Nutuk programı

MuRaTTK
Co-Admin
Site Yetkilisi
Atatürk'ün Büyük Nutuk'unu içerir.Program sayesinde,eser içerisinde kolaylıkla arama yapabilir ve istediğiniz bilgiye ulaşabilirsiniz.Ayrıca arama sonuçlarını düzenleyebilir,renklendirme yapabilir ve kaydedebilirsiniz.




NUTUK 2.0.8


Linkler yenilenmiştir...

Rar Şifresi: wardomtegmen

http://uptr.net/5Hd/Wardom-Nutuk.rar
 
- Yönetici düzenlemesi: :
izabel
Çırak
nutuk atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği mücadeleyi,en ince ayrıntıları ve belgelerle geçmişe ışık tutan,geleceği aydınlatan, her türk vatandaşının okuması gereken bir başyapıttır.bir bağımsızlık iletisidir.
atatürk 19 mayıs 1919'da samsun'a ayak bastığı ilk günlerde bağımsızlığın ulusun kurtuluşu için,tek yol olduğunu görmüş,söylev'in en başında bunu açıkça haykırmıştır.

atatürkün bağımsızlık ilkesinin dayanağı türk halkına ve demokrasiye olan olan güvenidir.
Atatürk Samsuna çıktığı ilk gunden başlayarak halkın içinde olmayı,ulusun yazgısıyla ilgili kararları haalkla ,halkın temsilcileriyle birlikte almayı önemsemiş ve tek adam yönetimine karşı olmayı temel ilke edinmiştir.Ulusun özgürleşmesi ve çağdaşlaşması için bireyin özgür olması gerekir,birey ancak usunu kullanarak özgürleşebilir.O nedenle yapışması gereken en önemli işlerden birisi yılklardır toplumları ve bireyleri tutsak eden safsatalardan ve köhnemiş kurumlardan ülkeyi kurtarmaktır. Bu anlamda en çok sömürülen çarpıtılan kavramlardan birisi dindir.Atatürk dine karşı değildi,dinin siyasal amaçlı bir araç olarak kullanılmasına karşıydı.
 
burak90
Cool Çırak
Atatürk, 15 Ekim 1927 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin büyük salonunda Cumhuriyet Halk Partisi'nin Kurultay üyelerine sesleniyordu. O tarihte henüz "Atatürk' adını almamış olan Gazi Mustafa Kemal, tam 5 gün süren tarihi konuşmasında 1919 - 1927 yılları arasındaki gelişmeleri kendi kaleminden, kendi sesinden aktardı. Daha sonra "Nutuk, Büyük Nutuk, Söylev" adlarıyla anılan bu uzun konuşma Osmanlı İmparatorluğu'nun son günleri, ulusal bağımsızlık mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu üzerine bilinen en önemli kaynaklardan, tarihi belgerden biridir.

Nutuk, tarihe yön veren bir liderin olaylara bakış açısını birinci elden anlatır. Mustafa Kemal'in yaşadıklarını, bir diğer deyişle yaşam öyküsünü hemen her sayfada izlemek mümkündür. Eserin bir diğer önemli yanı da, parti üyelerine ve topluma "genç Cumhuriyet'in ideoloji"sinin ve geçmişin nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin en yetkili ağızdan aktarımıdır. Bu konuşmanın, söz konusu dönemde yükselen aykırı seslere karşı net bir bildiri, muhalefete dönük şüphe bulutlarını dağıtmaya yönelik bir "kamuoyu" açıklaması olduğu da hatırlanmalıdır. Tüm bu nitelikleriyle "Nutuk" sadece ülkenin, bölgenin, uluslararası ilişkilerin tarihi için değil, tarihe yön veren liderlerin davranışlarına ve zihin yapısına örnek oluşturması adına da özel bir ilgiyi hak eder.

Pek çok lider gibi Atatürk de, kendinden sonra gelen kuşaklar tarafından çok farklı biçimde değerlendirilmiş, kimi zaman destansı bir kişilik olarak yüceltilmiş, kimi zaman da acımasızca, hatta nefretle yerilmiştir. Dolayısı ile böylesine kilit bir kişiliğin serinkanlı ve nesnel bir incelemesi için ilk adım kuşkusuz onu dinlemek, ya da diğer bir deyişle Nutuk'u okumak olmalı. Bu sitedeki belgede Nutuk'un günümüz okuyucusu için anlaşılması zor dili Bedi Yazıcı tarafından sadeleştirildi. İlk olarak 1995 yılında iki ciltlik bir kitap olarak basılan bu belgenin özelliği ise Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan özgün metinle, dil içi çeviri sayılabilecek uyarlanmış metnin yan yana kullanılması. Bu uygulama okuyucuya her bir sayfada karşılaştırma olanağı sunuyor.

