Siyasi Fıkralar

maia
Banned
fıkra olarak nitelendirelim :D

İstanbul'da belediye otobüsünde geçen bir olay...
Bebek bekleyen bir çifte sorarlar,
- İsim düşündünüz mü ?
**(Kadın artist bir şekilde) Erkek olursa Recep Tayyip, kız olursa Emine.
Arkadan yaşlı bir amca seslenir,
***- Adam olursa da MUSTAFA KEMAL koyun..

:D:tt1::tt1::tt1: Süper fıkra:tt1:

baba: - benim seçtiğim bir kızla evlenmeni istiyorum
oğul: - hayır!
baba: - kız bill gates’in kızı
oğul: - o zaman tamam

... baba bill gates’e gider:

baba: - kızını oğlumla evlendirmek istiyorum.
bill gates: - hayır.
baba: - ama oğlum dünya bankası’nın ceo’su
bill gates: - o zaman tamam.

baba dünya bankası’nın başkanına gider:

baba: - oğlumu ceo yap!
başkan: - hayır.
baba: - oğlum bill gates’in damadı
başkan: - o zaman tamam.
Çok politik :tt1:



"Anadolu kasabalarindan birinde jandarmalar bir eve "kitap baskini" yapiyor..

Jandarma timinin basindaki astsubayin dikkatini, duvara civilenmis birkac raftan ibaret kutuphanede bir kitap cekiyor:

"Bir Anti-Komunistin Mucadelesi"

Komutan kitabi eline alip soruyor:

"Bu tur kitaplarin yasak oldugunu bilmiyor musun?"

Evsahibi: "Komutanim, ben anti-komunistim, zaten kitap da oyle."

Komutan, kulyutmaz bir ifadeyle cevapilyor muhatabin:

"Farketmez, biz komunizmin her turune karsiyiz."

*************************************

Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulastığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş... Kapıdan girer girmez:



Anne! diye seslenmiş, ben Alman oldum!



Annesi:O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama...



Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık...



Annesi sus bakayım diye perdeden bağırırken,babası da içerden duyup kosmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:



Şu dünyanin işine bakın! Alman oldum. Yarım Saat sonra Türklerle başım derde girdi!...
 
metatron
Super Moderator
Site Yetkilisi
"bir akp'li ile bir chp'li fikir özgürlüğü konusunu tartışıyorlar. chp'li diyor ki:

- bizde fikir özgürlüğü var. biz genel başkan kılıçdaroğlu'nu istediğimiz gibi eleştirebiliriz...

akp'li diyor ki:

- bizde de fikir özgürlüğü var. biz de kılıçdaroğlu'nu istediğimiz gibi eleştirebiliriz..."
 
redyellow
Forum Ustası
"bir akp'li ile bir chp'li fikir özgürlüğü konusunu tartışıyorlar. chp'li diyor ki:

- bizde fikir özgürlüğü var. biz genel başkan kılıçdaroğlu'nu istediğimiz gibi eleştirebiliriz...

akp'li diyor ki:

- bizde de fikir özgürlüğü var. biz de kılıçdaroğlu'nu istediğimiz gibi eleştirebiliriz..."


redyellow da demiş ki:

Bende daha acaip özgürlük var, ben ikisini de eleştirebilirim:)
 
kürşAT42
Banned
HERKES HAKETTİĞİ ŞEKİLDE YÖNETİLİR !!!

Vezirler huzura çıkmıslar:
- Padisahım, hazinede para kalmadı.Yeni vergilere ihtiyacımız var, diyerekten...
- Padisah, kavugunun altından kafasını kasımıs,
- Eeee! Ne vergisi koyalım?, demis...
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padisah,
- Tamam, demis.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormus vezirlerine:
- Tepki var mı?
- Hiç bir tepki yok!
- Iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! Aradan bir süre geçmis, Padisah:
- Var mı şikayet?
- Yok! Halkının tepkisizligine kızan Padisah, gürlemis:
- Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!
Aradan birkaç gün geçmis, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padisah, çagırmıs vezirlerini,
-Halkı dinleyelim hele bir, demis. Gitmisler köye, Padisah sormus:
- Var mı sikayet? Ses yok. Padişah tekrar :
-Var mı sikayet? Şikayeti olan söylesin diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmus:
-Padisahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demis Padisah bir umutla...
- Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoz, bir adam daha koysanız...
 
Zafer
Forum Ustası
Haber sızdırma

Muhalefet lideri seçim konuşması yapmak için bir şehre gelmiş, bir bakmış ki meydanda hazırlanan kürsünün önünde sadece 30-40 kişi..

