Ulu
Forum Ustası
MuRaTTK Co-Admin'imizin eklediği youtube videosu konuya eklenmiştir
"*Bakan Günay:Biz Atatürk'ü 10. Yıl Nutku'nda o tiz sesle dinlemeye alışmışız. Halbuki hepimizin ses tonuna benzeyen ortalama bir ses tonuyla meclise hitabı var"
"ATATÜRK'ÜN GERÇEK SESİNE ULAŞILDI"
Günay, " Sadece bir öncelik sıralaması yapmaya çalışıyoruz. Anladığım kadarıyla doğru bir öncelik sıralaması yapmışız. Biraz gecikmiş bile olsa, doğru bir öncelik sıralaması" dedi. Bakan Günay "Bu kayıtlar uzun süreden bu yana üniversitede duruyormuş sonra bunların restore edilmesi konusunda bir anlaşma yapma ihtiyacı doğdu. Telif Hakları Sinema Tv Genel Müdürlüğümüzle üniversitemiz arasında böyle bir işbirliği ortaya çıktı" şeklinde konuştu. Bu görüntüleri daha önce çizgili ve cızırtılı izlediğini kaydeden Bakan Günay, " Ama bu kez sanki yeni çekilmiş bir yapım gibi son derece net bir şekilde göreceğiz " dedi. Günay, " Önümüzdeki günlerde bunların bütününü ya da bütününe yakın bölümünü daha kapsamlı ve önemli sinema insanlarının katılımıyla, yeni bir sunumla tekrar topluma duyurma fırsatı bulacağız diye düşünüyorum." diye konuştu. Günay, "Toplumun geçenlerde çok ilgisini çekti. Atatürk'ün gerçek sesine ulaşıldı diye. Doğru. Yani biz Atatürk'ü 10. Yıl Nutku'nda o tiz sesle dinlemeye alışmışız. Halbuki hepimizin ses tonuna benzeyen ortalama bir ses tonuyla meclise hitabı var " diye konuştu. Günay, " Bütün bu kültür mirasını geleceği taşımak hepimiz için önemli bir görev. Güzel bir söz var; " Hayat ileriye doğru yaşanır ama geçmişe bakınca anlaşılır diyorlar. Bizim de geçmişimizi bilmemiz sağlam adımlarla geleceğe yürümek için sanıyorum ki son derece gerekli. Bir ihmali yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir gecikmişliği ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. "dedi.
" BUGÜNKÜ KADROMUZLA RESTORE ETMEYE KALKSAK 250 YIL GEREKİYOR "
Restorasyon çalışmasıyla ilgili olarak Prof. Dr. Asiye Korkmaz bir konuşma yaptı. Korkmaz,
" Bu filmler bize merkezimizin de kurucusu olan Hocamız Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'ndan emanet. Bunlar bize emekli olmadan teslim ettiği filmler. Meslektaşlarımızın yaptığı bir hesaba göre bugünkü kadromuzla restore etmeye kalkışsak 250 yıl gerekiyor. Ama her filmi hemen restore etmek gerekmiyor. Restorasyon pahalı zor bir iş. Ancak gerekli olduğun da yapılan bir işlem. Bugün restorasyon gerektiren yanar tabanlı dediğimiz yanıcı filmler. Bu filmlerin büyük bir kısmı Kültür Bakanlığı tarafından toplandı ve 25 yıl önce Sinem Televizyon Merkezine gönderildi. Biz de bunları olduğu gibi hiçbir hasara uğratmadan günümüze kadar koruduk. Bugün de yine özel ve güvenli bir yerde düşük ısı ve nem şartlarında sürekli kontrol ederek koruyoruz" dedi. Daha sonra gösterimi yapılan filmle ilgili de bilgiler veren Prof. Dr. Korkmaz, "Bu film sinema tarihinin ilk üretilen malzemesidir. Nitroselülozdur. Dinamite eşdeğer bir malzemedir. 38 derecede kendiliğinden tutuşur ve büyük patlamalarla yanar" diye konuştu. Korkmaz, filmlerin bazlarının sessiz olduğunu da kaydederek, gösterilen formatın HD formatta olduğunu söyledi.
