Monsterdan DX10 Destekli Canavar T2-Rex T75FL907

Mr.666
Forum Kalfası
Giriş​


Dizüstü bilgisayarların yükselişi hız kesmeden devam ediyor. Bundan senelerce önce satılan en pahalı dizüstü bilgisayarlar sıradan bir masaüstü bilgisayarın verdiği başarımdan oldukça uzakta bir görünüm sergiliyorlardı. Oysa bugünlerde yeni nesil bileşenlerin giderek küçülmesi ve giderek daha verimli yonga üretim teknolojilerinin ortaya çıkışıyla dizüstü bilgisayarların başarım bakımından orta seviyeli masaüstü bilgisayarlardan herhangi bir farkı kalmadı. Ayrıca dizüstü bilgisayar üreticileri bu eğilimi iyi analiz etmiş olacaklar ki ürünlerini orta gelirli tüketicilerin kaldırabilecekleri fiyat aralıklarına kadar düşürmüş durumdalar. Kim ne derse desin sahip oldukları özelliklerden ziyade taşınabilir olmalarının vermiş olduğu karşı konulmaz cazibe yakında genel kullanıcıların "çoğunun" bir dizüstü bilgisayar sahibi olacağını açıkça ortaya koyuyor.

Bu senenin başlarında baş editörümüz Hamdi Kellecioğlu, Monster T2-Rex serisinden T72M575U1 adlı taşınabilir bilgisayarı sizlere tanıtmıştı. Bu makalede ise ben gücünü yeni Santa Rosa platformundan alan Monster T2-Rex T75FL907'yi eğrisi ve doğrusuyla tartıp siz değerli okuyucularımızın önüne getireceğim.

Bilindiği gibi yerli taşınabilir bilgisayar markalarımızdan biri olan Monster'in T2-Rex serisinde, güncel teknolojinin küçük bir kutuya sığdırabildiği neredeyse her türlü özellik yer almakta. İşin en güzel tarafı bu seriye ait bilgisayarların, ünlü dizüstü bilgisayar markalarının (Toshiba Qosmio ve Dell XPS serisi dizüstü bilgisayarlar buna çok güzel bir örnek teşkil etmekteler) benzer ürünlerinden çok daha ucuz olmaları. Geçenlerde ise Monster serisi kendini P965 yongasetli ve DX10 destekli ekran kartına sahip Santa Rosa platformuyla yeniledi ve gene adının hakkını veren, yani canavar gibi taşınabilir bilgisayarlarla karşımıza çıktı. Şimdi gelin hep beraber Monster T2-Rex T75FL907'nin detayları arasında kaybolalım.

Dış Görünüş​


Kutuyu açar açmaz karşıma canavar ibareli bir dizüstü bilgisayarın çıkması beni çok şaşırttı doğrusu. Taşınabilir bir oyun bilgisayar olduğu daha kapağından bile belli oluyordu. İyi de bu bilgisayarlardan sadece oyun oynayanlar yararlanmıyor ki? Yani ünlü bir tasarım şirketinin bürosunda böyle görünen bir bilgisayarla gittiğinizde oldukça ilginç yorumlarla karşılaşmaya hazır olun. Ancak bence resmi ortamlarda bu bilgisayar biraz sırıtır. Yine de arkadaşlarını kıskandırmak isteyen oyuncular bu tasarımı çok beğeneceklerdir. (Öte yandan küçüklüğümde dinozorlarla oldukça haşır neşirdim. O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dış kapaktaki resim bir T-Rex'e değil Raptor'a ait. Gereksiz detayları sevenlere duyrulur...)


Bilgisayarın parlak siyah renkli üst kapağının anahtar yardımı olmadan açılıp kapanabilmesi oldukça güzel. Ön kısımda sol tarafa doğru bilgisayarın güç, pil ve kablosuz ağ bağlantısı durumunu gösteren üç farklı LED lambası ve ön tarafın uç kısımlarında 1,5 W'lık iki hoparlör bulunuyor. Ayrıca kablosuz ağ açma kapama anahtarı da durum lambalarının hemen sağında yer almakta.




