Daha çok Demokrasi kılıfı geçirilmiş bölücülük

ESTERGON
Genel Moderator
Daha çok Demokrasi kılıfı geçirilmiş bölücülük...


Yazıya başlamadan uyarılarımı yapayım.
Lütfen siyasi mesaj yazılmasın zaten konu milli bir konudur.
İsim vermeden bazen siyasi uygulamalara değinmek zorunda kalacağız.


Önce tespitleri sıralayalım.

1. Bebek katili, bölücü çete ye her türlü mesajı gönderebiliyor.
Ülkeyi yönetenlerle (devlet aracılığıyla) pazarlık yapabiliyor.
Bölücü çetenin siyasi uzantılarına talimat gönderebiliyor.
Devleti tehdit edebiliyor.

2. Bölücü çetenin siyasi uzantıları, önce kürtçe kursların açılmasını sağladı.
Sonra yerleşim yerlerinin kürtçe adlarının verilmesini, ardından demokratik(!)
özerlik talepleri ve son olarak da kürtçe eğitim ve 2. dil talepleri geldi.
TBMM’de İngilizce ve kürtçe konuştular. Hatta Leyla Zana kürtçe yemin etmeye
kalkmıştı. Kendi polislerinden ve güvenlik güçlerinden söz ediyorlar.

3. Gelelim ülkeyi yöneten siyasi iktidara. İlk olarak Diyarbakır’da bölücülerin
yaptığı bir toplantıda Başbakan Erdoğan “kürt sorunu”ndan söz etti.
Mavi boncuklar dağıtıldı. Bölücü çete açılımı isim değiştirdi önce “kürt açılımı” sonra
“demokratik açılım” oldu. Habur’dan giren bölücü çete mensupları kahramanlar
gibi karşılandı. Pişman olmadıklarını söyleyen çete mensuplarını özel seyyar
mahkemeler serbest bıraktı. Millet vicdanının kanadığını fark eden siyasi iktidar
büyük(!) tepki gösterdi. Çete mensupları Diyabakır’da basın toplantıları yaptı.
Ardından Diyarbakır Belediye Başkanı devlete “has....ir” çekti. Peki ülkeyi
yönetenler ne yaptı? Onlar da büyük(!) tepki gösterdi.


Şimdi de dünyadan bazı örnekler verelim.

1. İrlandalı bir milletvekili Avam Kamarası’nda İrlanda’nın bağımsızlığından söz etti.
Diğer milletvekilleri tarafından tekme tokat dışarı atıldı.

2. Yine IRA lideri hapiste olduğu İngiltere’de bırakın çetesine veya basına haber
uçurmayı avukatlarıyla bile görüştürülmüyor.

3. TBMM başkanı Şahin’in dediği gibi Almanya’da hiçbir Türk asıllı milletvekili
Alman meclisinde Almanca’nın dışında başka bir dil kullanamaz.


Bütün bu tespitler üzerine birkaç şey yazalım.

Daha fazla demokrasi demek, mevcut yasalara rağmen benim düşüncem doğrudur demektir.
Yani “yasaları mevcut duruma uydurma” çabasıdır.
Yukarıda yazdım, IRA liderini avukatlarıyla görüştürmeyen yada Avam Kamarası’ndan
İrlanda’nın bağımsızlığından söz eden milletvekilini tekme tokat atan İngiltere de
daha az mı demokrasi var? Hani demokrasinin beşiği diyoruz ya...
Ya da Alman Meclisinde neden Almanca’nın dışında başka bir dille konuşulamıyor?
Yoksa Almanya’ya henüz demokrasi gelmedi mi?
Şimdi konunun daha ilginç yüzüne bakalım.
Bu ülkeler, bizi sopanın ucundaki muzla kandırmaya çalışan AB üyesi değiller mi?
Demek ki AB kriterlerine uymuşlar ve üye olmuşlar.
Yoksa kurucu üye oldukları için “ağaya beleş” misali kriterlerin dışındalar mı?
AHİM son günlerde bir karar verdi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni HADEP’i
“bölücülükten” kapattığı için toplam 26 bin euro cezaya hükmetti.
Bu tür kararların verilmesine sebep olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1998 yılında “tahkim”i
imzaladı. Kısaca tahkim şudur. Uluslar arası şirketlerin ülkenize sıcak parasını
çekebilmek için “AHİM ve dayandığı uluslar arası yasalar benim iç hukukumun
üstündedir” diyorsunuz. Bunu demek yetmiyor iç hukukunuzu da uluslar arası
hukuğa uydurmak zorundasınız. Çünkü para öyle istiyor.
Tazminat davalarının arkasının kesilmemesine ve büyük tazminatlar ödememize
sebep olan işte bu anlaşmadır.