“Benim bizzat konuşma yapacağım bildirildi mi?” diye sertçe çıkışmış yetkililere,

“Hayır efendim inanın kimseye bildirmedik” diye cevap vermiş il başkanı, “Ama sanıyorum bir şekilde birileri sızdırmış olmalı..!”

***

Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin açıklamasına göre Türkiye, basın özgürlüğünde en kötü ülkeler arasındaymış.

O zaman, “İyi kötü özgür bir basınımız var” diyenleri uyaralım:

“İyi”sini atın, “kötü” bir basın özgürlüğümüz var!


***


Fiyatlardaki düşüşe rağmen ilaca ulaşmakta sorun yaşanıyor. Oysa bu ülkede ilaçsız yaşanamaz; ileri demokrasi adı altında yapılanlar için tansiyon hapına, trafik keşmekeşi için sakinleştiriciye, borçlarla uyuyabilmek için uyku ilacına ihtiyaç var!


***


Legatum Enstitüsü’nün yayımladığı “Refah Endeksi”nde Türkiye, 110 ülke arasında 75’inci olmuş.

Ülkenin refah içinde olduğunu savunanların buna cevabını duyar gibiyiz:

“İlk 75’teyiz, daha ne istiyorsunuz?!”


***


Hopa olaylarını protesto ederken gözaltına alınan arkadaşlarına moral vermek için saçlarını kestiren gençler örgüt üyeliğinden tutuklanmış. İleri demokrasi tıraşına devam edenler bu konuda ne düşünür acaba?


***


AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş,

“Veto edilen şike yasası konusunda partide çatlak yok, farklı fikirler var” demiş.

Aynı şey CHP’de olsa bunlar fikir değil, “çatlak, patlak, kırık, çıkık, yıkık, dökük” olurdu!


***


Meclis Genel Kurulu’ndaki vekillerimiz haberleri tablet bilgisayarlardan takip ediyormuş. Bu ülkede vekil tabletle uğraşırken hapı yutan vatandaş oluyor gibi...


***


Avrupa’daki krizi depreme benzeten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,

“Avrupa depremi yaşarken biz kolon sağlamlaştırıyoruz” demiş.

Deprem konusunda ne halde olduğumuz belliyken benzetmeyi bunun üzerinden yapmak talihsizlik gibi...


***


Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,

“Türkiye’de kriz olmaz, bugün 2001 yılındaki şartlar yok” demiş.

Evet, belki 2001 şartları yok ama insan 2014 şartlarından da korkuyor!


***


Wall Street Journal,

“Yüksek enflasyon ve cari açık kokteyli Türkiye’de baş ağrısı yaptı” demiş.

Biz böyle durumları kafaya takmayız; acı reçeteli ilaç alırız, ağrıyı bir süreliğine unuturuz...


***


ABD Başkan Yardımcısı’ndan sonra Savunma Bakanı da bu ay Türkiye’ye geliyormuş.

Trafiğe bakılırsa “Yankee go home!” günleri çok geride kaldı.

Şimdi, “Welcome home!” zamanı.

***

İşte siyasetçi

- Oğlum seninle konuşmamız lazım.. Arabada bir çizik var sen mi çizdin?..

- İnanamıyorum baba.. Bunu bana nasıl yakıştırırsın?..

- Dün çizik yoktu, arabayı en son sen aldın, daha sonra kimse kullanmadı, başka kim yapabilir ki?

- Tamam arabayı ben aldım ama asla ben çizmedim..

- Ablan seni görmüş.. Geri geri gelirken posta kutusuna çarpmışsın, daha sonra inip bir de kontrol etmişsin.. Şimdi tekrar soruyorum.. Evet ya da Hayır de..!

- Yani bir tanığın olduğunu mu söylüyorsun? İlk ifademde direniyorum, arabayı çizen şerefsizdir.

- Yahu ablan görmüş diyorum sana..

- Tamam.. Ablamın söylediği gibi ben değil posta kutusu çizmiş..O çizebilir.. Ben ona karışamam.. ama ben, söylediğim gibi asla..

- Yavrum arabayı sen kullanıyorsun ama?.. Senin inisiyatifin dışında hareket edebilir mi?.. Senin kontrolünün dışına çıkabilir mi?

- Olabilir.. Ama sorunuz “Arabayı sen mi çizdin?” İlk beyanatımda direniyorum. Ben asla çizmedim, çizen şerefsizdir. Çizdiyse posta kutusu çizmiştir, olay benim dışımdadır..

- Alla Allaahh.. Böyle tuhaf, böyle akıl dışı bir mantığı sen nereden öğrendin oğlum?..

