II. Abdülhamidin padişahlığını üç döneme ayırmak mümkündür.
1-I. Meşrutiye Dönemi (1876-1878): İcra yetkisi hükümete aittir. Padişah değil savaş ilanı nazırları bile belirleyemiyordu. Sadrazamı atama ve meclisi kapatma yetkisi vardı.
2- Mutlakiyet Dönemi(1878-1908): Sadaretin tüm yetkisini üzerine aldığı meclisi kapattığı bütün sorumluluğun kendisine ait olduğu dönem
3-II.Meşrutiyet Dönemi (1908-1909) :İcra yetkisi yani yürütme yetkisi hükümete ait olduğu dönem
1877-1878 yıllarında meydana gelen Osmanlı - Rus Savaşında devlet Merutiyetle yönetiliyordu. İcra yani yürütme yetkisi Sadarete (hükümete) ait idi. Savaşın ilanıda, yürütülmeside Abdülhamitin yetkisinde değildi. Savaş başlamadan önce toplanan Tersane Konferansı kararlarını Abdülhamit kabulunu istemesine rağmen Sadaret ret etti. Rusya da bunu üzerine savaş ilan etti. Savaşın sonunda Ruslar Yeşilköye kadar geldiler. Hükümet (sadaret ) Ayastofanes Anlaşmasını imzalayarek Rusları batıda Yeşilköyde, doğuda Erzulumda durduruldu. Bu savaşın ilanında ve sürdürülmesinde hiçbir yetkisi olmayan Abdülhamiti suçlamak insafsızlıktan başka birşey değildir. Bu dönemde gerek Balkanlarda gerekse doğuda toprak kayıplarının sorumluluğu, günahı o günkü Sadaret Makamını işgal edenlere aittir.
1878 den 1908 yılın kadar Abdülhamitin tek adam yönetimindeki tüm artılar eksiler ona aittir.
Kıbrıs ve Bosna: Abdülhamitin gayretleri, Bismarckın diplomatik zekası ile 1878 Berlin Konferansı düzenlenme kararı alındı. Abdülhamit İngilizlerin ve Avusturya Macaristan İmparatorluğunu destegini aradı. İngilizler geçici olarak Kıbrsı, Avusturyada Bosnayı geçici olarak yönetimini Avusturyaya verir isen İstanbul kapılarında olan Rus Ordusunu Karpatların ötesine atarız ve Balkanlarda Rus tehdiini ortadan kaldırrız teklifinde bulundu. Abdulhamit İstanbulun işgal tehdidiniortadan kaldırmak buğunki Trakaya ile Selanik, Mekadonya, Bulgaristan( iç işlerinde özerk olma kaydıyla) tekrar alabilmek için teklifi kabul etti. Balkanlarda Rus tehditi ortadan kaldırıldı. Bu bir tercih meselesidir. Doğruluğu yanlışlığı tartışılır.
Mısır ve Tunusa Gelince ; 1882 ye kadar Mısır Osmanlı yönetimidemiydi? Resmiyette Özerk bir Vilayet olan Mısır 1856 dan itibaren fiilen bağımsız bir devletti. Hiçbir yetkisi olmamamsına rağmen uluslar arası anlaşmalar imzalayabiliyordu. Örnegin Süveyş Kanalının açılması için Fransızlarla anlaşması gibi. Savaş ilan edebiliyordu . Habeşistan ve Sudana savaş ilanı gibi. Özellikle Fransızlar ile anlaşmalar imzalayarak dış borç alıyordu. Devlet Rus Savaşında gerek Tunustan gerekse Mısırdan donanma destegi istedigi halde göndermiyorlardı. Malesef İstanbul birşey yapamıyordu. Mısır ve Tunus fiilen 1880 lerde Osmanlıdan zaten kopmuştu.
1881 Muharrem Kararnamesi ve Duyun-u Umumiyye: 1875 de Abdülaziz döneminde devlet iflasını ilan etti. O tarihten itibaren bir kuruş dışarıdan borç para alınamadığı gibi, mevcut borçlar da ödenemediğinden faizileri ile katlanarak artıyordu. Borç yapılandırılmasına gidildi. Faizilerin bir büyük bir kısmı silinmesi karşılığında Duyun-u Ummumiyye İdaresi kuruldu. Devletin bazı gelirleri borçların ödenmesi karşılığında Osmanlı Bankasına yatırılacaktı. Devletin iflasının ilanı 1875 dir. Abdülhamitin tahta çıkışı 1876 dır. İflasta Abdülhamit padişah bile değildi. İnsaf...
Girit, Bosna ve Bulgaristan'ın Kaybedilmesi: II. Meşrutiyet döneminde gerçekleşen bir olaydır. II. Abdulhamitle ilgisi 1974 Kıbrısın Barış Harekatında Cumhurbaşkanı Fahri Korutürkün ilgisi kadardır