Türkiyenin sınırları yakında değişecek
- Konuyu açan fearof
- Açılış Tarihi
Ülkeyi bataklığa SAYIN ERDOĞAN sürüklemiyorsa kim sürüklüyor?
FeueR83
Cool Üye
Tamam harfleri küçülterek paylaşırım. Kusura bakmayın arkadaşlar kötü bir niyetim yoktu. Konu Milli Meseleler olunca bazı teferruatlara dikkat edemiyorum. Memleketimin Meselelerini imla kurallarından daha çok önemsediğimdendir sanırım bu durum...
Merhaba arkadaşlar,
Bakalım Yunanistan'ın başına gelenler Ülkemizde yaşananlara ne kadar benziyormuş...
Size Yunanistan'ın eski hükümeti Yorgo Papandreu dönemini kısaca anlatmak istiyorum. Üst düzey devlet yetkilileri öyle lüks içinde yaşıyordu ki Milletvekillerinin bile kendilerine ait helikopterleri vardı. Yolsuzluk almış başını gitmiş, resmi kurumlarda rüşvetsiz iş yapılmaz hale gelmiş, tüm kamu ihaleleri yandaşa peşkeş çekilmiş, yargı ve denetim tamamen sindirilmiş ve ülke tamamen tek tarafın kontrolünde oyuncak haline getirilmişti. Sonunda olan oldu ve ülkenin merkez bankasında para kalmadı, rezervdeki altınları bozdurmaya başladılar. Her ay devlete ait yeni bir kurumu satarak emekli ve memur maaşlarını yatırıyorlardı. Hazıra dağ dayanmadı ve onlarda bitti. Sonra boş adalarını araplara satmaya başladılar, aslında sattıkları Vatan Topraklarıydı! Bu sayede gelen sıcak paralarla hep memur maaşlarını döndürmeye çalıştılar. Fakat kısa bir süre sonra artık satacak hiçbirşey kalmadı. Bunlar yaşanırken kendi lükslerinden hiçbir zaman vazgeçmediler, üstelik medya tek taraflı yayınlara geçmiş, ülke güllük gülistanlık ilerliyor görünümü veriliyordu. Sonra yavaş yavaş çalışanların maaşından kesintiler yapılmaya başlandı, vergiler ufak ufak arttırıldı ve 2-3 günde bir yapılan küçük zamlarla ülkede kemer sıkma politikası çaktırmadan devreye sokuldu. Halk ilk başta uyanamadı çünkü medya olan biteni pembe gözlüklerle göstermeye devam ediyordu. Ve sonunda öyle bir gün geldi kimemur ve emekli maaşları parça parça ödenmeye başlandı, üstelik hem ülkenin teminat gösterecek hiçbir mal varlığı kalmadığından hemde eski borçlarını ödeyemediklerinden dolayı artık ne Dünya Bankası ne de IMF kredi vermiyordu. Ve sonunda halk Papandreu yönetimine Kral Çıplak diyerek isyana başladı. Bu süreçte yükünü alan iktidar yanlılarının hepside yurtdışına yerleşmeye başladı. Onlara hiçbirşey olmadı, çaldıkları yanında kâr kalarak ülkeden ayrıldılar, yargılanmadılar bile! Arkalarında ise savaş alanına dönmüş sokaklar ve halkın polisiyle karşı karşıya getirilmii öfkeli bir Yunan halkı bıraktılar! Bütün bu yaşananlardan sonra Milliyetçi Yunan Halkı artık yeter diyerek kendilerine Sosyalist ve Sol görüşlü yeni bir Lider seçti, yani Başbakan Aleksis ÇİPRAS! Onun 3 yıldır sürdürdüğü ekonomik devrimlere rağmen ülke tam anlamıyla halen kendini toparlayabilmiş değil, artan Turizm, Tarım, Hayvancılık, Tekstil, Sanayi ve Ticaret hacmine rağmen halen eski hükümetten kalan borçları kapatabilmek için çalışıyor. Bakın şimdi Türkiye'ye geldiğimizde ülkenin Özelleştirme Daire Başkanlığı kapatıldı ve Maliye Bakanlığı aynen şunu söyledi " Satacak hiçbir şeyimiz kalmadı, bu yüzden kapattık! " Sonra aynı Yunanlıların adalarını sattığı gibi Türklerde Varlık Fonuyla topraklarını araplara satmaya başladı, gelen sıcak paralarla memur ve emekli maaşları yatırıldı. 