Rakı;Bira:Şampanya:Kerhane....İşte Abdülhamid.....

(-S-A-S-24-)
Forum Ustası
Dolayısıyla…
“Gençlerimiz tarihi ve kültürel mirası bilmiyor, kendisine vefa borcumuz var” diyerek, Abdülhamid'i parlatmaya çalışan ismail kahraman'ı hakikaten tebrik ediyorum.

*

Padişahımızın doğumgünü vesilesiyle düzenlenen sempozyuma, eskort kızlar çağırıp, şampanya ve rom servisi yaparsanız dört dörtlük olur yani… Ben bile iki duble atmaya gelirim gari.



Atatürk'ün mareşal üniformalı tablosunu depoya kaldırtan TBMM başkanı ismail kahraman, Dolmabahçe Sarayı'nda padişah Abdülhamid'i anma sempozyumu düzenledi. “Ne yazık ki tarihi ve kültürel miras bilinmiyor, özellikle gençler bilmiyor, unutturuluyor, hükümdarımız Abdülhamid'e vefa borcumuz var” dedi.

*

Bence de öyle.

*

Mesela, bu topraklardaki ilk “rakı” fabrikası Abdülhamid döneminde kuruldu. Şahsen büyük vefa borcum var.

*

(Kendini yeni osmanlı filan zanneden ismail kahramangiller, rakının 19 Mayıs 1919'da icat edildiğini zanneder ama… İlk rakı fabrikası Cumhuriyet'ten 22 sene önce kuruldu. Hem de, bizzat Abdülhamid'in başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından Tekirdağ'da kuruldu. Padişahın isteği, şeyhülislam'ın onayıyla kuruldu. O dönemin en meşhur markaları, Deniz Kızı Rakısı ve Üzüm Kızı Rakısı'ydı. Deniz Kızı Rakısı'nın asıl ismi Tenedos Rakısı'ydı ama, etiketinde güzeller güzeli bir deniz kızı resmi olduğu için, ahalimiz Deniz Kızı Rakısı diyordu. Abdülhamid döneminde üretilen tüm rakı markalarının etiketinde, kız resimleri kullanılıyordu.)

*

Peki, bu topraklardaki ilk “bira” fabrikası kimin döneminde kuruldu? Gene Abdülhamid döneminde kuruldu. Gel de vefa borcu hissetme birader.

*

(Cumhuriyet'i kuranlara “ayyaş” diyorlar ama… Abdülhamid döneminde, yılda 10 milyon litre bira tüketiliyordu. Cumhuriyet bu rakama, yani Osmanlı'nın içtiği kadar biraya, anca 1940'lı yıllarda ulaşabildi. Henüz bira fabrikası kurulmadan önce, övünmek gibi olmasın, Osmanlı'da ilk birahane İzmir'de açıldı. Birahanelerin açılma iznini veren de, Abdülhamid'in babası Abdülmecid'ti.)

*

Osmanlı'nın ilk “şampanya” fabrikası da Abdülhamid döneminde kuruldu. Resmi, mühürlü evrak var, Abdülhamid'in izniyle kuruldu.

*

(Abdülhamid şampanya fabrikası kurdurduğunda, elitler kurdu denilen Cumhuriyet'in kurulmasına 30 sene vardı. Şampanya fabrikasını, musevi Alatini kardeşler kurdu. Abdülhamid hazretleri, bu Alatini kardeşleri madalyayla ödüllendirdi, kendi elleriyle, bir değil, iki değil, üç defa “Mecidi Nişanı” taktı. Musevi Alatini kardeşlerle öylesine cankuştu ki, tahttan indirilip Selanik'e gönderildiğinde, üç sene boyunca, Alatini ailesine ait Alatini Köşkü'nde kaldı.)

*

Abdülhamid efendimiz, rakı, bira ve şampanya fabrikası kurdurdu ama, kendisi “rom” tercih ederdi. Bizzat torunu Osman Ertuğrul televizyonda anlattı: “Dedem rom içerdi, babama söylerdi, bak ben bunu içiyorum, çünkü bu yasak değil, Kuran'a bak, orada şarap diyor, şekerden yapılanın bahsi geçmiyor derdi.”

*

Acayip “sigara” içerdi Abdülhamid… Birini yakar, birini söndürür, vapur gibi tüttürürdü. Saraydaki işi sadece sigara sarmak olan özel ustalar vardı. Kızlarının hatıralarında yazıyor, sürgüne giderken, bavullara en önce sigara paketleri doldurulmuştu.

