Gila 3506 / ROSWELL ( Yeniden )

18 Aralık 2009 tarihinde bir komplo teorisi olarak yapmış olduğum bu konu hakkında ilginç bulgulara ulaştığım için,

konuyu derleyip toparlayıp, daha iyi anlaşılabilir bir şekilde tekrar ele almış bulunmaktayım ( 29 Kasım 2022 )

Daha önce yapmış olduğum ROSWELL konusundan yaptığım alıntıları siyah formda,

İlaveleri indigo formda yazarak, yapılan ilaveleri, düzenlemeleri ifade etmeye çalışacağım.


İfade etmeliyim ki, siyah formda yazdıklarım, tamamen hayal ürünü olup

yaklaşık 14 yıl önce ortaya koyduğum bir komplo teorisiyken

indigo formda yazdıklarım tamamen gerçektir.





Bu konunun 14 yıl aradan sonra ete kemiğe bürünmesine vesile olan

Değerli insan İlhan Yılmam'a teşekkürlerimle..





ROSWELL





BÖLÜM 1.



2 Temmuz 1947

Her şey o sabah başladı

Amerika'nın New Mexico eyaletinin Roswell kasabası bir anda ışıl ışıl oldu

İnsanlar, büyük bir gürültüyle yataklarından fırladılar

Gün aydınlandığında büyük gürültünün sebebi tespit edildi


Büyük, tabak gibi dünya dışı bir uzay aracı

Yarıya kadar toprağa gömülmüş vaziyette orada yatıyordu

İnsanlığın geleceğini şekillendirecek bir olay ile karşı karşıyaydık

Koca evrende yalnız olup olmadığımızın cevabı,

toprağa yarıya kadar gömülü vaziyette karşımızda duruyordu..



Olayı derhal örtbas etme çabalarıyla birlikte

Düşen gök cismini acilen 51. Bölge denilen yere nakledip

Bölgeyi insan giriş ve çıkışına yasakladılar

Tabelaya aynen şöyle yazdılar

Giriş yasaktır. Bu noktadan öteye geçmeyiniz!

Yıllar sonra

Düşen uzay aracının içinden çıkartılan

Üç uzaylı ile ilgili otopsi görüntüleri medyaya sızdırıldı

( Uğur Dündar dahi, o günün parasıyla 20 000 usd ödeyerek satın aldığı görüntüleri

ARENA programında Türk halkı ile paylaşmıştır )

Uzay aracını bilim insanlarına inceleten Amerika Birleşik Devletleri

Uzaya gidebilecek araçlar yapmaya başladılar

İlk hedef, en yakınımızdaki ay



Önce ABD, peşinden Ruslar

Hummalı bir uzay çalışması içine girerek dünya dışına çıkmayı başardılar

Ay, gide gele komşu kapısı yapılırken

Uzayda laboratuvar kurup çalışmalar başlatıldı

Yaşanabilirlik test edildi

Diğer gezegenlere gözler dikilip, yeni keşifler peşinde koşuldu

Henüz o gezegenlere kısa sürede gidebilecek teknoloji olmasa da,

Gün geldi, Mars'a bir araç indirmeyi

Ve kademe kademe Mars'ta bugün veya geçmişte yaşam olup olmadığı taranmaya başlandı

Yer yüzünde bazı zengin şahıslar

Mars'ta bir yaşam arayışına girdiler

Mars, veya başka bir gezegen

Ama gitmek şarttı

Çünkü dünyayı korkunç bir gelecek bekliyordu

Nükleer savaş

Dünyaya bay bay denilecek,

Belli bir zümrenin Mars'a taşınması sağlanacak

Geride kalanlar, kendi kaderlerine terk edileceklerdi

Komplo teorisi mi?

Kimisine göre evet, komplo teorisi

Bana göre kısır döngü. Yaşanmış olanın tekrar yaşanacak olması

Kanıt mı?

Parantez açalım o halde

Komplo teorimize sonra döneriz

 

Bölüm 2.


Geçmişten günümüze gelen tabletleri inceleyelim biraz.

DWARAKA..

Nedir Dwaraka?

Hinduizm inanışına göre suların altında kalan

Hint tanrılarından Krishna'nın müjdelediği bir şehir olup

Hint yazıtlarına göre antik dünyanın merkezlerinden biriydi

Dwaraka gerçekten var mıydı, efsane miydi

2023'e girmemize ramak kalmışken

Binlerce yıl önce yazılmış destanlardan yola çıkarak

Kimse Dwaraka'yı aramaya kalkamazdı


Ancak..