411 Milyar dolar dış borçtan dolayı merkez bankasındaki Altınlar bir daha geri gelmemek üzere İngiliz Bankalarına rehin verildi. Döviz rezervleri tükendiğinden halktan yastık altındaki dövizlerini elden çıkartmaları istendi! Bakın Dünya Bankasından 400 Milyon dolar kredimiz onaylandı diye sevinen bir hükümetimiz var! Fakat yine Yunanistan' daki gibi medya tek taraflı yayınlar yaparak size herşeyi güllük gülistanlık göstermeye devam ediyor. Evet Yunanistan'ın yaşadığı bu krizi er yada geç bizde yaşayacağız. Bundan hiçbir şüpheniz olmasın. Fakat Yunanistan bir konuda çok şanslıydı, çünkü Türkiye'deki gibi kutuplaştırılmış bir halkı yoktu, bu sebepten iktidardaki Yorgo Papandreu yönetimine karşı hep beraber olarak cephe aldılar ve el birliği ile krizi atlattılar. Fakat Türkiye' de böyle bir kriz başımıza gelirse eğer inanın bu kadar kolay atlatamayız arkadaşlar, malum ülke tamamen ikiye bölünmüş durumda. En ufak kıvılcımda Türkiye yangın yerine döner Polisle Halk değil, Halk ile Halk çatışır ve sonra Suriye, Irak ve Yugoslavya' da yaşandığı gibi Birleşmiş Milletler tarafından dışarıdan askeri müdahale yapılır. İşte bu hale düşmemek için tek bir çıkış yolumuz vardır arkadaşlar, O da ülkemizde üretime dayalı ekonomik reformlar yapmaktan geçer. Çünkü üretim yerine tüketim yapan ve ihracat yerine ithalat yapan bir toplum satış yapmadan cebindekini harcayan bir dükkan sahibi gibidir. Eninde sonunda iflas eder! İşte bizim gibi kalkınma uzmanları kendi ülkemizin gidişatını önceden gördüğümüz için iktidara bu kadar muhalifiz. Bu zamana kadar hiç yanılmadık! Bizler Türk yetkililere tüm inceleme raporlarının yanında alınması gereken tedbirleri ve bütün sektörlerde uygulanması gereken daha önceden %100 başarılı olduğu kanıtlanmış ekonomik kalkınma projelerini de dosyalar halinde yolladık. Fakat kurumlar o kadar yandaş, kalifiyesiz ve boş insanlarla doldurulmuş ki bunları anlayabilecek kapasitede kimse çıkmadı. Şimdi umarım beni daha iyi anlıyorsunuzdur, çünkü biz bu gidişatı Yunanistan'da çok acı yaşadık, aynısının ülkemizin başına gelmesini istemiyoruz! Türkiye bunu kaldıracak bir toplumsal barışta ve birbirine hoşgörülü bir ülke değil malesef! Bu savaşı ancak Türk halkının ekonomik gelir seviyesini yükselterek durdurabiliriz. Aksi takdirde kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir ülke halkının en ufak bir kriz esnasında birbirine hoşgörüsü de olmayacaktır. Bu savaş kan akmadan durdurabilir, Bizler iktidara karşı işte bunun savaşını veriyoruz arkadaşlar, Çünkü başımıza ne geleceğini öngörebiliyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla...
Not: Yazı bir dostumdan Alıntıdır!!!
Son bir notum daha olacak : İmla kurallarından önce yazının içeriğine odaklanırsak daha önemli meseleleri çözmemiz gerekirken gereksiz teferruatlara takılmazsak yol alabilmemiz daha olasıdır bence...
Merhaba arkadaşlar,
Bakalım Yunanistan'ın başına gelenler Ülkemizde yaşananlara ne kadar benziyormuş...