Şimdi konumuza dönelim.

Ne diyordu siyasi kürtçüler “dilimizi konuşmak en temel insanlık hakkıdır”
Peki yüzyıllardır kendi aralarında konuşmuyorlar mıydı?
Bugün konuşmuyorlar mı?
Başka ne diyorlar “TC bizim devletimiz değil”
Hay hay, beğenmek ya da sevmek zorunda değiller.
Onları tutanda yok.
Barzani amcaları biraz daha güneyde, buyursunlar.
Yok biz oraya gitmeyiz orası güney kürdistan biz kuzey kürdistanı kuracaz.
Tabiii, buyrun kurun.
Her talebin bir bedeli var.
Ödeyin maliyetini kurun.


Geldik konunun son sözlerine.

1. Çifte standartlarının artık ayyuka çıktığı AB rüyasından acilen uyanalım.

2. 3 kuruş gelecek sıcak para ayağımızdaki donu almadan kendimize gelelim.

3. Bölücü çete ile aralarına mesafe koymayan herkezin bölücü olduğunu unutmayalım.

4. 29.isyanlarından bahseden siyasi kürtçülere bu millet tarihi tekrar hatırlatacaktır.

5. Daha çok demokrasi=Daha çok özgürlük demek değildir.
Bir özgürlüğün sınırı diğer özgürlüğün sınırına kadardır.

6. “Ben Türküm” dediğimde bana “faşist,ırkçı,kafatasçı” diyebilenler,
“ben kürdüm” dediğinde nasıl oluyorda “ezilmiş, zavallı, özgürlük savaşçısı” oluyor?

7. Kendini Türk hissetmeyenleri İslam potasında eriteceğini sanmak ham hayaldir.

8. Eğer son devletimizin 100.yaşını görmek istiyorsak, kuruluş felsefesine inanmak zorundayız.

9. Ucundan kürtçüler, kenarından ümmetçiler kıyısından da mandacılar çekmeye
devam ederse ne yazık ki 100.yılını göremeyeceğiz.

10. Tarih, milletler mücadelesinden ibarettir. Bunu sınırların olmayacağını
söyleyen -izm ve ümmet peşinde koşanların bilmesine rağmen anlamalarını beklemiyorum.

11. Başbakanın ifadesiyle “ok yaydan çıkmıştır”. Geriye dönüş imkansızdır.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Taşları yerinden oynatanlar tarih önünde hak
ettikleri yeri alacaklardır.

12. Terör ile aralarına mesafeyi koyamayanlar yüzünden toptan bir halk bazıları
suçsuz yere de olsa aynı kefeye konacak kısaca kurunun yanında yaşlarda yanacaktır.

13. “Bunlar geçer, zamanla düzelir, din zaten çimentodur, vs.” gibi hamaset
edebiyatı bu saatten sonra anlamsızdır.

14. Şeytan tohumlarını ekmiştir. Hiçbir zaman bu halkların arası düzelmeyecektir.
Çünkü araya kan girmiştir. Burada kalsa şükür dememiz gerekir.
Ama kalmayacaktır. 17 yıl önce “iç savaş kapıda” dediğimde bazı safdiller bana gülmüştü.
Bu gün geldiğimiz nokta ne yazık ki işte orasıdır.
 
Gila
Moruk Moderator
Site Yetkilisi
Son derece yerinde durum tespiti yapılmış.

Siyasi mesaj bırakılmaması yönündeki mesajınız da benim açımdan olumludur

Zira vakit bulabilseydim OK YAYDAN ÇIKTI başlıklı bir konu yapacaktım.

Yine vaktim olursa, sizin konunuzdan da yararlanarak kendi konumu bugün yarın yapacağım.

Açıkcası, ben bu milletin uyumakta değil, umuyamaya mahkum edildiğine inanıyorum.

Bu da ayrı bir konudur.

Teşekkürler ESTERGON.
 