Gerçeklerin gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır

Bir tesadüf ( ki, ben tesadüflere inanmam ) Dwaraka'yı gün yüzüne çıkarttı




2001 Yılında bir çok çevre örgütü,

Hindistan'da suların kirliliği yüzünden protesto üstüne protesto çekince

Dönemin Hindistan yönetimi,

Bir sonar cihazlı gemi ile suların kirlilik derecesini ölçmeye kalktı

Araştırmaya, dini özelliği olmasından dolayı Gucerat şehrinden başlanıldı

Buraya kadar sıra dışı bir şey yok

Ancak, şaşırtıcı detay şuydu ki; Geminin sonar sistemi,

Gucerat şehrinin dibinde yatan

Kilometrelerce uzunluğunda antik bir şehrin kalıntısını yakaladı

Hindu tanrısı Krishna'nın müjdelemiş olduğu

Uzunluğu 8 km, genişliği 3 km olup

En erken 7000 yıldır anlatılan antik şehir

Orada suların altında yatıyordu

Bölge hakkında araştırma yapan Mumbai üniversitesi bir rapor hazırladı

Raporun başlangıcı aynen şöyleydi..

Bugün, 9500 yıl sonra tekrar dünyaya geldik

Yani; Daha yayınlanan ilk raporda bile

Bu şehrin en az 9500 yıllık olduğu açıklandı


Diyeceksiniz ki, buradan nereye gelmek istiyorsun?

Sabır






Hint destanları, Dwaraka'da tanrı Krishna'nın yaşadığını yazarlar

Krishna, bir çok savaşlarar girmiş bir tanrıydı

Hindu kaynaklarına göre

Krishna, Matura denilen yerde halkıyla birlikte yaşardı

Ancak, kötü ruh veya şeytan olarak tabir edilen bir medeniyetin

Matura'ya saldırdığını

Krishna'nın da halkını korumak amacıyla

Daha başka bir şehir kurmak amacında olduğu yazılıdır

Şimdi geliyoruz zurnanın zırt dediği yere


Yukarıda bahsettiklerim, binlerce yıllık Hint efsaneleri

Birisi durup dururken bu efsaneleri bir yerlerinden mi uydurmuş

Yoksa bize pek mantıklı gelmediği için

Efsanelere dede korkut masalları muamelesi mi yapıyoruz?



Geliyoruz işin püf noktasına..



2001 yılında su altında yapılan araştırmalardan çıkan raporlara göre

Binlerce yıldır sular altındaki bu binalar inanılmaz hasarlar almıştı

Ve bu hasarlar, su altında kalmanın yaratabileceği hasarlar değil

Bir yıkımın izleriydi

Bilim insanları, bu yıkıma ancak patlayıcıların sebep olabileceği kanısına vardılar


Nihayet... 2017 yılında vitrifiye kalıntılara rastlandı

Yani camlaşmış maddeler..

Sular altında kalmadan önce körfez olan bölge kumları

Nasıl camlaşmış olabilirdi ki?


Cam dediğin, kum ile 3000 santigrat ısının birleşmesinden oluşan bir ürün


9000 yıl önce antik insanlar

3000 santigrat derece sıcaklığa nasıl ulaşabilmişlerdi?


Nükleer olabilir mi?

İşte tam burada, o günün yazıtları referans oluyor

O zamanların antik destanları

Tanrı Krishna ve kral Salva arasında geçen bir çok savaşı anlatır

Bu iki medeniyet arasındaki 18 gün süren ikinci savaşa ait yazıtlar,

Sorunun cevabına ışık tutmaktadır..


Yazıtlara göre Drawaka'ya gelen kral Salva'nın körlük oku vardı

Bu ok öyle güçlüydü ki; Bin güneş ışığı gücündeydi

Yine destana göre,

Bin güneş ışığı gücündeki bu ok atıldıktan sonra

İnsanlar, hayvanlar, hepsi ölmüşler

Şayet çok büyük parıltı ile

Bütün insanları öldürebilen bu okun ne olduğunu

Bugünün imkanlarıyla kıyaslayacak olursak

Bunun adı nükleer füzeden başka hiç bir şey değildir

Bizler, antik insanları her ne kadar çok ilkel olarak tanımlasak ta,

Antik yazıtları günümüz mantığıyla değerlendirdiğimiz zaman

Dwaraka'nın nükleer bir güç ile yok edildiği gün gibi ortada

 

Günümüz imkanlarıyla antik şehirlerde yapılan bir çok araştırmada

Günümüzden 2500 yıl ve daha öncelerinde dahi

Nükleer silah kullanıldığına dair bilgi ve bulgular mevcuttur



Yani.. Biz insanlar, bu dünyayı bir kez bile değil

Bir çok kez yerle bir etmeyi başarabilmiş canlı türleriyiz

Yani..

Bizler, onların şans eseri ateşi bulduklarını,

Düşen bir yıldırım sayesinde eti pişirmeyi öğrendiklerini sanalım..