Bilgisayar ekranına göre sağ tarafta kalan kısımda soldan sağa sırayla DVD yazıcı, iki USB ve bir de güç kablosu çıkışı göze çarpıyor. Yalnız DVD yazıcının sağ tarafta bulunması, farelerinin USB girişini bilgisayarın sağ tarafına takan kullanıcılar için biraz can sıkıcı durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle de dokunmatik yüzeyi sevmeyen ve dizüstü bilgisayarını küçük bir sehpa gibi dar alanlarda kullanmak zorunda olan kullanıcılar için. Bu durumda DVD yazıcının hızla kayarak çıkan kapağı elinize çarpabilir. Yalnız sağ tarafta DVD yazıcı değil de kulaklık ve mikrofon girişleri olsa bu sefer mikrofon veya kulaklığın kabloları ile farenin kabloları karışacak ve gene benzer bir sıkıcı durum daha ortaya çıkacaktı. Dizüstü bilgisayarların sahip olduğu ince yapı ve sığdırılması gereken özelliklerin çokluğu tasarımcıları bazı şeylerden ödün vermeye zorluyor.


Geri kalan tüm çıkışlar sol tarafta konumlandırılmış: Bir FireWire (IEEE1394), iki adet "Power" USB, VGA, S-Video, yerel ağ ve hat çıkışlarıyla beraber mikrofon ve kulaklık girişleri yer alıyor. Bu girişlerin de hemen yanında 4.1 kart okuyucu ve yeni nesil ExpressCard 54/34 yuvası bulunuyor. Öte yandan Power USB'nin normal USB 2.0 arabiriminden farkının ne olduğunu merak edebilirsiniz. Güçlendirilmiş (Powered) USB yüksek akımla çalışan cihazların ek bir güç kaynağına gerek olmadan bilgisayara bağlanabilmesini sağlar. Bu standardın 5V (30 Watt), 12V (72 Watt) ve 24V (144 Watt) destekleyen sürümleri bulunmakta ve her gerilim seviyesinde 6 Amper akım verebilmekteler. Bizim Monster'ımızdaki güçlendirilmiş USB çıkışları 1 A akım verebiliyorlar (Sıradan USB 2.0 en fazla 0.5 A verebilir).


Arka tarafta, sağda büyük bir havalandırma deliği ve pilden başka hiçbir bileşen yok. Yalnız solda bir de anahtar deliğinin bulunduğunu da söylemeden geçmeyelim.


Klavyenin etrafında birçok hızlı erişim tuşunun olması dikkat çekiyor. Soldaki iki tuştan üstteki akıllı şarj kipini etkin hale getirmek, onun hemen altındakiyse sistem kapalıyken bile Power USB ile cihazlarınızı şarj edebilmek amacıyla kullanılıyor. Klavyenin üst tarafında ise soldan sağa sırayla IE, E-mail, WoW Video, WoW Audio ve ses kapama kısayol tuşları yer almakta. WoW tuşlarıyla oynayarak video ve ses dosyalarını çalıştırırken parlaklık ve ses dengeleyici kiplerini kolayca uygulayabilirsiniz.


Bilgisayarın alt tarafında normal boyuttaki fan deliği ve havalandırma ızgaraları dışında dikkat çekici herhangi bir bileşen yok. Fanın bu canavarı soğutmak için oldukça yeterli olduğunu ve sessiz çalıştığını söyleyebilirim. Aslında en hızlı bileşenleri bünyesinde barındıran bu bilgisayarın oldukça büyük boyutlu olan ve gürültülü çalışan bir fan tarafından soğutulacağını umuyordum ancak saatler boyu açık kalmasına rağmen rahatsız edecek kadar ısınmaması soğutma tasarımında ne kadar başarılı olunduğunun açık bir göstergesi konumunda.

Özellikler Ve Başarım​



İşlemci Ve Bellek​

Santa Rosa Platformu için üretilen işlemcilerin FSB birim hızı 200 MHz ve buna bağlı olarak sistem hızı ise 800 MHz'dir. Bu dizüstü bilgisayarda kullanılan işlemci Core 2 Duo 7500 (FSB800). 11 çarpanı bulunan işlemci, 2.2 GHz hızında çalışmakta (11x200 Mhz). İşlemci boşta çalışırken çarpan sayısını x 8'e düşürebildiği gibi birim sistem hızını da kendiliğinden 100 MHz seviyesine çekiyor ve bu sayede işlemci boşta sadece 800 MHz hızında çalışıyor. Bir önceki platformda işlemciler çarpan sayısını azaltabilseler de FSB birim hızlarını düşürmüyorlardı. Bu bağlamda Santa Rosa platformunun güç tüketimi bakımından önemli bir gelişme sağladığını ve Intel'in başarım sazını elini aldıktan sonra artık hedefi enerji verimliliği olarak belirlediğini söyleyebiliriz.


