor’da ise kupa finalinde 120 dakika foyma giydi ve kupanın Karadeniz’e yolculuğunda önemli bir rol oynadı. Ancak 16 Mayıs 2010 akşamı atacağı gol milyonları üzecekti.
Şampiyonluğu 2006’da son haftada kaybeden sarı-lacivertliler bu kez aynısı yaşamayacaklarından emindi. Galibiyet Fenerbahçe’ye 18. şampiyonluğu getirecekti. Güiza’nın golüyle öne geçen Kanarya, 23’te Burak’ın attığı o ilginç gole mani olamıyor, Bursa’dan da bekenen gol haberi gelmeyince yine son haftada şampiyonluk Saracoğlu’nda uçup gidiyordu."
Ekmek yedigi yerlere hayrı olmayan,kapısından çıktıgı yerlere , daha sonra kapısına gittigi ve adam edildigi yere bile hayrı olmayan,Hakan Şükürden sonra topu kaybedince (Bilhassa ceza sahası içinde) mutlaka düşen bir topçu mu bahsettiginiz?...
