Türkçenin doğru kullanımı

MuRaTTK
Co-Admin
Site Yetkilisi
Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan örnek kitapçık,pdf formatında ve 1,5 mb'tır.Mutlaka faydanılması gereken bir bilgiler mevcut.​


Buradan indiriniz
 
blackmode
Forum Ustası
Güzel ve etkili konuşmak yıkıcı değil yapıcıdır.
İndirdim çıktı aldıktan sonra okuyacağım.
Teşekkürler...
 
yasba
Forum Ustası
Hemen indirdim .Bu güzel ve değerli çalışma için teşekkür ederim . İnşallah bu önemli konu fazlasıyla hakettiği ilgiyi görür.
 
zaferöztürk
Çırak
Türkçe'nin hudutlarında kimler nöbette (1.Etap)


Heey n’aber?
Acayip fit görünüyorsun ha…
Waav, üstündeki koku çok freeesh!
Off the record soruyorum, nereden aldın?
Relax ol, kimseye söylemem!
Online mı aldın?
Benim için bir favor yapsana!
O siteyi tıkla, linki bana mail at.
Bak bu işi mutlaka to do’ların arasına koy, ok?!
Ups, saat 3 olmuş!
Beş gibi şarap eventimiz var, gelseneee!

Way be!
Ne zaman başladı bu konuşmalar?
Yoksa hep mi vardı?
Öyle ya da böyle, ne zaman bitecek?
Ya da bitecek mi?!
Günümüzde yabancı sözcüklerin Türkçeye peşpeşe dalışlarını “ooof of” nidalarıyla izlerken çok ilginç bir haberle karşılaştım!
“73. Dil Bayramı kutlamalarında konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, ‘İngilizce bütün dünya dillerini tehdit etmektedir. Buna bir de bizim ülkemizdeki ÖZENTİ UNSURU eklenince tehlike daha da büyümektedir’ dedi.”
Hay ağzınıza sağlık! Sayın Nusret Aras’ın tespitine canı yürekten katıldım ve inançlı bir komutan edasıyla sözkonusu ‘özenti’leri küçümseyerek güldüm: “CANINI SIKMA CANIM TÜRKÇEM, YABANCI SÖZCÜK KULLANANLARA PAPUÇ BIRAKMAYIZ!”
Bizde inanılmaz bir özenme duygusu var. Batıda saçlar uzuyor, bizde de hemen uygulanıyor; batıda kulak, burun, göbek deliniyor, bizde de hemen aynı yapılıyor. (Allahtan olur olmaz yerlerine bir şey yaptırmıyorlar!) Modadan müziğe her alanda özeniyoruz! Kendimiz olmayalım da kim olursak olalım! Var mı böyle bir ülke yeryüzünde, varsa bir adım öne çıksın!
Artık konuşmalarda, yazılarda karşımıza bir ya da birkaç yabancı sözcük mutlaka çıkıyor: relax ol’lar, favor’lar, trend’ler, brif’ler, ayrıca dilimize üşüşmüş ve üşüşmekte olan DEKLARE ETMEK, OKEYLEMEK, NICK NAME, START ALMAK, TREND, FINAL FOUR, ONLINE, MORTGAGE, FAIR PLAY, REVIZE ETMEK gibi yüzlerce yabancı sözcük… Üstelik bilimadamları, dünyada şu an 7 bin civarında dilin konuşulduğunu ve bunlardan 1’inin 2 haftada bir öldüğünü açıklamışken..!
......................
Durum, büyük bir tehlike arz ediyorken hala yabancı sözcük kullanmakla elimize ne geçiyor? Bilgili, çağdaş, Avrupa görmüş, bambaşka bir insan mı oluyoruz? Cebimiz mi doluyor, bizi AB’ne almaya mı karar veriyorlar? Haydi ama, komik olmayalım lütfen(!)
Aslına bakarsınız, “komik olmayalım,” “özentilere papuç bırakmayız” falan diyorum da, yine de bazen içime bir kurt düşüyor!
Başka kültürlere ve dillere özenerek Türk kültürünün, Türkçenin bozulmasıyla ilgili çoook eskilerden beri neler söylenmemiş ki! “Türkün köpeği çarşıya inince acemce havlar” bile denmiş!
• Çok eskilerde Bilge Kağan, o devirde bile yaşanan tehlikeyi hatırlatmış: Ecdadımız törelerine öyle bağlı idi ki… Sonradan bilgisiz, beceriksiz Kağanlar, Çinlilerin hilesine kandılar. Türk milleti, zengin ülkelerini kaybetti. Türk yöneticileri köle, Türk kızları da cariye oldu. Türk adı yerine Çince isim kullandılar..”
• Türkçe konusunda Karamanoğlu Mehmet Bey’i de kızdırmışlar ve o da demiş ki: “Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil konuşulmaya!”
• Ata’mız da bizleri “Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” diye uyarmamış mı?
• Günümüzde biliminsanları da dil konusunda bas bas bağırıyor, bir Oktay Sinanoğlu, “Türkçe giderse, Türkiye gider!” diyor, bir Feyza Hepçilingirler, ”…üç buçuk İngilizce sözcük öğrenenin, bununla ‘hava atma’ya çalışırken Türkçeyi bozmasına engel olmak, Türkçeyi bilinçli olarak kötü kullananlara karşı tavır almak, bu ülkede ve Türkçe yaşamak amacındaki herkesin görevi.” diyor!
O halde sonuç şu mu: Türkçe konuşup yabancı sözcük kullanan, dilini bozan ve birilerine “özenenler” dönem dönem hep olmuş… Günümüzde olduğu gibi..! Pekala bu kişiler, YERYÜZÜNDE HER İKİ HAFTADA BİR DİL YOK OLURKEN DE VAROLMAYA DEVAM EDECEKLER Mİ?!
Yazıya başlarken sonda kullanacağım, “direnme” de içeren cümle aklımdaydı: Elbette zaman içindeki gelişime ayak uyduracağız; ancak güzel olan ‘kendi olarak’ gelişmektir, ‘özenmek’ değil! Gülerler adama, ancak acıyarock değil, acıyarak! diyecektim…
Ancak SONRA VAZGEÇTİM!
Çünkü düşündüm ki, ülkemde, aşağıda anlatacağım türde bir olayı HİÇ duymadım, sanırım HİÇ DE DUYMAYACAĞIM!
Kendi de konuşurken yabancı sözcük kullanan, bu yüzden sık sık eleştirdiğim arkadaşım Pınar, Fransa’da ‘Harley Davidson’ marka bot satan bir mağazaya gitmiş. Mağazadaki görevliye İngilizce fiyat sormuş, adam yüzünü ekşiterek Pınar’a bakmış, “no spiik inglişh” demiş. Pınar da kızıp mağazayı terk etmiş; Fransız satıcı, müşterisini geri döndürmek için tek bir kelime bile etmemiş (!) Pınarcık, olayı anlatırken hayretler içinde, “adam Amerikan malı satıyor, İngilizce konuşmuyor” diyor.
İngilizce konuşmaz tabi Pınarcım, senin kızdığın Fransızın ülkesinde Albert Camus adlı yazar demiş ki: “İnsanın iki yurdu vardır: biri, üzerinde doğduğu topraklar; diğeri o topraklarda konuşulan dildir. Benim anadilim Fransızca’dır ve bir yazar olarak ilk görevim, onun hudutlarında nöbet tutmaktır!”.
İşte o kızdığın Fransız satıcı da, YAZAR OLMADIĞI HALDE Amerikan malı Harley Davidson sattığı mağazanın kapısında “kale” gibi durmuş nöbet tutuyor, yağlı bir müşteriyi kaybetmek uğruna “no spiik inglish” diyor, anadiline kazancından daha çok değer veriyor, dilini onurla taşıyor ve dilini kaybederse ülkesini de kaybedeceğinin farkında olduğu için, onu korumanın önemini ADI GİBİ BİLİYOR!
Bu yüzden de içimdeki kurt hala beni kemiriyor!
Anadilimin hudutlarında ben de nöbet tutuyorum; yalnız olmadığımı da biliyorum, ama…
AMA?!
KEMAL ATALAY
EĞER YAZARI DESTEKLEMEK İSTERSENİZ AŞAĞIDAKİ KÖPRÜCÜĞÜ TIKLAYARAK
SAĞ ALTTA BULUNAN OKUYUCU BÖLÜMENE TIKLAYARAK YILDIZ VEREBİLİRSİNİZ...
................................