- Pes baba.. TV’de hiç mi haberleri izlemiyorsun ha?.. Hiç mi olanlardan ders almıyorsun?.. Herkes bunu pekala kabul ediyor.. Yeni düşünce tarzı..

:D :D :D
 
Tarun
Ehli Keyf Wuser
Muhalif bir taraftar grubu olarak bilinen Adana Demirspor taraftarları daha önce kendisini protesto eden vatandaşa gavat diyen adana valisi için bir beste yapmışlar fıkra gibi işte tezahüratın sözleri;

“Adananın valisi var mı?

Var, var

Bıyığı da var mı?

Var, var

Bıyığını büktü mü?

Büktü, büktü

Ne zaman büktü?

Dün büktü, dün büktü” :D:D:D
 
Zafer
Forum Ustası
Ettikleri vaatlerin oya dönüşmediğini, köylülerin bile yemediğini görecekler ve hülyaları sandığa gömüleceklere için:

Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için gittikleri Anadolu"dan dönüyorlarmış. Gece yarısı otobüsleri büyük bir köyün yanından geçerken derin bir şarampole yuvarlanır. Bütün gün slogan dinlemekten beyni ambale olan şoför uyumuştur.

Bir kaç köylü koşarak gelir ve gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlar sabaha karşı işleri bitmiştir. Sabah, Jandarma soruşturma için köye gelir.

Köylülere sorar:

—Otobüsteki bütün politikacıları gömdünüz demek. Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?
—Köylülerden biri cevap vermiş:

— Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz. Nasıl yalan söylerler!



Yıllarca bir işe yaramadan helâl(!) milletvekili maaşı alıp, statükonun kucağında dans eden vekillere özel fıkra:

Kayseri'nin eskimez adaylarından ünlü biri, ölürken oğullarını yanına çağırır,

Şöyle der :

-Bakın evlatlarım artık ben gidiyorum. Size son sözüm şudur:

“Devlet çalgı, siz çengi... Hiç sürçmeyin, ayak uydurmaya bakın!”



Bakanlığı döneminde bin bir vukuat çıkmasına rağmen koltuğu bırakmayanlara:

İstifa eden Bakana, bakanlık için kırk takla atan diğer vekiller sorar:

—Ne güzel gidiyordu, neden çekildin?

—Koltuğu ayaklarının altına alırsan yükseltir, başının üstünde tutarsan alçaltır.
Dinleyen vekiller yutkunarak:

—Anladık! Derler.


Bu da sürrealist! bir fıkra:


Van"da bir kamyoncu akaryakıt istasyonuna yanaşır.

Bir de ne görsün bir partinin yolunu şaşırmış bir seçim tankeri(!). Üzerinde "Mazot 1 YTL. Olacak" yazıyor. Kamyoncular doğuda zaten kaçak ve ucuz mazot kullandıklarından kamyoncu dehşete kapılır:

—Ula şerefsiz adama bak be! Daha başa geçmeden mazota zam yaptı...


Bir anekdot:



21 Temmuz 1946 seçimleri arifesi.

“Açık oy, gizli sayım” ucubeli seçimler öncesidir.

İsmet Paşa, pırpırlı küçük uçakla seçim gezilerinden birine gitmektedirler.

Yanına meşhur hatip Osman Bölükbaşı"nı da almıştır. Amacı ezeli muhalifi DP"li Bölükbaşı"nı biraz yumuşatmaktır. Uçakta o zamanlar 7 yaşında olan Erdal İnönü de vardır.

Uçak Eskişehir taraflarında alçaktan uçmaktadır ve aşağıdaki patates tarlasında çalışan köylüler gözükmektedir.

Erdal İnönü, köylüleri görmüş ve babasına “Bunlar kim, neler yapıyorlar orda” diye sormuş. İnönü “Onlar köylü” demiş. “Ekin ekerler, ekinler büyür, onları bize satarlar, biz de onlara bunun karşılığında para veririz, onlar da parayı alınca çok sevinirler” demiş.

Küçük Erdal, bunu duyunca babasından para istemiş.

İsmet İnönü: “Oğlum bende bozuk yok, Osman amcandan iste!” demiş. Küçük Erdal, bunu üzerine Osman Bölükbaşı"nın yanına gidip:

—Osman Amca! Bana bozuk para verir misin, demiş. Osman Bölükbaşı:

—Oğlum parayı ne yapacaksın? Diye sormuş. Küçük Erdal:

—Sevinsinler diye köylülere atacağım, demiş. Bölükbaşı, taşı gediğine koymak için iyi fırsat yakalamıştır. İsmet Paşa"nın da duyabilmesi için sesini yükselterek:

—Evladım, üç beş kuruş atıp sadece aşağıdaki köylüleri sevindireceğine, babanı uçaktan atalım da bütün millet sevinsin!

