Mr.666
Forum Kalfası
Giriş

Dizüstü bilgisayarların yükselişi hız kesmeden devam ediyor. Bundan senelerce önce satılan en pahalı dizüstü bilgisayarlar sıradan bir masaüstü bilgisayarın verdiği başarımdan oldukça uzakta bir görünüm sergiliyorlardı. Oysa bugünlerde yeni nesil bileşenlerin giderek küçülmesi ve giderek daha verimli yonga üretim teknolojilerinin ortaya çıkışıyla dizüstü bilgisayarların başarım bakımından orta seviyeli masaüstü bilgisayarlardan herhangi bir farkı kalmadı. Ayrıca dizüstü bilgisayar üreticileri bu eğilimi iyi analiz etmiş olacaklar ki ürünlerini orta gelirli tüketicilerin kaldırabilecekleri fiyat aralıklarına kadar düşürmüş durumdalar. Kim ne derse desin sahip oldukları özelliklerden ziyade taşınabilir olmalarının vermiş olduğu karşı konulmaz cazibe yakında genel kullanıcıların "çoğunun" bir dizüstü bilgisayar sahibi olacağını açıkça ortaya koyuyor.
Bu senenin başlarında baş editörümüz Hamdi Kellecioğlu, Monster T2-Rex serisinden T72M575U1 adlı taşınabilir bilgisayarı sizlere tanıtmıştı. Bu makalede ise ben gücünü yeni Santa Rosa platformundan alan Monster T2-Rex T75FL907'yi eğrisi ve doğrusuyla tartıp siz değerli okuyucularımızın önüne getireceğim.
Bilindiği gibi yerli taşınabilir bilgisayar markalarımızdan biri olan Monster'in T2-Rex serisinde, güncel teknolojinin küçük bir kutuya sığdırabildiği neredeyse her türlü özellik yer almakta. İşin en güzel tarafı bu seriye ait bilgisayarların, ünlü dizüstü bilgisayar markalarının (Toshiba Qosmio ve Dell XPS serisi dizüstü bilgisayarlar buna çok güzel bir örnek teşkil etmekteler) benzer ürünlerinden çok daha ucuz olmaları. Geçenlerde ise Monster serisi kendini P965 yongasetli ve DX10 destekli ekran kartına sahip Santa Rosa platformuyla yeniledi ve gene adının hakkını veren, yani canavar gibi taşınabilir bilgisayarlarla karşımıza çıktı. Şimdi gelin hep beraber Monster T2-Rex T75FL907'nin detayları arasında kaybolalım.
Dış Görünüş

Kutuyu açar açmaz karşıma canavar ibareli bir dizüstü bilgisayarın çıkması beni çok şaşırttı doğrusu. Taşınabilir bir oyun bilgisayar olduğu daha kapağından bile belli oluyordu. İyi de bu bilgisayarlardan sadece oyun oynayanlar yararlanmıyor ki? Yani ünlü bir tasarım şirketinin bürosunda böyle görünen bir bilgisayarla gittiğinizde oldukça ilginç yorumlarla karşılaşmaya hazır olun. Ancak bence resmi ortamlarda bu bilgisayar biraz sırıtır. Yine de arkadaşlarını kıskandırmak isteyen oyuncular bu tasarımı çok beğeneceklerdir. (Öte yandan küçüklüğümde dinozorlarla oldukça haşır neşirdim. O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dış kapaktaki resim bir T-Rex'e değil Raptor'a ait. Gereksiz detayları sevenlere duyrulur...)

Bilgisayarın parlak siyah renkli üst kapağının anahtar yardımı olmadan açılıp kapanabilmesi oldukça güzel. Ön kısımda sol tarafa doğru bilgisayarın güç, pil ve kablosuz ağ bağlantısı durumunu gösteren üç farklı LED lambası ve ön tarafın uç kısımlarında 1,5 W'lık iki hoparlör bulunuyor. Ayrıca kablosuz ağ açma kapama anahtarı da durum lambalarının hemen sağında yer almakta.


Bilgisayar ekranına göre sağ tarafta kalan kısımda soldan sağa sırayla DVD yazıcı, iki USB ve bir de güç kablosu çıkışı göze çarpıyor. Yalnız DVD yazıcının sağ tarafta bulunması, farelerinin USB girişini bilgisayarın sağ tarafına takan kullanıcılar için biraz can sıkıcı durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle de dokunmatik yüzeyi sevmeyen ve dizüstü bilgisayarını küçük bir sehpa gibi dar alanlarda kullanmak zorunda olan kullanıcılar için. Bu durumda DVD yazıcının hızla kayarak çıkan kapağı elinize çarpabilir. Yalnız sağ tarafta DVD yazıcı değil de kulaklık ve mikrofon girişleri olsa bu sefer mikrofon veya kulaklığın kabloları ile farenin kabloları karışacak ve gene benzer bir sıkıcı durum daha ortaya çıkacaktı. Dizüstü bilgisayarların sahip olduğu ince yapı ve sığdırılması gereken özelliklerin çokluğu tasarımcıları bazı şeylerden ödün vermeye zorluyor.