- Yönetici düzenlemesi: :
necdet35
Co-Admin
Site Yetkilisi
Şu an içinde bulunduğumuz ortamı çok güzel analiz eden tespitlerde bulunmuşsunuz ESTERGON smodum , bizde yapılmak istenilen tüm olumsuz şeylere uydurulan kılıfın adı ne yazıkki son zamanlarda özellikle ; Demokrasi ve İnsan hakları bu iki kavram ülkemizdeki uygulanış tarzları nedeniyle anlam değiştirirse şaşmamak lazım ;)
 
sidar2000
Forum Ustası
konuda örnekler hoşuma gitti , teşekkürler,
birkaç dipnot benden,
1- bu almanlar, her dili bilirler ama asla konuşmazlar,sen benim dilimi konuş derler.
2 - aihm siyasi bir oluşumdur. inceliyeyin, aihm kurucu üyeleri asla vede asla ,
onların ülkesinin çıkarına olamayan birşeyi onaylamazlar. yani siyasi bir kurumdur,
hukuksal - adli değil,
3- resmi dilimiz, tc anayasasına göre , değişmez , değiştirilmesi dahi, teklif edilmez hükümdür.
4- apo ilk yakalandığında , eli ayağı titriyor. devletimin hizmetindeyim diyordu.
şimdi ise , imralı fatihi oldu, yakında ne fatihi olur bilemem ?

kürtlerde kardeşlerimiz ama zamanında avrupa ve amerikalılar. ermenilere 1915 ve öncesinde yaptığı pohpohlamayı . malesefki, kürt vatandaşlarımızada yapıyorlar.....
 
- Yönetici düzenlemesi: :
nesta_34
Super Moderator
Site Yetkilisi
Daha çok Demokrasi kılıfı geçirilmiş bölücülük...



Geldik konunun son sözlerine.

1. Çifte standartlarının artık ayyuka çıktığı AB rüyasından acilen uyanalım.

2. 3 kuruş gelecek sıcak para ayağımızdaki donu almadan kendimize gelelim.

3. Bölücü çete ile aralarına mesafe koymayan herkezin bölücü olduğunu unutmayalım.

4. 29.isyanlarından bahseden siyasi kürtçülere bu millet tarihi tekrar hatırlatacaktır.

5. Daha çok demokrasi=Daha çok özgürlük demek değildir.
Bir özgürlüğün sınırı diğer özgürlüğün sınırına kadardır.

6. “Ben Türküm” dediğimde bana “faşist,ırkçı,kafatasçı” diyebilenler,
“ben kürdüm” dediğinde nasıl oluyorda “ezilmiş, zavallı, özgürlük savaşçısı” oluyor?

7. Kendini Türk hissetmeyenleri İslam potasında eriteceğini sanmak ham hayaldir.

8. Eğer son devletimizin 100.yaşını görmek istiyorsak, kuruluş felsefesine inanmak zorundayız.

9. Ucundan kürtçüler, kenarından ümmetçiler kıyısından da mandacılar çekmeye
devam ederse ne yazık ki 100.yılını göremeyeceğiz.

10. Tarih, milletler mücadelesinden ibarettir. Bunu sınırların olmayacağını
söyleyen -izm ve ümmet peşinde koşanların bilmesine rağmen anlamalarını beklemiyorum.

11. Başbakanın ifadesiyle “ok yaydan çıkmıştır”. Geriye dönüş imkansızdır.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Taşları yerinden oynatanlar tarih önünde hak
ettikleri yeri alacaklardır.

12. Terör ile aralarına mesafeyi koyamayanlar yüzünden toptan bir halk bazıları
suçsuz yere de olsa aynı kefeye konacak kısaca kurunun yanında yaşlarda yanacaktır.


13. “Bunlar geçer, zamanla düzelir, din zaten çimentodur, vs.” gibi hamaset
edebiyatı bu saatten sonra anlamsızdır.

14. Şeytan tohumlarını ekmiştir. Hiçbir zaman bu halkların arası düzelmeyecektir.
Çünkü araya kan girmiştir. Burada kalsa şükür dememiz gerekir.
Ama kalmayacaktır. 17 yıl önce “iç savaş kapıda” dediğimde bazı safdiller bana gülmüştü.
Bu gün geldiğimiz nokta ne yazık ki işte orasıdır.

Altı mavi ile çizilmiş bölümün
oldukça uzun bir açılımını bir süre önce forumda paylaşmıştım.

Burada

Türkiye'de yaşayan her 5 kişiden 4 ü AB'ye gireceğemizden umutsuz 1 de şüpheli bakıyor.