"ATATÜRK FİLMİNİ MANAVDA BULDUM "
Prof. Dr. Sami Şekeroğlu da bir konuşma yaptı. Atatürk'ün ilk yıllarına ait filmlerin Avusturyalı Saşa Grup tarafından çekildiğini kaydetti. Atatürk'ün Meclisteki konuşmasının Cezmi Ar'ın çektiğini belirten Şekeroğlu, " Hatta bir tanesi de çıkmamış. Görüntüler iyi olmamış. Kendisi çıkmış demiş ki, " Ben yaşıyorum. Bir perde koyun. Konuşayım demiş. Benim bulduğum film de budur. " dedi. Şekeroğlu filmi manavdan bulduğunu da belirterek, o gün filmi nasıl aldığını da anlattı.
Şekeroğlu, " Prof. Dr. Önder Küçükerman ile beraber antikacıya gittik. Orada baktık çok güzel bir manav. Biraz meyva alalım dedik. Bir çocuk kutular var ve kazıyor. Bu filmleri kazıyorum bir aseton içine koyuyorum ve film yapıştırıcısı yapıyorum dedi. Ben bir baktım Atatürk yazıyor . Hemen açtım nitrat olduğunu anladım zaten. Benim yeğenim var ona vereyim oynasın dedim. Bundan 500 liralık yapıştırıcı çıkar dedi. Bizde de o kadar para yoktu açıkçası. Ben 250 liraya razı ettim. Çocuk parayı alınca daha çok film var dedi. Depoya götürdü. Hatırladığım kadarıyla o depo İpek Filmin deposuydu. " dedi. Şekeroğlu manavdan aldığı filmde Atatürk 'ün yine Meclis'te konuştuğunu kaydetti. Prof. Dr. Şekeroğlu, " Aynı bu konuşmanın bir başka kaydı. Mecliste konuşuyor. " dedi. Şekeroğlu filmi 1975 'te bulduğunu da söyledi. Bunun üzerine Bakan Günay ise, " Kimin iktidarı olduğuna söylememe gerek yok değil mi ? " diye konuştu. Bakan Günay ayrıca Şekeroğlu'na " Siz olmasaydınız olmayacaktı . Manavda bulmuşsunuz baksanıza " dedi. Atatürk'ün Cumhuriyetin 10. yılında yaptığı konuşmanın sesini de temizlediklerini söyleyen Prof. Dr. Şekeroğlu, görüntünün hızlı gittiği için Atatürk'ün sesinin o konuşmada tiz çıktığını dile getirdi.
GÖRÜNTÜLERDE NELER VAR ?
Basına gösterimi yapılan ilk görüntüde Atatürk'ün 1936'daki Meclis konuşması restorasyon yapılmadan önce ve sonra gösteriliyor. İkinci görüntü ise, 1915'te Harbiye Nazırının Kıta Teftişi ve Barum Manzarasından oluşuyor. Ancak o dönemde ses olmadığı için ikinci filmde de ses yok. Görüntülerde küçük çocukların çay toplaması da görülüyor. Filmler arasından Alman İmparatorunun Dersaadet'e gelişi de var. 1917 tarihli görüntüler de sessiz. Bu görüntülerde ise, Alman İmparatoru ile Sultan 5. Mehmed Reşat da görülüyor. 1918 tarihli diğer bir görüntüde ise, Sultan Abdülhamid'in cenaze töreni görüntüleri yer alıyor, Son Padişah Vahdettin görülüyor. 1923 tarihli görüntüde ise, Lozan Barış Heyetinin karşılanması yer alıyor. Görüntülerde Atatürk, İsmet İnönü ve Atatürk eşi Latife Hanım yeralıyor. Bir diğer görüntü ise, 1930 yılına ait Atatürk'ün Orman Çiftliğinde Amerikan Büyükelçisi Joseph Grew'u ağırlamasından oluşuyor. 1934 yılındaki görüntüde ise, Atatürk İran Şahı Rıza Pehlevi ile karşılıklı konuşuyor.Sesli olan görüntüde Atatürk'ün gerçek sesi de net bir şekilde duyulabiliyor. Atatürk'ün deniz kenarında İsmet İnönü ile birlikte gemileri izlediği görüntünün yanı sıra, 1936 tarihli filmde ise, Atatürk'ün İngiltere Kralı 8. Edward'ın Türkiye ziyareti de yeralıyor. Filmde ayrıca, Atatürk'ün 1937'de Doğu illerini ziyareti de görülüyor. Gözlerini hayata kapamadan bir yıl önceki görüntülerinde Atatürk'ün zayıflamış olduğu da dikkatlerden kaçmıyor.