FSB800 sistem hızına sahip yeni Merom çekirdekli Core 2 Duo işlemcilerin ne kadar başarım sunduğunu oldukça merak ediyorduk ve elbette ilgili deneyleri yapmadan yorum yapmanın bir manası yok. Bu amaçla karşılaştırma deneylerimiz için SiSoftware'nin Sandra XL adlı sistem yazılımını kullandık ve diğer işlemcilerin aldıkları puanları bizimkiyle kolayca kıyasladık.


Sonuç oldukça etkileyici doğrusu. T7500 kod adlı işlemcimiz kendisinden sadece 40 MHz daha yavaş olan Core 2 Duo T7400 (FSB667)'ü ALU (Aritmethic Logic Unit) deneyinde 1140 puan (%6,6) geride bıraktı ki sadece 40 MHz'lik frekans farkı (%1,85) bunu sağlayamaz. Bu iki yüzdeyi de birbirinden çıkardığımız zaman oluşan %4,75'lik fark gerçi dikkate alınacak kadar büyük de sayılmaz ancak zaten FSB hızının artışının genel sistem başarımına katkısının da çok az olduğu bilinen bir gerçek. Yaptığımız deney Core 2 Duo T7500'ün aynı zamanda, AMD'nin masaüstü işlemcisi ve yakın geçmişin efsanelerinden AMD Athlon 64 X2 4800+ ile matematiksel hesaplamalar alanında kafa kafaya olduğunu da ortaya koyuyor.
 
Mr.666
Forum Kalfası
Gelelim bilgisayarımızın belleklerine... Dizüstümüzde iki adet 2 GB kapasiteli Kingston DDR2-667 bellek kullanılmış. Oysaki Santa Rosa platformu DDR2-800 hızında çalışan bellekleri bile destekliyor. Hadi bu durumu kabullenelim ama peki ya bu belleklerin bellek gecikmeleri neden bu kadar yüksek?


Her zaman dediğimiz gibi her şeyin asıl cevabı deneylerin içinde gizlidir. Bakalım Sandra'nın bellek veri yolu genişliği deneyi bizlere neler gösterecek?


Görünen köy kılavuz istemez derlermiş de ne kadar haklılarmış. Sonuçlardan da anlaşılabileceği gibi dizüstü bilgisayar platformları için kullanılan SO-DIMM arayüzlü belleklerin gecikmesi masaüstü sistemlerde kullanılan DIMM arayüzlü belleklerle aynı olsa bile genellikle daha yavaş kalıyorlar. Bellek yongası üreticilerinin artık taşınabilir platformlar için de yüksek başarımlı yongaları üretmelerinin zamanı geldi de geçiyor bile.


Ekran Kartı​

Şüphesiz çoğu bilgisayar meraklısı diğer bileşenlerin başarımından çok ekran kartının başarımını merak ediyordur. Emin olun bu konuda ben sizlerden de heyecanlıydım. Öyle ki bilgisayarı açar açmaz DX10 oyun gösterimlerini yüklemeye koyulmuştum. Ancak hevesim biraz kursağımda kaldı diyebilirim. Nedenine değinmeden önce ekran kartının detaylarına inelim.

Canavarımızın beynini bir Core 2 Duo T7500, gözlerini ise Nvidia'nın yeni nesil DX10 destekli grafik yongası GeForce 8600M GT oluşturuyor. 8600'ün yanındaki "M" harfi yonganın taşınabilir (mobile) sürüm olduğuna işaret etmekte. Bünyesinde 256 MB tümleşik DDR3 bellek barındıran 8600M GT'nin belleği aynı zamanda Turbo Cache teknolojisi (sistem belleğinden ihtiyaç halinde 256 MB kullanır) ile toplamda 512 MB'a kadar çıkabiliyor. Dizüstü bilgisayarın belleğinin 4 GB olduğunu göz önünde bulundurursanız hiçbir şekilde bellek sorununuz olmayacağını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Grafik yongasının hızı 475 MHz iken bellek hızının sadece 800 MHz (etkin) olması biraz düşündürücü. Hele ki bu kartta normalde 1 GHz'in oldukça üstünde çalışması beklenen DDR3 bellek kullanıldığını da hesaba katarsanız mesele daha anlaşılmaz bir hal alıyor. Bununla beraber bellek hızının nVidia'nın referans değerinin 100 MHz üstünde olduğunu da belirtelim. Oysaki masaüstü bilgisayarlar için üretilmiş olan düz 8600 GT'ler 540/1400 MHz hızlarında çalışmaktalar. Bellek hızları arasındaki bu büyük uçurum şüphesiz deney sonuçlarına yansıyacaktır. Bunun yanında düşük hızda çalışan bu DDR3 belleklerin yüksek hızaşırtma boşluğunun olabileceğini düşünüyoruz.