Ama her ne hikmetse 1959 dan beridir bu AB trenine binmişiz ve maalesefki hep son vagonda gezdiriliyoruz


Kahverengi bölüm:
Terör ile aralarına mesafe koyamayanların hepsi cahil,okumamış gün görmemiş insanlar değil,aksine okumuş hatta kendini yetiştirmiş kesimlerdir.

Kimi uyuşturucu,kimi silah,kimi kaçakçılık kimide başka hedeflerle teröre hem destek vermekte hemde nemalanmaktadır.

Ve bu aynı kefeye konulacaklar azınlık değil bilakis çoğunluktur.


Yeşil bölüm: Din birleştirici,insanları birbirine yakınlaştırıcı,bağlayıcı bir olguydu ne zamana kadar,tarikatlarla,cemaatlerle şeyhlerle farklı farklı fırkalara ayrıştırıldığımız zaman..Madem dinimiz bir Peygamberimiz bir Allah'ımız bir bu ayrılıklar bu çekişmeler neden

Eline sağlık ESTERGON ustam sağlam konu olmuş..
 
Ulu
Forum Ustası
Sevgili ESTERGON S.Mod.'um;

Her Türk Vatandaş'ının yukarıdaki tehlike ve uyarı düsturlarını ruhi ve akli benliklerine alıp,gerekenlerin yapılması yönünde Türkiye Cumhuriyeti'nin varoluş reçetesini şiar edinebilmesi gerekmektedir,

İnsan faktörünün bulunduğu dünyada, ideal olanın pratikliğe dönüşmesi yolunda ne kadar gerçekleştirilebildiği o davanın başarı oranını tanımlar,

Mustafa Kemal ve Türk Milleti'nin varoluş gayesi idealliğin pratikliğe eşliliğini göstermektedir,

Hedef ve misyon yolunda bu eşliliği rota bilmek Türkiye Cumhuriyeti'ini payidar bilmek ve kılmaktır,

Bizlere yeni bir silkelenme yeni bir tazelenme sebebini oluşturup,burada bizlerle paylaştığınız tespit ve görüşleriniz için teşekkürü borç bilirim,

Kardeşiniz Ulu :),

Saygılarımla...
 
alpay29
Super Moderator
Site Yetkilisi
yoruma gerek bile görmüyorum kaç tane imza dersen okadar imza atarım hek cümlenin sonuna...
eline diline klavyene sağlık.....
 
HAMUŞ
Misafir Üye
Gerçekten ibretlik bir paylaşım...
Teşekkürler s-mod'um... +k

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde
bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait
bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada
emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri
zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil
işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde,
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri
şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap
ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen;
Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret,
damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
 
- Yönetici düzenlemesi: :
0sM@N61
Forum Ustası
harika ötesi bir konu ve güzel yorumları okumak çok ama çok hoşuma gitti teşekkürler..

ne mutlu türk olarak doğup türk olarak yaşayıp türk olarak ölebilene imanıyla gide bilene..
 
serkanium
Cool Üye
cok doğru yazdıkların aslında bunları herkez biliyor ama neyin peşindelerse(tabiki guneydoğudan gelebilecek oyların) en milliyetci partiler bile seslerini eskisi kadar yukseltemiyorlar ve bu beni kahrediyor.aslında hiç istememe rağmen bu gidişin sonu askeri bi müdaheleyle biter ve şimdiki siyasiler 20-30 sene sonra efsane olurlar yine :S eğer birileri ülkenizi bolmekten 2 dilden ayrı bayraktan soz ediyor ve bunu hayata geciriyorsa ve buna demokrasi deniyorsa allah askına bizden demoktatik ulkemi war?? ama arkadasında dediği gibi demokrasi bvu demek diil sırf iktidar ugruna cok tehlikeli işlerle uğraşılıyor. eğer haziran seçimlerinde yine aynı siyasi tablo cıkarsa sandıktan uzulerek söylüyorum tek yol askeri mudahale.tekrar aynı olaylar 30 sene sonra biri yine cıkıp bunların adını kullanarak prim yapıcak falan.bu arada askeriyedeki kadrolaşma son sürat devam boyle devam ederse orduda etkisiz kalacak.allah sonumuzu hayır etsin ne diyim.
 
salih_h
Cool Üye
arkadaşlar bunlar osmanlı dan bu yana özerklik talebinde bulunuyorlar ama aldıkları ve alacakları hiçbir şey yoktur sadece lafta konuşuyorlar

saygılarımla
 
Üst