İnönü, o sırada tebessümünü gizlemek için dışarı bakmaktadır.


Siyasi bir efsane olan Osman Bölükbaşı"nı anıp da fıkra-ötesi birkaç sözünü aktarmadan geçmeyelim:

“Eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır.”

“Siyasi hayatımda beni en çok üzen, ne zaman konuşmaya başlasam İsmet Paşa'nın kulaklığını çıkarıp masaya koymasıydı.”

Bir Meclis tartışmasında “sen erkek misin?” diye soran bir milletvekiline, "Ben erkekliğimin zekâtını versem, sen bile erkek olurdun". Der.

Bir gün muhalifi milletvekillerine öfkeyle:"40 yıllık kaşar bunların yanında bakire kalır". Der, bir başka gün yine kantarın topuzunu kaçırır: "Bunların en namuslusu genelevden emeklidir". Der.

Halka hitaben:"Sizin harmanınız büyük de, taneniz çıkmıyor. Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman'ı alkışlarsınız, sandık başına gidince şeytana sarılırsınız".

Yurtdışında bir diplomat , “Atalarınızın Viyana'da ne işi vardı?” diye sorunca

—Haçlı Seferleri'ne iade-i ziyaret için! Der.



Milletvekillerinin engin genel kültürü üzerine nostaljik bir "olay-fıkra":


Halis Ağa dediniz mi doğu da batıya, kuzeyden güneye herkes tanırdı. Gençliğinde eşkıyalık ettiği, yol kestiği söylenirdi. Halis Ağa 1950'den 1960'a değin on yıl hiç sektirmeden milletvekili olmuştu.

Derken 1960 ihtilali onu Yassıada"ya tıkmıştı. Halis Ağa"yı anayasayı tağyir, tebdil diye bilinen ünlü maddeden mahkemeye vermişlerdi. Yargıç soruyordu :

—Halis Öztürk müsünüz?

—Evet efendim.

—Söyle bakalım sen Anayasayı tebdil ve tağyir etmişsin?

—Neyi ne etmiştim?

—Anayasayı çiğnemişsin.

—Vallahi çiğnemedim.

—Çiğnemişsin.

—Vallahi hâkim bey, de ki İncil'i çiğnemişim, Tevrat'ı çiğnemişim, Kuran"ı çiğnemişim, olabilir. Ama bu anayasa nedir, görmemişim, bilmemişim, tanımamışım.
 
Zafer
Forum Ustası
Uzun zamandır bu başlıkta siyasi bir fıkra paylaşmamışız arkadaşlar.

Hemen hatırlatalım:

Siyasi fıkralarla hiç bir siyasetçimizi, arkadaşımızı, devletimizi ve milletimizi zan altında bırakmak, kötülemek, art niyet aramak, kötülemek gibi bir düşüncemiz olmadı. Amacımız, zaman zaman tartıştığımız güncel siyasi konuların içinden birazda tebessüm ederek, gülerek farklı bir boyut kazandırmak istiyoruz.

Buyrun öyleyse:



Yıl 2050

Avrupa Birliği komisyonu başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla içeri girer:

-Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. onları AB’ye alacak mıyız?

AB başkanı:

-Yok canım, henüz olmaz. git, duyur, tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçe’ yi yasaklıyorum.

-Efendim onu 5 sene önce yaptılar. hatırlamıyor musunuz?

-O zaman söyle Kıbrıs' ı versinler.

-Efendim onu da 40 sene önce verdiler zaten.

-O zaman söyle güneydoğuya özerklik versinler.

-Aman efendim, Türkiye' de güneydoğu mu kaldı, 2020’de bağımsız devlet oldu ya orası zaten.

-O zaman söyle (sözde) ermeni soykırımını tanısınlar.

-Efendim, sadece ermeni değil, pontus, yunan, bulgar, rus, ukrayna, moldova soykırımını bile tanıdılar, hatta Çanakkale savaşından dolayı ingiliz, avustralya, yeni zelanda soykırımını bile tanıdılar ya.. nasıl unuttunuz.

-Hmm. o zaman söyle, kokoreç yasaklansın.

-Aman efendim, onu yemeyi 20015’te bıraktılar.

-İsa aşkına, ya ne bileyim? kınayı yasaklayın, yakamasınlar.

-Ooooo. beyefendi onu da çoktan bıraktılar.

AB başkanı düşünüp taşınır ve:

-Eeee... Dağıtın o zaman Avrupa Birliği’ni... :D
 
Üst