Nutuk, bu sitede herkese açık ve herkesin anlamasına olanaklı biçimde okunmayı bekliyor. Kulaktan dolma bilgileri ve sloganları, ilgiye ve nesnel bilgiye tercih eden bir toplumun üyeleri olarak bu okumayı, tarihe karşı duygusal bir sorumluluktan öte günümüze ve geleceğe yönelik bir gereklilik olarak düşünmek daha doğru görünüyor.
 
burak90
Cool Çırak
Nutuk
From Wikisource
Jump to: navigation, search
[edit]
Birinci Dünya Savaşında Anadolu'nun durumu ve kurtuluş çareleri



[edit]
Bunlara karşı düşünülen kurtuluş çareleri
Durumun dehşet ve korkunçluğu karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kimseler tarafından kurtuluş çareleri düşünülmeye başlanmıştı. Bu düşünce ile yapılan teşebbüsler birtakım kuruluşlarıdoğurdu. Örnek olarak, Edirne ve çevresinde Trakya - Paşaeli adıyla bir dernek vardı. Doğuda Erzurum'da ve Elâzığ'da Rele genel merkezi İstanbul'da olmak üzere Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i hukuk-ı Milliye Cemiyeti kurulmuştu. Trabzon'da Muhafaza-i Hukukadında bir dernek bulunduğu gibi, İstanbul'da da Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği temsilcilerle, Of ilçesinde ve Rize sancağında da şubeler açılmıştı.

İzmir'in işgal edileceği konusunda Mayısın on üçünden beri açıktan belirtiler görmüş olan İzmir'deki bazı genç vatanseverler, ayın 14/15'inci gecesi, kendi aralarında bu acıklı durumla ilgili görüşmeler yapmışlar; bir oldubittiye geldiğine şüphe kalmayan Yunan işgalinin ilhakla sonuçlanmasına engel olma kararında birleşerek, Redd-i İlhak ilkesini ortaya atmışlardır. Aynı gece, bu ilkenin yaygınlaştırılmasını sağlamak üzere İzmir'de Yahudi Maşatlığı'na toplanabilen halk tarafından bir gösteri toplantısı yapılmışsa da, ertesi gün sabahleyin Yunan askerlerinin rıhtımda görülmesiyle, bu teşebbüsten beklendiği ölçüde sonuç alınamamıştır.

[edit]
Milli kuruluşlar, siyasi amaç ve hedefleri
Bu derneklerin kuruluş amaçları ve siyasî hedefleri hakkında kısaca bilgi vermek uygun olur görüşündeyim.

Trakya Paşaeli Cemiyeti'nin ileri gelenlerinden bazıları ile daha İstanbul'da iken görüşmüştüm. Bunlar, Osmanlı Devleti'nin çökeceğini çok kuvvetli bir ihtimal olarak görüyorlardı. Osmanlı vatanının parçalanma tehlikesi karşısında, Trakya'yı, mümkün olursa, buna Batı Trakya'yı da ekleyerek ve bir bütün olarak İslâm ve Türk topluluğu halinde kurtarmayı düşünüyorlardı. Fakat bu amacı gerçekleştirmek üzere ogün için akıllarına gelen tek çare, İngiltere'nin, bu mümkün olmazsa, Fransa'nın yardımını sağlamaktı. Bu maksatla bazı yabancı devlet adamları ile temas kurma ve görüşme imkânları da aramışlardı. Amaçlarının bir Trakya Cuınhuriyeti kurmak olduğu anlaşılıyordu.

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluş amacı da (tüzüklerinin 2. maddesi), Doğu illerinde oturan bütün halkın dinî ve siyasî haklarının serbestçe kullanılmasını sağlayacak meşru yollara başvurmak, bu illerdeki müslüman halkın tarihî ve millî haklarını gerektiğinde medeniyet dünyası karşısında savunmak, Doğu illerinde yapılan zulüm ve cinayetlerin sebepleri ile bunları işleyenler ve sebep olanlar hakkında tarafsız soruşturma yapılarak suçluların sür'atle cezalandırılmalarını istemek. Yerli halk ile azınlıklar arasındaki anlaşmazlığın giderilmesine ve eskiden olduğu gibi iyi ilişkilerin sağlamlaştırılmasına gayret etmek, savaş durumunun Doğu illerinde yarattığı yıkım ve yoksulluğa, hükûmet nezdinde teşebbüslerde bulunarak elden geldiğince çare aramaktan ibaretti.