"*Bakan Günay:Biz Atatürk'ü 10. Yıl Nutku'nda o tiz sesle dinlemeye alışmışız. Halbuki hepimizin ses tonuna benzeyen ortalama bir ses tonuyla meclise hitabı var"
"ATATÜRK'ÜN GERÇEK SESİNE ULAŞILDI"
Günay, " Sadece bir öncelik sıralaması yapmaya çalışıyoruz. Anladığım kadarıyla doğru bir öncelik sıralaması yapmışız. Biraz gecikmiş bile olsa, doğru bir öncelik sıralaması" dedi. Bakan Günay "Bu kayıtlar uzun süreden bu yana üniversitede duruyormuş sonra bunların restore edilmesi konusunda bir anlaşma yapma ihtiyacı doğdu. Telif Hakları Sinema Tv Genel Müdürlüğümüzle üniversitemiz arasında böyle bir işbirliği ortaya çıktı" şeklinde konuştu. Bu görüntüleri daha önce çizgili ve cızırtılı izlediğini kaydeden Bakan Günay, " Ama bu kez sanki yeni çekilmiş bir yapım gibi son derece net bir şekilde göreceğiz " dedi. Günay, " Önümüzdeki günlerde bunların bütününü ya da bütününe yakın bölümünü daha kapsamlı ve önemli sinema insanlarının katılımıyla, yeni bir sunumla tekrar topluma duyurma fırsatı bulacağız diye düşünüyorum." diye konuştu. Günay, "Toplumun geçenlerde çok ilgisini çekti. Atatürk'ün gerçek sesine ulaşıldı diye. Doğru. Yani biz Atatürk'ü 10. Yıl Nutku'nda o tiz sesle dinlemeye alışmışız. Halbuki hepimizin ses tonuna benzeyen ortalama bir ses tonuyla meclise hitabı var " diye konuştu. Günay, " Bütün bu kültür mirasını geleceği taşımak hepimiz için önemli bir görev. Güzel bir söz var; " Hayat ileriye doğru yaşanır ama geçmişe bakınca anlaşılır diyorlar. Bizim de geçmişimizi bilmemiz sağlam adımlarla geleceğe yürümek için sanıyorum ki son derece gerekli. Bir ihmali yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir gecikmişliği ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. "dedi.
" BUGÜNKÜ KADROMUZLA RESTORE ETMEYE KALKSAK 250 YIL GEREKİYOR "
Restorasyon çalışmasıyla ilgili olarak Prof. Dr. Asiye Korkmaz bir konuşma yaptı. Korkmaz,
" Bu filmler bize merkezimizin de kurucusu olan Hocamız Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'ndan emanet. Bunlar bize emekli olmadan teslim ettiği filmler. Meslektaşlarımızın yaptığı bir hesaba göre bugünkü kadromuzla restore etmeye kalkışsak 250 yıl gerekiyor. Ama her filmi hemen restore etmek gerekmiyor. Restorasyon pahalı zor bir iş. Ancak gerekli olduğun da yapılan bir işlem. Bugün restorasyon gerektiren yanar tabanlı dediğimiz yanıcı filmler. Bu filmlerin büyük bir kısmı Kültür Bakanlığı tarafından toplandı ve 25 yıl önce Sinem Televizyon Merkezine gönderildi. Biz de bunları olduğu gibi hiçbir hasara uğratmadan günümüze kadar koruduk. Bugün de yine özel ve güvenli bir yerde düşük ısı ve nem şartlarında sürekli kontrol ederek koruyoruz" dedi. Daha sonra gösterimi yapılan filmle ilgili de bilgiler veren Prof. Dr. Korkmaz, "Bu film sinema tarihinin ilk üretilen malzemesidir. Nitroselülozdur. Dinamite eşdeğer bir malzemedir. 38 derecede kendiliğinden tutuşur ve büyük patlamalarla yanar" diye konuştu. Korkmaz, filmlerin bazlarının sessiz olduğunu da kaydederek, gösterilen formatın HD formatta olduğunu söyledi.