DirectX 9 Deneyleri​

3D Mark 2006

Ekran kartı deneylerimizin ilk ayağında 3d Mark 2006 ile başladık. Deneyleri ekran desteklediği en yüksek çözünürlük olan 1024x768'de gerçekleştirdik ve başka herhangi bir ayara dokunmadık. Bu şekilde aldığımız toplam puan 3659 olarak gerçekleşti. Aşağıdaki grafikte Shader Model 3.0 / HDR puanını temel aldık.


8600M GT'yi bu sonuçlara göre 7600 GT ve X1650 pro arasında konumlandırmak mümkün. Normal 8600 GT'nin ise neredeyse yarısı kadar başarım gösterebildi. Düşük çekirdek ve bellek hızları kartın serin çalışmasını sağlasa da 32 akış (stream) işlemcisi bulunmasına rağmen başarımı bir hayli olumsuz etkiliyor.

Elder Scrolls IV: Oblivion

Deneyimize başka bir DirectX 9 uygulamasıyla devam ediyoruz: Elder Scrolls IV: Oblivion. Ekran kartlarını müthiş zorlayan bu oyunun bizim orta seviyeli kartımızı da kasacağından oldukça emindik. Neyse ki ekran çözünürlüğünü 1280x800'ün üstüne taşıyamadığımızdan çok daha kötü kare hızı değerleriyle karşılaşmadık. Bunda görüntü değişikliklerini sadece oyuna girmeden önce açılan ayar penceresinde yapmış olmamızın da büyük payı var.


Eğer oyun açıldıktan sonra seçenekler kısmında beliren daha kapsamlı görüntü ayarlarıyla da oynamış olsaydık bu kadar iyi sonuçlarla kesinlikle karşılaşmayacaktık. Nitekim kapalı ortamlarda (indoors) ortalama 66 kare/s ve açık alanlarda (outdoors) ise ortalama 53 kare/s gibi oldukça makul değerler elde ettik.

DirectX 10 Deneyleri Ve Karşılaştığımız Sorunlar​

Her şey burada düğümleniyor: Bir dizüstü bilgisayar DX10'da ne kadar başarım sağlar? Biraz önce bilgisayarı açar açmaz heyecanla DX10 oyun gösterimlerini kurmaya başladığımı fakat hevesimin kursağımda kaldığını söylemiştim. Çünkü DX10 gösterimlerinin hiçbirini ilk anda çalıştıramamıştım! Sürekli DX10 donanımının oyun tarafından tanınmadığına dair mesajlarla karşılaşıyordum ve oyunlar açılmıyordu. Bunun üzerine sürücüyü defalarca kaldırıp tekrar kurdum ve sürücü ayarlarıyla oynadım fakat değişen bir şey olmadı. Daha sonra aklıma daha yeni bir sürücü yüklemek geldi ancak Fokusshop'un internet sitesinde de daha yeni bir sürücü bulamadım. Sürücünün daha da detaylarına inmek amacıyla internetten RivaTuner 2.2'yi indirip kurdum. Bunu iyi ki de yaptım çünkü umutlarımı yitirmek üzereydim. Allah'dan RivaTuner bize neyin ters gittiğini bas bas bağırıyordu: "Direct3D 10" sürücüsü (nvwgf2um.dll) yüklü görünmüyordu. İnsan merak ediyor açıkçası, DirectX 10 destekli bir ekran kartı neden DX10 desteklemeyen ve kendisinin çıkış tarihinden bile eski bir (13 Nisan 2007) sürücüyle (ForceWare 101.12) sunulur? İnternette yaptığım araştırmalar sonucu bu sorundan muzdarip birkaç kullanıcının daha olduğunu gözlemledim. Neyse ki sonunda onların derdine deva olacak sürücüyü son bir gayretle buluverdim: Bu dizüstü bilgisayar Compal adlı bir şirket tarafından üretilmiş ve kod adı ise IFL90. Google arama çubuğuna "Compal IFL90 VGA Drivers" yazdığımda istediğim sürücüyü (ForceWare 101.34) bulup indirdim. Merak etmeyin sizi de bu sürücü arayıp bulma külfetiyle başbaşa bırakmayacağız:

Windows Vista 32-bit için buraya tıklayın.