İstanbul'daki yönetim merkezinden verilmiş olan bu direktife uygun olarak, Erzurum şubesi, Doğu illerinde Türk'ün haklarını korumakla birlikte, Ermeni göçü sırasında görülen kötü davranışlarla halkın hiçbir ilgisi bulunmadığını, Ermeni mallarının Rus istilâsına kadar korunduğunu, buna karşılık müslümanlara pek gaddarca davranıldığını; hattâ verilen emre aykırı olarak, göçten alıkonan bazı Ermenilerin koruyucularına karşı yaptıkları kötülükleri, güvenilir belgelerle medeniyet dünyasına duyurmaya ve Doğu illerine dikilmiş olan hırs yüklü bakışları hükümsüz bırakacak çalışmalar yapmaya karar veriyor (Erzurum şubesinin basılı bildirisi )

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı MiIliye Cemiyeti'nin Erzurum şubesini ilk olarak kuran kimseler, Doğu illerinde yapılan propagandalar ile bunların hedeflerini, Türklük, Kürtlük - Ermenilik meselelerini bilim, teknik ve tarih açılarından inceleyip araştırdıktan sonra, ilerideki çalışmalarını şu üç noktada topluyorlar (Erzurum şubesinin basılı raporu) :

1. Kesinlikle göç etmemek,

2. Derhal ilmî, iktisadî ve dinî bakımlardan teşkilâtlanmak,

3. Saldırıya uğrayacak Doğu illerinin her köşesini savunmada birleşmek,

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin İstanbul'daki yönetim merkezinin, medenî ve ilmî yollara başvurarak maksada ulaşabileceği konusunda fazla iyimser olduğu anlaşılıyor. Gerçekten de bu yolda çalışmalar yapmaktan geri durmuyor. Doğu illerindeki müslüman unsurların haklarını savunmak üzere I.e Pays adında Fransızca bir gazete yayınlıyor. Hâdisât gazetesinin çıkarma hakkını alıyor. Bir yandan da İstanbul'daki İtilâf Devletleri temsilcilerine ve İtilâf Devletleri Başbakanlarına muhtıra veriyor: Avrupa'ya bir hey'et gönderme teşebbüsünde bulunuyor.

Bu açıklamalardan kolaylıkla anlaşılacağını sanırım ki, Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluşuna yol açan asıl sebep ve düşünce, Doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesinin de Doğu illeri nüfusunda Ermenilerin çoğunlukta gösterilmesine ve tarihî haklar bakımından onlara öncelik tanınmasına çalışanların, ilmî ve tarihî belgelerle dünya kamuoyunu aldatmayı başarmalarına ve bir de müslüman halkın Ermenileri topluca öldüren barbarlar olduğu iftirasının bir gerçekmiş gibi kabulüne bağlı olduğu düşüncesi ağır basıyor. İşte bundan dolayıdır ki, dernek, aynı gerekçeye dayanarak ve aynı yollardan yürüyerek tarihî ve millî hakları savunmaya çalışıyor.

Karadeniz sahilindeki bölgelerde de bir Rum Pontus hükûmeti kurulacağı korkusu vardı. Müslüman halkı Rumların boyunduruğu altında bırakmayıp onların yaşama ve var olma haklarını koruma gayesiyle, bazı kimseler Trabzon'da da ayrıca bir dernek kurmuşlardı.

Merkezi İstanbul'da olan Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti'nin amacı ve siyasî hedefi adından anlaşılmaktadır. Her halde merkezden ayrılmak gayesini güdüyor.

Retrieved from "http://wikisource.org/wiki/Nutuk"
 
burak90
Cool Çırak
NUTUK


Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.

Kutlu olsun!

Bu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.

Bundaki muvaffakiyeti, Türk Milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkarane yürümesine borçluyuz.

Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz, Çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasir medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır;Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.

Şunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fitri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkisaf ettirmek milli ülkümüzdür.

Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden sözlerimi işitin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadın sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.

Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkisafı ile, batının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Ankara, 29 Ekim 1933

Mustafa Kemal ATATÜRK
 
tarlaci
Çırak
Nutuk'u okumak değil anlamak önemli.Bu gibi eserleri ödev için kaynak kitap veya
sadece okunulması gereken bir kitap olarak algılarsak elin oğlu sana nutuk çekmez,soğuk çeliği ağzından gırtlağına kadar hissettirerek binlerce kere faydasız-
ca pişmanlıklar yaşamana neden olur.
 
Kumral-Linux
Banned
ellerinize sağlık çok güzel olmuş

bende programın Linux versiyonun yazmayı düşünüyorum biraz farklı olcak ama güzel olcak sadece nutuk olcak düzenleme olmucak direk e kitap gibi
bu arada Türk olmakla bu iş bitmez Türkçemizede sahip çıkmalıyız.

HER ZAMAN HER YERDE YAŞASIN DİLİMİZ.
 
Üst