Cenab-ı Hak,Firavun’u helak edip onları kurtarınca,Hz. Musa(a.s) Rabbinden kitabı istedi.Cenab-ı Hak O’na otuz gün oruç tutmasını emretti.O zaman Zilkade ayı idi ve otuzuncu günün gecesi tamamlanınca ağzının kokusundan hoşlanmayarak misvak kullandı.Bunun üzerine melekler,Hz.Musa(a.s)’ya:
“Biz senin ağzından misk kokusu duyuyorduk,sen onu misvakla ifsat ettin.”dediler.Cenab-ı Hak,O’na Zilhicce’nin on gününü de oruçlu geçirmesini emrederek:
“Bilmez misin ki,oruçlunun ağız kokusu,benim nezdimde misk kokusundan daha güzeldir.”buyurdu.Musa(a.s)’nın orucu,gündüzleri yemeyi içmeyi terk edip akşamları yemek tarzında bir oruç değil,aksine kırk gün boyunca hiç yememek şeklinde bir oruçtu.Midenin yiyeceklerden hali olarak boş bulunması,Hz.Musa’yı Cenab-ı Hak ile mükâlemeye hazır hale getirmiştir.(Avârifu’l-Meârif).
Allah’a yönelen ariflerin kalplerindeki ilm-i ledün,aslında Kur’an’daki bu mükâlemeden kinayedir.Kırk gün süreyle ihlasla ve boş mideyle nefsini kontrol ederek Allah’a yönelen kimseye,Allah,ilm-i ledün kapılarını açar.Müddetin kırk gün olarak tayin edilmesi ve sınırlandırılmasında hikmetler vardır.O hikmeti,Cenab-ı Hakk’ın kendilerine bildirdiği peygamberleri ve peygamberlerin dışında hususi bir bilgi verdiği kimselerden başkası bilemez.