Geri kalan tüm çıkışlar sol tarafta konumlandırılmış: Bir FireWire (IEEE1394), iki adet "Power" USB, VGA, S-Video, yerel ağ ve hat çıkışlarıyla beraber mikrofon ve kulaklık girişleri yer alıyor. Bu girişlerin de hemen yanında 4.1 kart okuyucu ve yeni nesil ExpressCard 54/34 yuvası bulunuyor. Öte yandan Power USB'nin normal USB 2.0 arabiriminden farkının ne olduğunu merak edebilirsiniz. Güçlendirilmiş (Powered) USB yüksek akımla çalışan cihazların ek bir güç kaynağına gerek olmadan bilgisayara bağlanabilmesini sağlar. Bu standardın 5V (30 Watt), 12V (72 Watt) ve 24V (144 Watt) destekleyen sürümleri bulunmakta ve her gerilim seviyesinde 6 Amper akım verebilmekteler. Bizim Monster'ımızdaki güçlendirilmiş USB çıkışları 1 A akım verebiliyorlar (Sıradan USB 2.0 en fazla 0.5 A verebilir).

Arka tarafta, sağda büyük bir havalandırma deliği ve pilden başka hiçbir bileşen yok. Yalnız solda bir de anahtar deliğinin bulunduğunu da söylemeden geçmeyelim.

Klavyenin etrafında birçok hızlı erişim tuşunun olması dikkat çekiyor. Soldaki iki tuştan üstteki akıllı şarj kipini etkin hale getirmek, onun hemen altındakiyse sistem kapalıyken bile Power USB ile cihazlarınızı şarj edebilmek amacıyla kullanılıyor. Klavyenin üst tarafında ise soldan sağa sırayla IE, E-mail, WoW Video, WoW Audio ve ses kapama kısayol tuşları yer almakta. WoW tuşlarıyla oynayarak video ve ses dosyalarını çalıştırırken parlaklık ve ses dengeleyici kiplerini kolayca uygulayabilirsiniz.

Bilgisayarın alt tarafında normal boyuttaki fan deliği ve havalandırma ızgaraları dışında dikkat çekici herhangi bir bileşen yok. Fanın bu canavarı soğutmak için oldukça yeterli olduğunu ve sessiz çalıştığını söyleyebilirim. Aslında en hızlı bileşenleri bünyesinde barındıran bu bilgisayarın oldukça büyük boyutlu olan ve gürültülü çalışan bir fan tarafından soğutulacağını umuyordum ancak saatler boyu açık kalmasına rağmen rahatsız edecek kadar ısınmaması soğutma tasarımında ne kadar başarılı olunduğunun açık bir göstergesi konumunda.
Özellikler Ve Başarım


İşlemci Ve Bellek
Santa Rosa Platformu için üretilen işlemcilerin FSB birim hızı 200 MHz ve buna bağlı olarak sistem hızı ise 800 MHz'dir. Bu dizüstü bilgisayarda kullanılan işlemci Core 2 Duo 7500 (FSB800). 11 çarpanı bulunan işlemci, 2.2 GHz hızında çalışmakta (11x200 Mhz). İşlemci boşta çalışırken çarpan sayısını x 8'e düşürebildiği gibi birim sistem hızını da kendiliğinden 100 MHz seviyesine çekiyor ve bu sayede işlemci boşta sadece 800 MHz hızında çalışıyor. Bir önceki platformda işlemciler çarpan sayısını azaltabilseler de FSB birim hızlarını düşürmüyorlardı. Bu bağlamda Santa Rosa platformunun güç tüketimi bakımından önemli bir gelişme sağladığını ve Intel'in başarım sazını elini aldıktan sonra artık hedefi enerji verimliliği olarak belirlediğini söyleyebiliriz.

FSB800 sistem hızına sahip yeni Merom çekirdekli Core 2 Duo işlemcilerin ne kadar başarım sunduğunu oldukça merak ediyorduk ve elbette ilgili deneyleri yapmadan yorum yapmanın bir manası yok. Bu amaçla karşılaştırma deneylerimiz için SiSoftware'nin Sandra XL adlı sistem yazılımını kullandık ve diğer işlemcilerin aldıkları puanları bizimkiyle kolayca kıyasladık.

Sonuç oldukça etkileyici doğrusu. T7500 kod adlı işlemcimiz kendisinden sadece 40 MHz daha yavaş olan Core 2 Duo T7400 (FSB667)'ü ALU (Aritmethic Logic Unit) deneyinde 1140 puan (%6,6) geride bıraktı ki sadece 40 MHz'lik frekans farkı (%1,85) bunu sağlayamaz. Bu iki yüzdeyi de birbirinden çıkardığımız zaman oluşan %4,75'lik fark gerçi dikkate alınacak kadar büyük de sayılmaz ancak zaten FSB hızının artışının genel sistem başarımına katkısının da çok az olduğu bilinen bir gerçek. Yaptığımız deney Core 2 Duo T7500'ün aynı zamanda, AMD'nin masaüstü işlemcisi ve yakın geçmişin efsanelerinden AMD Athlon 64 X2 4800+ ile matematiksel hesaplamalar alanında kafa kafaya olduğunu da ortaya koyuyor.