Canakkale zaten deniz ile içiçe yaşam alanı. Asya kıtası ise yaşam alanı olarak kullanılmış. Canakkale boğazın bir kısmı Asya kıtasında bir kısmı ise Avrupa kıtasında ve
antalya airport transfer
iki kıta arası ise deniz feribotları çalışmaktadır. Canakkale boğazı gerçekten çok fırtınalı ve rüzgarın eksik olmadığı yer. Bunun içinde ise en sakin ve en güzel koyların
olduğu Assos kasabasına vardık. Tarihi gerçek bir Rum evlerin olduğu tarih ile yaşam içiçe. Bizde burada 3 gün boyunca kaldık ve EN güzel balık restorantları ve mezelerin
olduğu Assos ertesi gün ise tamamıyla Canakkale biraz da şehir dışında kalan Troy açık hava müzesine gittik. Zaten Assos ilr Troy arasında çalışan belediye otobüsleri vardı.
Bizde bunlardan birini kulllanarak Troy antik tarihi alan vardık. Müze olduğu için burası herzaman koruma altında ve çok sayıda güvenlik görevlisi ve polis görev yapmakta.
Daha sonradan yapılmış ve ihtiyaç doğrultusunda genişletilmiş bir kapalı salon vardı. Çok değerli eşyalar burada sergilenmektedir. Zaten Troy müzesinin tam ortasında ise
hayatımda ilk defa gördüğüm tahtadan yapılmış basit at heykeli var. 2 katlı olan bu yapının dışında tahtadan yapılmış pencerler vadrır. Troy at heykelin çevresinde ise yer yer
kırılmış mermer sutunlar bulunmakta. Canakkale ili Troy ve Anzac müzesi yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda insanlar gezmekte. Hatta zamanı olmayan gezginciler sabah
ilk olarak Troy açık hava müzesi daha sonra, arabalı vapur ile CAnakkale boğazının geçerek Gallipoli yarımasında bulunan Anzac savaş müzesini gün içerisinde gezerek tamamlanır.
TRoy özel yapan ise Alman arkeloğların önderliğinde hayla kazı çalışmaları devam etmektedir. ilk arkelojik kazı 1900 yılların başında Osmanlı imparatorluğunda başlamış ve
günümüze kadar aralıksız devam etmiştir. Hayla Alman Bosh firmasının sponsorluğunda devam etmektedir. TRoy tur rehberimiz Medet Beyin anlatımıyla doğu ve batı taraflar arasında
yapılmış ilk düzenli ordular vardı.