Not: İlk mesajını sildim. İkinci mesajındaki reklamıda sildim. Site sahibi olarak ardarda mesaj yazılamayacağını bilmen gerekiyor. (Flooda giriyor.)
En azından üye olduğun bir sitenin kurallarını oku lütfen. ESTERGON
 
- Yönetici düzenlemesi: :
oguzhan0232
Çırak
Merhaba arkadaşlar bende aranıza yenikatılan bir Türkçe severim. Şunu unutmamız gerekiyor ki dilini, kültürünü unutan bir millet yok olmaya mahkumdur. Batı milletleri bize bu iki kavramı da unutturmaya çalışıyorlar. Birinci Dünya Savaşında bilek gücüyle yenemeyeceğini anlamıştı. Şimdi ise içten fethetmeye çalışıyor. Uyanık olalım diyorum ben.
 
Zafer
Forum Ustası
Tükçe' nin doğru kullanımı hakkında

Dil, ekmek gibi, su gibi günlük hayatımızın içindedir ve soluduğumuz hava gibi bizi sarar, bundan dolayı onun varlığını hemen hemen hissetmeyiz. Gerçekten dil, üzerinde yaşadığımız toprak gibi ürünlerini sessizce bize sunar ve bizler bu sonsuz bahçenin meyvelerini sadece toplarız. Aslında dile, insanlığın en büyük buluşu oduğu için daha fazla ilgi göstermemiz gerektiği kanısındayım. Çünkü insanlarla, düşüncelerle, nesnelerle aramızdaki en önemli iletken dildir. İnsanları, düşünceleri, nesneleri biz, dilin aracılığıyla kavrarız, dil aracılığıyla kendimizi ifade ederiz. İşte dilin önemi burada ortaya çıkıyor. Türkçemizi niçin doğru kullanmalıyız sorusunun cevabı da buradadır. Dil bir iletken olarak iyi bir iletken midir, kötü bir iletken midir sorusuna şu cevabı vereceğiz: Bu, bize bağlıdır. Dili doğru kullandığımızda o iyi bir iletkendir, yanlış kullandığımızda ise kötü bir iletkendir. Biz dili ne kadar iyi tanıyor, dili ne kadar iyi kullanıyorsak iletişimimiz o kadar iyi olacaktır. Dil bizi başkalarına, başkalarını ve başka nesneleri bize yansıtan bir prizmadır. Dili doğru kullanmak ve doğru anlamak bu prizmayı mükemmelleştirmek demektir.
 
Üst