hani laf arasında geçen nerden geldiğini bilmediğimiz ama kullandığımız deyimler vardır.
bunların mutlaka bir tarihsel dayanağı vardır.
benimde aklıma takıldı . araştırdım, paylaşmak istedim.
1960'lı yılların ortalarında Uşak'ın Güre Köyü yakınındaki Lidya Tümülüsünde yapılan kaçak kazılarda bulunan eserler, götürüldüğü Amerika'dan 1993 yılında mahkeme yoluyla geri alınan M.Ö. 6. yüzyıl Lidya dönemi eserleridir. Büyüklü küçüklü 450 parçadan oluşan bu hazine 1996 yılından bu yana Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Antik Çağda Anadolu'nun batısında yeralan , tarihçi Heredot'a göre üç sülalenin yönettiği Lidya İmparatorluğununun son sülalesi Mermnadlar , ülkeye yaklaşık 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya'nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır. M.Ö. 7.y.yılın başında parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlardan birini gerçekleştiren Lidya'nın, devrinin en zengin ülkesi olmasının önemli nedeni, Tmolos ( Bozdağlar ) dağlarından çıkan ve Hermos (Gediz) nehrine karışan Sart deresinin alüviyonları içerisindeki altındır. Birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren üçüncü sülalenin son kralı Kroisos , M.Ö 560 yılında tahta geçmiş ve akılalmaz zenginliği ile Karun kadar zengin değimi ile ününü günümüze kadar taşımıştır.
Karun Hazineleri, M.Ö. 560-546 yılları arasında ülkesini yöneten bu kralın dönemine ait, Uşak ilinin 25 km. batısında, Uşak-İzmir karayolunun üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki Lidya Tümülüslerinden çıkan eserlerdir. Kaçak kazılarda bulunan ve yurtdışına kaçırılan eserler, mahkeme yolu ile ülkemize tekrar geri getirilmiş ve Uşak Müzesinde sergilenmektedir. Lidya döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen bu eserler altın gümüş bronz ve mermerden meydana gelmiştir.
Günlerdir haber bültenlerinin ilk sıralarında yer alan, gazetelerde fotoğrafları basılan "karun hazineleri" nerede bulundu, ne zaman Türkiye'ye geldi?
'Karun kadar zengin olmak'' deyimini Türkçemize kazandıran , tarihi zenginliğimize zenginlik katan dünyada eşi benzeri bulunmayan Karun Hazineleri...
Parayı icad ederek insanlık tarihine damga vuran üç sülalenin yönettiği Lidya İmparatorluğunun, birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren ve akılalmaz zenginliği ile tanınan son kralı Kroisos, yani Karun'dan, 2500 yıl öncesinden geriye kalanlar.
Çoğunluğu M.Ö. 7. yüzyıldan kalma, yüzlerce altın sikkeden oluşuyor Karun Hazineleri. Uşak'a 25 kilometre uzaklıkta Güre köyünde 1966 ile 1968 yılları arasında yapılan üç kaçak kazıyla ortaya çıkarılıyor. İlk kez 1965'te 5 köylü, tünel kazıp,orada bulunan mezara giriyor.
Sadece bir tutam saçı kalmış olan prensesin tüm mücevherlerini alıp, 65 bin liraya satıyorlar.
Bir yıl sonra aynı bölgede bir soygun daha oluyor.Soyguncular 150 parça altın takı, gümüş kap ve tütsü kabını alıp, gidiyor ve 160 bin liraya satıyorlar.
Güre'deki üçüncü soygun ise 1968'de oluyor. Mezar odasında bu kez altın bulunmuyor. Soyguncular 40 bin liraya satacakları "duvar resimlerini" ve diğer "tarihi kalıntıları" çalıyorlar.
Soyguncular yakalandı. Çalınan eserlerden ise haber yoktu.Bu eserlerden 55 adeti, ABD'de, Metropolitan Müzesi'nde sergilendi. Diğer eserler ise aynı müzenin depolarında saklanıyordu.. Bu eserlerin kaçırıldığından 1985' te haberi olan Türkiye, Metropolitan Müzesi'nde bulunan eserleri almak için 1987' de uluslararası dava açıyor. Müze, 6 yıl süren davayı kaybedeceğini anlayınca 1993'te Karun Hazineleri'ni iade ediyor. Altın, gümüş, bronz ve mermerden oluşan 450 adet eserden 300'ü Uşak Arkeoloji müzesinde sergileniyor.
bunların mutlaka bir tarihsel dayanağı vardır.
benimde aklıma takıldı . araştırdım, paylaşmak istedim.