Onlar, nükleer silahı binlerce yıl önce ve defalarca kullandılar

Ta ki; İnsanlığın anasını belleyene kadar




Dönelim, bizim komplo teorisine

Dünya, ısınmaya başlamıştı

Bir üçüncü dünya savaşının patlak vereceği de,

Sonrasında ne olacağı da gün gibi ortadaydı

Bu yüzden yer yüzünden farklı gezegenlere yolculuk hazırlığı başlamıştı

Bir grup elit insan dünya dışına kaçarken

Dünyada kalanlar kaderlerine razı olmuşlardı

Beklenen an geldi

Büyük bir savaş patlak verdi

Manyağın biri bir düğmeye bastı, nükleeri ateşledi

Pek te akıllı olmayan diğerleri, buna karşılık verdi

Dünyayı alevler sardı

Ölen öldü

Ölmeyenler, yıllarca yer altı mağaralarında yaşamaya mahkum kaldılar

Yıllarca yer altı mağaralarında yaşayanlar

Bu büyük felaketi gelecek kuşaklara iletebilmek adına

Kimileri mağara duvarlarına

Kimileri o an yaşadıkları killi topraklara

Tablet tablet yazdılar



Nükleer artıkların yer yüzünden silinmesini yüz yıllar aldı

İnsanlar mağaralarda yaşaya yaşaya

Kendilerinden sonra gelen nesil, yabani bir nesil olarak gelişmeye başladı

Yüzeye çıkan insanın yaptığı ilk iş yiyecek bir şeyler bulma çabasıyken

Bununla birlikte yaptığı ikinci iş, kavga yapmaktı

Önce birer ikişer

Sonra yüzer biner

Sonra kabileler halinde

Sonra ülkeler halinde

Savaşmayı sürdürdüler

Güçlü olan üste çıktı

Güçsüz kalan ya öldü, ya köleleşti

İnsan, yüz yıllar boyunca yeniden gelişmeye başladı

İnsan gibi yaşamaya başladı

Teknolojiyi buldu

Evler, arabalar, uçaklar yapmaya başladı

Arada yine savaşmayı ihmal etmediyse de,

Modern yaşam uyum sağlamaya başladı

Ki; Bu da binlerce yılını aldı

İnsan, daha da gelişti

Daha iyi savaşabilmek için savaş gemileri, savaş uçakları yaptı

Denizaltılar yaptı

Huylu huyundan vaz geçmedi

Yine birbirlerini yok etmeye

Şehirleri yerle bir etmeye başladı

Bu arada diğer gezegenlere giden akrabalar,

Kafasına nükleer yemiş eski akrabalarına oranla daha da geliştiler

Çok hızlı giden uzay araçları yaptılar

Farklı farklı gezegenlere gidip gelmeye başladılar

Arada bir dünyaya gelip, ortamı kontrol edip gitmeyi ihmal etmediler

Onlar açısından bir değişim söz konusuydu

Aradan geçen neredeyse 1900 yıl içinde şekilleri değişmeye başlamıştı

Yer çekim ortamı daha düşük, daha yüksek gezegenlerden dolayı

Her doğan yeni jenerasyon farklı biçimler almaya başlamıştı

Kimi jenerasyon gittikçe ince uzun hal alırken

Kimi jenerasyon kafası büyük, kolları kısa, gözleri iri olarak gelişim gösterdiler

1900 Yıl önce terk ettikleri akrabalarıyla artık uzaktan yakından benzerlikleri kalmamıştı




VE BİR GÜN...

Akrabalar buluştular..

Akraba olduklarının farkında bile olmadan




Her şey o sabah başladı..

Amerika'nın New Mexico eyaleti'nin Roswell kasabası ışıl ışıl oldu

 

Bu arada..

Bu gibi konulara ilgisi olan arkadaşların, youtube kanalında İlhan Yılmam'a abone olmalarını tavsiye ederim. Bir SÜMER TABLETLERİ konusu var ki; 14 bölüm ve efsane. Herkese tavsiye ederim

 

https://www.youtube.com/@ErtanOzyigit

bende buradan ilerliyorum.

zaman çok...

 

https://www.youtube.com/@ErtanOzyigit

bende buradan ilerliyorum.

zaman çok...

Evet o da akıllı adam. Yine de İlhan Yılmam'ı öneririm

 

Benim gibi düşünenleri gördüğüme sevindim

 

Bencede kimse demesinki eski insanların magaralara çizdikleri hayal gücü diye...

 

Çok değişik bakış açısı gila için oldukça farklı bir konu beklemezdim bu düşünceleri giladan ama ilginç geldi

 

Gila dediyse vardır bir bildiği