Windows Vista 64-bit için buraya tıklayın.


ForceWare 101.12 sürücüsü yüklü olduğu zaman "Direct3D 10 driver" satırının "version" kısmında "Not Found" (Yok) yazıyordu.

Lost Planet: Extreme Condition DX10 Demo​

Oyunu kurduğumuz gibi görüntü ayarlarının hepsini "high" (yüksek) konumuna yükselttik, hatta ekran kartını sömüren "shadow resolution" (gölge çözünürlüğü) ayarını bile varsayılan (default) konumundan yükseğe aldık. Karşılaştırma deneyini başlattığımızda neye uğradığımızı şaşırdık çünkü saniyede sadece 1 kare görüyorduk! Bunun üzerine deneyi hemen yarıda kesip shadow resolution ayarını varsayılan olarak atadık ve deneyi tekrar başlattık ancak sonuç yine pek iç açıcı olmadı: 4-5 Kare/Saniye. Biz de oyunu ilk ayarlarıyla (orta seviyeli görüntü kalitesi) test etmeye karar verdik. Bu sefer deneyi sonuna kadar sürdürdük. Sonuçta çiçeği burnunda DX10 destekli kartımız karlı bölümde ortalama 14 Kare/s, mağarada ise 21 Kare/s elde etti ve bu deneyden alnının akıyla çıkamadı. Oysaki bu gösterim konsoldan PC'ye uyarlama olduğu için DX10'un tüm nimetlerinden bile yararlanmıyor. Yararlansa ne olacaktı orası meçhul. Ancak şunu unutmamalıyız ki oyun gösterimleri tanıtım amaçlıdır ve birçok grafiksel hata barındırabilir ve sistem bileşenlerini gereksiz yere yorabilir.
 
Mr.666
Forum Kalfası
Call Of Juarez​

Call of Juarez bugünkü yazımızın son karşılaştırma uygulaması. Deney sonuçlarından bahsetmeden önce hemen şunu söylemeliyiz ki Call of Juarez oyunun hem gösterimi (demo) hem de bir karşılaştırma programı bulunuyor. Halbuki Lost Planet'de karşılaştırma uygulaması gösterimin zaten içindeydi. Biz bu deneyimizde sadece karşılaştırma programını indirip kurduk. Call of Juarez hakkında da bir yazı yayınlamıştık. Bu oyunla ilgili detayları o yazımızda bulabilirsiniz.


Deneyi yukardaki ayarları seçerek yaptık ve ortalama 3.5 kare/s görebildik (En yüksek 5.9, en düşük 2.2 kare/s). Evet görünüşe göre GeForce 8600M GT, masaüstü 8600 GT'nin yaklaşık yarısı kadar bir başarım verebiliyor. Acı ama gerçek!

Sabit Disk Ve NAND Flaş Bellek (Intel Turbo Memory - Robson Belleği)​

Bir dizüstü bilgisayara 7200 RPM'lik bir sabit koyduğunuz zaman tadından yenmez, hele de aşağıda gördüğünüz gibi bir başarım sergilerse. Bu ürünü masaüstü bilgisayarların standardına yükselten sabit disk, 160 GB'lık Seagate Momentus 7200.2 (ST916023AS) 8 MB.