"ATATÜRK FİLMİNİ MANAVDA BULDUM "
Prof. Dr. Sami Şekeroğlu da bir konuşma yaptı. Atatürk'ün ilk yıllarına ait filmlerin Avusturyalı Saşa Grup tarafından çekildiğini kaydetti. Atatürk'ün Meclisteki konuşmasının Cezmi Ar'ın çektiğini belirten Şekeroğlu, " Hatta bir tanesi de çıkmamış. Görüntüler iyi olmamış. Kendisi çıkmış demiş ki, " Ben yaşıyorum. Bir perde koyun. Konuşayım demiş. Benim bulduğum film de budur. " dedi. Şekeroğlu filmi manavdan bulduğunu da belirterek, o gün filmi nasıl aldığını da anlattı.
Şekeroğlu, " Prof. Dr. Önder Küçükerman ile beraber antikacıya gittik. Orada baktık çok güzel bir manav. Biraz meyva alalım dedik. Bir çocuk kutular var ve kazıyor. Bu filmleri kazıyorum bir aseton içine koyuyorum ve film yapıştırıcısı yapıyorum dedi. Ben bir baktım Atatürk yazıyor . Hemen açtım nitrat olduğunu anladım zaten. Benim yeğenim var ona vereyim oynasın dedim. Bundan 500 liralık yapıştırıcı çıkar dedi. Bizde de o kadar para yoktu açıkçası. Ben 250 liraya razı ettim. Çocuk parayı alınca daha çok film var dedi. Depoya götürdü. Hatırladığım kadarıyla o depo İpek Filmin deposuydu. " dedi. Şekeroğlu manavdan aldığı filmde Atatürk 'ün yine Meclis'te konuştuğunu kaydetti. Prof. Dr. Şekeroğlu, " Aynı bu konuşmanın bir başka kaydı. Mecliste konuşuyor. " dedi. Şekeroğlu filmi 1975 'te bulduğunu da söyledi. Bunun üzerine Bakan Günay ise, " Kimin iktidarı olduğuna söylememe gerek yok değil mi ? " diye konuştu. Bakan Günay ayrıca Şekeroğlu'na " Siz olmasaydınız olmayacaktı . Manavda bulmuşsunuz baksanıza " dedi. Atatürk'ün Cumhuriyetin 10. yılında yaptığı konuşmanın sesini de temizlediklerini söyleyen Prof. Dr. Şekeroğlu, görüntünün hızlı gittiği için Atatürk'ün sesinin o konuşmada tiz çıktığını dile getirdi.
GÖRÜNTÜLERDE NELER VAR ?
Basına gösterimi yapılan ilk görüntüde Atatürk'ün 1936'daki Meclis konuşması restorasyon yapılmadan önce ve sonra gösteriliyor. İkinci görüntü ise, 1915'te Harbiye Nazırının Kıta Teftişi ve Barum Manzarasından oluşuyor. Ancak o dönemde ses olmadığı için ikinci filmde de ses yok. Görüntülerde küçük çocukların çay toplaması da görülüyor. Filmler arasından Alman İmparatorunun Dersaadet'e gelişi de var. 1917 tarihli görüntüler de sessiz. Bu görüntülerde ise, Alman İmparatoru ile Sultan 5. Mehmed Reşat da görülüyor. 1918 tarihli diğer bir görüntüde ise, Sultan Abdülhamid'in cenaze töreni görüntüleri yer alıyor, Son Padişah Vahdettin görülüyor. 1923 tarihli görüntüde ise, Lozan Barış Heyetinin karşılanması yer alıyor. Görüntülerde Atatürk, İsmet İnönü ve Atatürk eşi Latife Hanım yeralıyor. Bir diğer görüntü ise, 1930 yılına ait Atatürk'ün Orman Çiftliğinde Amerikan Büyükelçisi Joseph Grew'u ağırlamasından oluşuyor. 1934 yılındaki görüntüde ise, Atatürk İran Şahı Rıza Pehlevi ile karşılıklı konuşuyor.Sesli olan görüntüde Atatürk'ün gerçek sesi de net bir şekilde duyulabiliyor. Atatürk'ün deniz kenarında İsmet İnönü ile birlikte gemileri izlediği görüntünün yanı sıra, 1936 tarihli filmde ise, Atatürk'ün İngiltere Kralı 8. Edward'ın Türkiye ziyareti de yeralıyor. Filmde ayrıca, Atatürk'ün 1937'de Doğu illerini ziyareti de görülüyor. Gözlerini hayata kapamadan bir yıl önceki görüntülerinde Atatürk'ün zayıflamış olduğu da dikkatlerden kaçmıyor.