Karun Hazineleri
1960'lı yılların ortalarında Uşak'ın Güre Köyü yakınındaki Lidya Tümülüsünde yapılan kaçak kazılarda bulunan eserler, götürüldüğü Amerika'dan 1993 yılında mahkeme yoluyla geri alınan M.Ö. 6. yüzyıl Lidya dönemi eserleridir. Büyüklü küçüklü 450 parçadan oluşan bu hazine 1996 yılından bu yana Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Antik Çağda Anadolu'nun batısında yeralan , tarihçi Heredot'a göre üç sülalenin yönettiği Lidya İmparatorluğununun son sülalesi Mermnadlar , ülkeye yaklaşık 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya'nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır. M.Ö. 7.y.yılın başında parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlardan birini gerçekleştiren Lidya'nın, devrinin en zengin ülkesi olmasının önemli nedeni, Tmolos ( Bozdağlar ) dağlarından çıkan ve Hermos (Gediz) nehrine karışan Sart deresinin alüviyonları içerisindeki altındır. Birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren üçüncü sülalenin son kralı Kroisos , M.Ö 560 yılında tahta geçmiş ve akılalmaz zenginliği ile Karun kadar zengin değimi ile ününü günümüze kadar taşımıştır.
Karun Hazineleri, M.Ö. 560-546 yılları arasında ülkesini yöneten bu kralın dönemine ait, Uşak ilinin 25 km. batısında, Uşak-İzmir karayolunun üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki Lidya Tümülüslerinden çıkan eserlerdir. Kaçak kazılarda bulunan ve yurtdışına kaçırılan eserler, mahkeme yolu ile ülkemize tekrar geri getirilmiş ve Uşak Müzesinde sergilenmektedir. Lidya döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen bu eserler altın gümüş bronz ve mermerden meydana gelmiştir.
Karun Hazineleri'nin öyküsü
Günlerdir haber bültenlerinin ilk sıralarında yer alan, gazetelerde fotoğrafları basılan "karun hazineleri" nerede bulundu, ne zaman Türkiye'ye geldi?
'Karun kadar zengin olmak'' deyimini Türkçemize kazandıran , tarihi zenginliğimize zenginlik katan dünyada eşi benzeri bulunmayan Karun Hazineleri...
Parayı icad ederek insanlık tarihine damga vuran üç sülalenin yönettiği Lidya İmparatorluğunun, birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren ve akılalmaz zenginliği ile tanınan son kralı Kroisos, yani Karun'dan, 2500 yıl öncesinden geriye kalanlar.
Çoğunluğu M.Ö. 7. yüzyıldan kalma, yüzlerce altın sikkeden oluşuyor Karun Hazineleri. Uşak'a 25 kilometre uzaklıkta Güre köyünde 1966 ile 1968 yılları arasında yapılan üç kaçak kazıyla ortaya çıkarılıyor. İlk kez 1965'te 5 köylü, tünel kazıp,orada bulunan mezara giriyor.
Sadece bir tutam saçı kalmış olan prensesin tüm mücevherlerini alıp, 65 bin liraya satıyorlar.
Bir yıl sonra aynı bölgede bir soygun daha oluyor.Soyguncular 150 parça altın takı, gümüş kap ve tütsü kabını alıp, gidiyor ve 160 bin liraya satıyorlar.
Güre'deki üçüncü soygun ise 1968'de oluyor. Mezar odasında bu kez altın bulunmuyor. Soyguncular 40 bin liraya satacakları "duvar resimlerini" ve diğer "tarihi kalıntıları" çalıyorlar.
Soyguncular yakalandı. Çalınan eserlerden ise haber yoktu.Bu eserlerden 55 adeti, ABD'de, Metropolitan Müzesi'nde sergilendi. Diğer eserler ise aynı müzenin depolarında saklanıyordu.. Bu eserlerin kaçırıldığından 1985' te haberi olan Türkiye, Metropolitan Müzesi'nde bulunan eserleri almak için 1987' de uluslararası dava açıyor. Müze, 6 yıl süren davayı kaybedeceğini anlayınca 1993'te Karun Hazineleri'ni iade ediyor. Altın, gümüş, bronz ve mermerden oluşan 450 adet eserden 300'ü Uşak Arkeoloji müzesinde sergileniyor.
- Yönetici düzenlemesi: :