Size Yunanistan'ın eski hükümeti Yorgo Papandreu dönemini kısaca anlatmak istiyorum. Üst düzey devlet yetkilileri öyle lüks içinde yaşıyordu ki Milletvekillerinin bile kendilerine ait helikopterleri vardı. Yolsuzluk almış başını gitmiş, resmi kurumlarda rüşvetsiz iş yapılmaz hale gelmiş, tüm kamu ihaleleri yandaşa peşkeş çekilmiş, yargı ve denetim tamamen sindirilmiş ve ülke tamamen tek tarafın kontrolünde oyuncak haline getirilmişti. Sonunda olan oldu ve ülkenin merkez bankasında para kalmadı, rezervdeki altınları bozdurmaya başladılar. Her ay devlete ait yeni bir kurumu satarak emekli ve memur maaşlarını yatırıyorlardı. Hazıra dağ dayanmadı ve onlarda bitti. Sonra boş adalarını araplara satmaya başladılar, aslında sattıkları Vatan Topraklarıydı! Bu sayede gelen sıcak paralarla hep memur maaşlarını döndürmeye çalıştılar. Fakat kısa bir süre sonra artık satacak hiçbirşey kalmadı. Bunlar yaşanırken kendi lükslerinden hiçbir zaman vazgeçmediler, üstelik medya tek taraflı yayınlara geçmiş, ülke güllük gülistanlık ilerliyor görünümü veriliyordu. Sonra yavaş yavaş çalışanların maaşından kesintiler yapılmaya başlandı, vergiler ufak ufak arttırıldı ve 2-3 günde bir yapılan küçük zamlarla ülkede kemer sıkma politikası çaktırmadan devreye sokuldu. Halk ilk başta uyanamadı çünkü medya olan biteni pembe gözlüklerle göstermeye devam ediyordu. Ve sonunda öyle bir gün geldi kimemur ve emekli maaşları parça parça ödenmeye başlandı, üstelik hem ülkenin teminat gösterecek hiçbir mal varlığı kalmadığından hemde eski borçlarını ödeyemediklerinden dolayı artık ne Dünya Bankası ne de IMF kredi vermiyordu. Ve sonunda halk Papandreu yönetimine Kral Çıplak diyerek isyana başladı. Bu süreçte yükünü alan iktidar yanlılarının hepside yurtdışına yerleşmeye başladı. Onlara hiçbirşey olmadı, çaldıkları yanında kâr kalarak ülkeden ayrıldılar, yargılanmadılar bile! Arkalarında ise savaş alanına dönmüş sokaklar ve halkın polisiyle karşı karşıya getirilmii öfkeli bir Yunan halkı bıraktılar! Bütün bu yaşananlardan sonra Milliyetçi Yunan Halkı artık yeter diyerek kendilerine Sosyalist ve Sol görüşlü yeni bir Lider seçti, yani Başbakan Aleksis ÇİPRAS! Onun 3 yıldır sürdürdüğü ekonomik devrimlere rağmen ülke tam anlamıyla halen kendini toparlayabilmiş değil, artan Turizm, Tarım, Hayvancılık, Tekstil, Sanayi ve Ticaret hacmine rağmen halen eski hükümetten kalan borçları kapatabilmek için çalışıyor. Bakın şimdi Türkiye'ye geldiğimizde ülkenin Özelleştirme Daire Başkanlığı kapatıldı ve Maliye Bakanlığı aynen şunu söyledi " Satacak hiçbir şeyimiz kalmadı, bu yüzden kapattık! " Sonra aynı Yunanlıların adalarını sattığı gibi Türklerde Varlık Fonuyla topraklarını araplara satmaya başladı, gelen sıcak paralarla memur ve emekli maaşları yatırıldı. 411 Milyar dolar dış borçtan dolayı merkez bankasındaki Altınlar bir daha geri gelmemek üzere İngiliz Bankalarına rehin verildi. Döviz rezervleri tükendiğinden halktan yastık altındaki dövizlerini elden çıkartmaları istendi! Bakın Dünya Bankasından 400 Milyon dolar kredimiz onaylandı diye sevinen bir hükümetimiz var! Fakat yine Yunanistan' daki gibi medya tek taraflı yayınlar yaparak size herşeyi güllük gülistanlık göstermeye devam ediyor. Evet Yunanistan'ın yaşadığı bu krizi er yada geç bizde yaşayacağız. Bundan hiçbir şüpheniz olmasın. Fakat Yunanistan bir konuda çok şanslıydı, çünkü Türkiye'deki gibi kutuplaştırılmış bir halkı yoktu, bu sebepten iktidardaki Yorgo Papandreu yönetimine karşı hep beraber olarak cephe aldılar ve