*

(Türk tütünüyle yapılan Amerikan sigarası Ateshian'ın tiryakisiydi. Chicago'da üretilen bu sigara, New York, Boston ve San Fransisco'nun yanısıra İstanbul ve Kahire'de satılıyordu. Hatta, Ateshian firması, 1900'lerin başında Amerikan gazetelerine verdiği reklamlarda “Türk sultanı Abdülhamid'in içtiği sigarayı için” sloganını kullanıyordu. Bu reklamlarda “haremde, oryantal giysiler içinde sigara içen, saçı açık, hatta göbeği görünen, seksapel bir kadın” resmi kullanılıyordu. Paketi 25 cent'ti.)

*

Abdülhamid'in en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biri ise… Bu topraklardaki ilk “kerhane”yi açtırmasıydı.

*

(Fuhuş elbette vardı, şehre yayılmasını önlemek, kontrol altına alabilmek için, varlıklarını ticarethane olarak sürdürmelerini sağladı. Acem'in hanesi, Alaycı Kadri'nin hanesi, Keseci Hürmüz'ün hanesi, Langa Fatma'nın hanesi gibi evler vardı, zaptiye rüşvet alıyor, göz yumuyordu. Abdülhamid buna son verdi. İstanbul Karaköy'deki Zürefa Sokak'ı hizmete açtırdı. Bugün hayvan zannedip zürafa sokak diyorlar, aslında zürefa'dır, Osmanlıcadır, lezbiyen anlamına gelir. Kendini muhafazakar zannedenler inanmakta güçlük çekecektir ama, bu topraklar kerhane kültürünün kurumsallaşmasını Abdülhamid'e borçludur.)

*

Ha bu arada…
Binlerce yurtseveri Fizan'a Yemen'e sürgün etmiş, zindanlarda boğdurmuş, hafiyeleriyle jurnallerle 33 sene kan kusturmuş, Mısır'ı Tunus'u Kıbrıs'ı Sırbistan'ı Karadağ'ı Romanya'yı, toplam 1.5 milyon kilometrekare toprağı kaybetmiş, tarihçilerin bileceği iştir… Ben kendi payıma, vefa borcumuzu ödemek için “hayırlı” faaliyetlerini yazıyorum!

*

Dolayısıyla…
“Gençlerimiz tarihi ve kültürel mirası bilmiyor, kendisine vefa borcumuz var” diyerek, Abdülhamid'i parlatmaya çalışan ismail kahraman'ı hakikaten tebrik ediyorum.

*

Padişahımızın doğumgünü vesilesiyle düzenlenen sempozyuma, eskort kızlar çağırıp, şampanya ve rom servisi yaparsanız dört dörtlük olur yani… Ben bile iki duble atmaya gelirim gari.



kaynak
 
YazılımMimarı
Forum Ustası
Bizim @YazılımMimarı kardeşin neden kahraman olarak Abdülhamit'i seçtiğini şimdi daha iyi anlıyorum :)
Abdulhamid han çağının çok ötesinde siyasi bir dehadır :)

Atatürk ve ittihatçı terakki, onun eğitim sisteminin bir ürünüdür ;) hatta ona isyan eden ve tahttan indiren ittihatçı terakkicilerin çoğu bundan pişman olmuştur.

----
Yukarıda yazılanların hepsinin devlet lügatında vergileştirilmesidir :) Eğer bir şeyi görmezden gelirsen kontrol edemezsin, basitçe meşrulaştır fakat kontrol altına al..!! bunu anlamak için aşırı zeki olmaya gerek yok. Olaya rakı, bira, kerhane kafasında bakarsan, "cahil" demicem, art niyetliliktir.
 
Gila
Moruk Moderator
Site Yetkilisi
Abdulhamid han çağının çok ötesinde siyasi bir dehadır :)

Atatürk ve ittihatçı terakki, onun eğitim sisteminin bir ürünüdür ;) hatta ona isyan eden ve tahttan indiren ittihatçı terakkicilerin çoğu bundan pişman olmuştur.
Ne mutlu bana ki, beni, benim kurduğum okullardan yetişen insanlar tahttan indirdi Şeklinde konuşması olduğu rivayet edilir.