Santa Rosa Platformunun getirdiği en önemli yeniliklerden biri de Intel Turbo Memory desteği. Çoğu kullanıcının yabancı olduğu bu yeni teknoloji dizüstü bilgisayar başarımını önemli ölçüde arttırıyor. "Robson belleği" olarak da bilinen bu bileşenler 512 MB veya 1 GB kapasitelerle sunuluyorlar ve dizüstü bilgisayara takılıp çıkarılabiliyorlar. Robson bellek aslında bir NAND flaş bellek tasarımı olduğundan erişim süresini oldukça azaltıyor böylece programlar oldukça hızlı açılıyor. Ayrıca sık kullanılan uygulamalar bu bellekte tutulduğundan sabit diske fazla görev düşmemiş oluyor ve güç tüketimi azalıyor. Intel Turbo Memory'den yararlanmak istiyorsanız tek ihtiyacınız olan bir Windows Vista işletim sistemi. Bu işletim sisteminde yer alan ReadyBoost ve ReadyDrive işlevleri sık kullanılan uygulamaları belirleyip bu flaş belleğe gerekli verileri göndererek (caching - önbellekleme) flaş bellekten etkin biçimde yararlanılmasını sağlıyorlar. Windows Vista bu sayede en az %25 daha hızlı açılıyor ki bu hızı çoğu masaüstü bilgisayarla yakalamak bile mümkün değil. Bu teknolojinin şu an en büyük rakibi mekanik veri disklerini ve flaş belleği bir araya getiren melez sabit disk teknolojisi. Yalnız bu iki yeni teknolojinin rekabeti 10 yıl sürmeyecek gibi çünkü tamamen NAND flaş bellekten oluşan sabit diskler yakın gelecekte onların her ikisini de tarihin karanlık sayfalarına gömecek.

Canavarımızda da 1 GB Robson belleği kullanılmış. Bu gerçekten harika çünkü melez disklerin ilk örneklerinde sadece 256 MB flaş bellek bulunmakta. Yalnız Robson belleğinden yararlanmak istiyorsanız ilgili sürücüyü yükledikten sonra mutlaka aşağıdaki işlemi yapmalısınız.


Kutucuklar işaretli değilse işaretleyin ve bilgisayarınızı yeniden başlatın.

Ekran​

1280 x 800 çözünürlüğündeki parlak ekran Vista'nın Aero arayüzüyle birleşince ortaya tam bir görsel şölen çıkıyor. Yalnız arkanızdan ekrana doğru ışık yansıtırsanız ayna olarak kullanabilirsiniz (tabii ki bu da parlak ekranın olumsuz yönlerinden birisi). Ben genel anlamda ekrandan çok memnun kaldım doğrusu.


Boyutlar, Ağırlık Ve Pil Ömrü​

T75FL907'nin yaptığı işler boyundan büyük diyebiliriz. Sıradan bir 15.4" dizüstü bilgisayara göre biraz kalıplı ve sağlam duruyor fakat ağırlığı sadece 2.8 Kg. Zorlanmadan sağa sola götürülebilen bir oyun bilgisayarından daha güzel ne olabilir ki?

Pil ömrü hakkında konuşacak olursak, kısıtlı deney süremiz sebebiyle net bir cevap veremeyeceğiz fakat ürün kullanım şartlarına göre 2-2,5 saat boyunca güç kablosuna ihtiyaç duymuyor. Enerji canavarı olması beklenen bir sisteme göre hiç de fena sayılmaz.

Donatılar​

Kutudan sadece birkaç CD ve güç kaynağının çıkması beni olumsuz yönde şaşırttı. En azından bir kullanım kılavuzu dahi verilmiş olsa içim bu kadar yanmayacaktı.


CD'ler arasında üç adet sürücü CD'si, bir de CyberLink DVD yazılım seti yer almakta. CyberLink DVD yazılımı sayesinde ev sineması (home theatre) için gerekli tüm yazılım desteğine sahip olmuş oluyorsunuz.

Kutunun yanında özenle paketlenmiş halde bir de 15.4" dizüstü bilgisayar çantası geliyor. Her ne kadar çantanın markası biraz eften püften (Snopy) gibi görünse de yapay deriden yapılmış ve oldukça sağlam bir yapıya sahip. İçinde ayrıca birçok göz barındıran çantanın iki haneli şifre koyabileceğiniz bir de kilidi mevcut. Bu şekilde çantanın içinden bilgisayarı çıkartmaya çalışacak çocuklara karşı caydırıcı bir önlem alınmış diyebiliriz.

Sonuç​


Son olarak yine karşı konulmaz merakıma hakim olamayarak geçen seferki Monster incelemesinde yaptığımız gibi Vista'nın sistemi puanlandırmasını istedim. Benim testimde sistemin en zayıf halkası ekran kartı olarak belirlendi ve en düşük puanın sistem puanı olarak değerlendirildiği testte 5 üzerinden 4.7 puan almayı açıkçası beklemiyordum çünkü GeForce Go 7950GTX ekran kartına sahip T72M575U1 bile 4.5 puan almıştı. Bu dizüstü bilgisayar ekran kartının eksiklerini işlemci, bellek ve sabit disk ile tamamlıyor.