el birliği ile krizi atlattılar. Fakat Türkiye' de böyle bir kriz başımıza gelirse eğer inanın bu kadar kolay atlatamayız arkadaşlar, malum ülke tamamen ikiye bölünmüş durumda. En ufak kıvılcımda Türkiye yangın yerine döner Polisle Halk değil, Halk ile Halk çatışır ve sonra Suriye, Irak ve Yugoslavya' da yaşandığı gibi Birleşmiş Milletler tarafından dışarıdan askeri müdahale yapılır. İşte bu hale düşmemek için tek bir çıkış yolumuz vardır arkadaşlar, O da ülkemizde üretime dayalı ekonomik reformlar yapmaktan geçer. Çünkü üretim yerine tüketim yapan ve ihracat yerine ithalat yapan bir toplum satış yapmadan cebindekini harcayan bir dükkan sahibi gibidir. Eninde sonunda iflas eder! İşte bizim gibi kalkınma uzmanları kendi ülkemizin gidişatını önceden gördüğümüz için iktidara bu kadar muhalifiz. Bu zamana kadar hiç yanılmadık! Bizler Türk yetkililere tüm inceleme raporlarının yanında alınması gereken tedbirleri ve bütün sektörlerde uygulanması gereken daha önceden %100 başarılı olduğu kanıtlanmış ekonomik kalkınma projelerini de dosyalar halinde yolladık. Fakat kurumlar o kadar yandaş, kalifiyesiz ve boş insanlarla doldurulmuş ki bunları anlayabilecek kapasitede kimse çıkmadı. Şimdi umarım beni daha iyi anlıyorsunuzdur, çünkü biz bu gidişatı Yunanistan'da çok acı yaşadık, aynısının ülkemizin başına gelmesini istemiyoruz! Türkiye bunu kaldıracak bir toplumsal barışta ve birbirine hoşgörülü bir ülke değil malesef! Bu savaşı ancak Türk halkının ekonomik gelir seviyesini yükselterek durdurabiliriz. Aksi takdirde kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir ülke halkının en ufak bir kriz esnasında birbirine hoşgörüsü de olmayacaktır. Bu savaş kan akmadan durdurabilir, Bizler iktidara karşı işte bunun savaşını veriyoruz arkadaşlar, Çünkü başımıza ne geleceğini öngörebiliyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla...
Not: Yazı bir dostumdan Alıntıdır!!!
Son bir notum daha olacak : İmla kurallarından önce yazının içeriğine odaklanırsak daha önemli meseleleri çözmemiz gerekirken gereksiz teferruatlara takılmazsak yol alabilmemiz daha olasıdır bence...
- Yönetici düzenlemesi: :
FeueR83
Cool Üye
Tamam sevgili kardeşim, gördüğün gibi kurallara uygun şekilde yazımı paylaştım. Teşekkürler ilgin için...
Hogan
Çırak
Sorun şu ki güzel ülkemiz de seçilen kişinin Amerika'nın isteğiyle seçilmesi bu Erdoğan yada Kılıçdaroğlu veya başka bir partinin lideri meselesi değil kim Türkiye'nin kapılarını kaynaklarını ve iç dış pazarı Amerika'ya açacağına söz verirse o başa gelir yani Türkiye'yi bataklığa sürükleyecek kişi seçiliyor zaten amaç bu
Amerika seçim kazandırmaz. Seçim kazananı ya destekler, ya aşağı indirir.
burak3415
Çırak
''Türkiye'nin bölünme sürecinin psikolojik aşaması tamamlandı'' derken bile zaten bir psikolojik baskı yapıyor insan okuyunca :aa abd li yazar konuşmuş. aaa amerika böyle diyor. basşında abd olmadan okuyun bakalım bir yazar diyeceksiniz kim bu cia denmi kgb denmi neye göre söylüyor ? oyuzden okadarda onemli gelmeyecek. başına her abd koydugumuz sey bir algı yaratmıyormu ?
komşularla sınırı kaldırıyoruz derken beton duvarlarla sınırı kapatır duruma geldik..
Genişletti..
De, neyi genişlettiğini söylersem, yarın hakkımda dilekçe vermeye de kalkarsınız
Ama merak etmeyin. Beyaaa genişletti
nurallahordu
Forum Kalfası
sakin kardeşim mokoko
femaletitan
Forum Kalfası
Ben ordumuza ve hükumetimize güvenliğimiz konusunda güvenmekteyim.
femaletitan
Forum Kalfası
kim boş konuşmuş kardeşim?
Alakalı Olabilecek Konular