Ben, her insanı, kendi döneminin şartlarıyla değerlendirmek gerektiğini düşünür, bu açıdan bakınca Abdülhamit'i yargılamam.


Rakı şarap meselesine gelince. O da günün keyfi olsun. Uzun zamandır yanlarım ağrıdığından konu açamıyorum. Ben de böyle deşarj oluyorum. Sana da nazım geçmeyecekse kime nazım geçecek?
 
YazılımMimarı
Forum Ustası
Ne mutlu bana ki, beni, benim kurduğum okullardan yetişen insanlar tahttan indirdi Şeklinde konuşması olduğu rivayet edilir.

Ben, her insanı, kendi döneminin şartlarıyla değerlendirmek gerektiğini düşünür, bu açıdan bakınca Abdülhamit'i yargılamam.


Rakı şarap meselesine gelince. O da günün keyfi olsun. Uzun zamandır yanlarım ağrıdığından konu açamıyorum. Ben de böyle deşarj oluyorum. Sana da nazım geçmeyecekse kime nazım geçecek?
Yoh cnm deşarj ol tabiki :)
 
SysRqq
Cool Üye
"Abdülhamid'i anlamak, her şeyi anlamak olacaktır." -Necip Fazıl Kısakürek

Abdülhamid gerçekten zeki ve öngörüşlü bir padişahtır.

Yılmaz Özdil'in yazdıklarının tek bir tanesinin yazılı kanıtı var mı ? Kaynakça göstermişsin, evet; fakat kaynağın güvenilirliği tartışılır.



Ben bir kaç kaynaklı yazı yazayım. Öncelikle İsmail Kahraman'ın "Sultan 2. Abdülhamid Han ve Dönemi Sempozyumu"' konuşması evet doğru. Adam Sultan II. Abdulhamid'i resmen öve öve bitiremedi. :)


İlk bira fabrikası 1939 yılında kurulmuştur. Herhangi bir net zaman vurgusu tarihte ve resmi evraklarda bulunmamaktadır. (Ay, gün vb. tarihi bulunmamaktadır.) Ve 1939 yılında tahtı Sultan I. Abdülhamid han'dan, 1939 yılının sonlarındaki Tanzimat Fermanı'yla nam salmış Sultan Abdülmecid almıştır. Bu demek oluyor ki; İlk bira fabrikası ya I. Abdülhamid, ya Abdülmecid.
Sultan II. Abdülhamid'e bağlanan her hangi bir konu var mı burada ? Yok.


İlk rakı fabrikası da aynı şekilde Sultan Abdülhamid döneminde yapılmıştır. 1880'li yıllarda Tekirdağ yolu üzerinde ve sanırım "Umurca rakı fabrikası" olarak isimlendirilmişti. (Hatam varsa affola.)
Burada da Sultan II. Abdülhamid'e bağlanan her hangi bir konu yok.

Sultan II. Abdülhamid'in nüfusa göre torunu olan Ertuğrul Osman Osmanoğlu dedesinin rom içtiğini yayında belirtmişti. Fakat Sultan II. Abdülhamid'in rom içmesi 6 yaşında bir şehzadeye dayatılır. Küçük beyefendiye saygısızlık olarak algılanmasın, Sultan II. Abdülhamid o zamanlar hapis hayatı geçiriyordu. Şehzade ile görüşmek de neyin nesi ?
Burada zaten Sultan II. Abdülhamid'e bağlanıyor, fakat çelişki farklı. Yorumun en sonunda belirteceğim.

Osmanlı'nın her döneminde fuhuş vardı. Fakat, ilk yerleşik genel evler Sultan Abdülaziz döneminde oluşmaya başladı.
Peki burada, Sultan II. Abdülhamid ?


Fakat Üstad Kadir Mısıroğlu'nun bilgisine dayanarak, Sultan II. Abdülhamid çok sigara içerdi.
Tamam da, günümüzde 10 kişiden 7 si sigara içiyor zaten. Nedir bu endişe ? Adam 10 kişiden 3'ü değil diye nedir bu şikayet ?




Şimdi gelelim kurufasülyenin faydalarına. Şimdi bira ve rakıya göre konuşarak; "belki Sultan I. Abdülhamid'den bahsediyordu zaten adam?" diyebilirsiniz. Ee tamam. Rom, Genelevi, Sigara ? Hepsi, Sultan I. Abdülhamid'e bağlanmıyor ki ?
 
Üst