Artık ürünü tüm artı ve eksilerini özetlemenin zamanı geldi:

- Artılar

* Başarımı bir üst seviyeli masaüstü bilgisayara çok yakın
* Tahrik edici tasarım (Resmi iş yerleri için tavsiye edilmez)
* Yüksek enerji verimliliği
* Yüksek bellek miktarı
* Kapsama alanı oldukça geniş ve 802.11n iletişim kuralını destekleyen yeni nesil kablosuz ağ teknolojisi
* Uzun süreli kullanımlarda dahi çok ısınmıyor ve oldukça sessiz çalışıyor.
* Tüm bu özellikleri oldukça taşınabilir bir ağırlığa sığdırabilmesinin yanında rakiplerine göre daha ucuz (yaklaşık 3200 YTL)

- Eksiler

* Zayıf DirectX 10 Desteği
* Yetersiz kutu içeriği
* Bellekler DDR2-800 veya daha düşük gecikmeli olsa fena olmazdı


Ekran kartı meselesine bir kez daha değinmeden edemeyeceğim: İlk nesil orta sınıf DX10 ekran kartlarının insanın hevesini gerçekten kursağında bırakacağını bilmelisiniz (hatta böyle kartlara DX10 desteği konulmasa da olurmuş demekten kendimi alamıyorum). Tamam belki şu an piyasada herhangi bir DX10 destekli oyun yok ve bu kartlar DX9 destekli oyunlarda gerçekten harika işler çıkarıyorlar ancak geleceğe yönelik bir oyun bilgisayarı alınacaksa ya üst seviyeli grafik yongalarına sahip dizüstü bilgisayarların (örneğin atıyorum GeForce 8800M gibi) ya da ikinci nesil kartların çıkışı beklenmeli.

Özellikle dizüstü bilgisayar pazarında herkes tanınmış markalara para yatırmayı tercih eder. Üstelik sırf tanınmış marka olsun diye özellikleri kısıtlı olan bilgisayarlara bir avuç dolusu para sayanların sayısı hiç de az değildir. Şunu bilmelisiniz ki dizüstü bilgisayar sektörü de artık giderek "toplamacılığa" doğru kayıyor (değiştirilen parçaların sayısı bir hayli fazlalaştı) ve pek yakında inanıyorum ki herkes dizüstü bilgisayarının parçalarını teker teker satın alıp birleştirebilecek. Bu durumda tanınmış markalara sahip olmanın pek de önemi kalmayacak. Kısacası Monster gibi gelişme aşamasında bulunan markalar, şu anda tanınmış yabancı markaların getirdiği kalitenin benzerini çok daha ucuza sunuyorlar. Bundan sadece 2-3 sene önce bunları söylememiz çok zordu. Öte yandan müşteri memnuniyeti de söz konusu olduğunda tanınmış markaların teknik servis hizmetlerinin eksik kaldığı yanları dolduran, Monster markasının dağıtıcısı Fokusshop bizden bir alkışı daha hak ediyor.

Yorumu​

MSN Messenger hayatıma o kadar çok girmiş ki bu bilgisayarı kutusundan çıkarır çıkarmaz sık kullandığım programlar yanında onu da yükleyiverdim. Bir arkadaşım bana sohbet sırasında "O bilgisayarı sana test yapman için vermediler mi? Yoksa sohbet performansını da mı test ediyorsun? Sen olayı aşmışsın baya!" diyerek tatlı bir eleştiride bulundu. Sanırım bu eleştirilere kulak asmalıyım çünkü ne zaman böyle üstün bir bilgisayarla karşılaşsam onunla kendi bilgisayarımmış gibi bütünleşip deney yapmayı bir an ikinci plana atıveriyorum. Ama biliyorum, incelemeye fırsatınız olsa, bunun gibi anlık kaçamakları siz de en az benim kadar yapardınız.

Yayın Tarihi: 6 Ağustos 2007
Hazırlayan: Salih Güler
Bölüm: Taşınabilir Aygıt
Ek Bilgi / Düzenleme: Mr.666 1337
 
YENİÇERİ
Misafir Üye
gecenlerde de dx11 üzerinde calsıtıklarını okumustum daha tam oturmadan 10.
paylasım için tekkurler..
 
Üst