Türkmenistan İzlenimlerim

vallahi hocam denk gelirsen böyle bilgi işlem elemanıdır, yazılımcıdır junior seviyede falan, bize de paslayabilirsiniz. Dediğiniz gibi birikim için 1e1 bi ülkeymiş.

 

Polimeks ve Çalık Enerjiyi takip edin mutlaka...

Kesinlikle iş bulursunuz...

Bu arada başvuruda kendinizi junior diyerek küçültmeyin...

Biliyorum... Yaparım... Bilemdiğimide öğrenir yaparım deyin...

Kendinize güvenin...

 

Eline sağlık , 10 numara konu olmuş ,

Özellikle müh. fakültesi bitirmiş bekar genç arkadaşlar bence bu konuyu ciddi ciddi düşünün , burada kıt kanaat para biriktirmektense orada 2-3 sene bile kalmanız sizin açınızdan büyük faydası ve getirisi olacaktır , ayrıca bu süre içinde 1-2 dilde öğrenmiş olursunuz..

 

Polimeks'e iş başvurusnda bulundum, dönseler de paçayı kurtarsak..

 

Konuyu okuduktan sonra sanki o şehri yaşamış gibi hissettim kendimi.

Bilgi için teşekkürler.

Sanırım, benim de bir Endonezya ve Çin konuları açma zamanım geldi artık.

 

Eline sağlık kardeşim Çok iyi içerik çıkarmışsın. Türkmen arkadaşlarım var ve adamlar Türkiye'de kalmak istiyorlar, şuan çok ilgincime gitti. Eleman akademisyen olmak için kasıyor şuan üniversitede :/

Konuyu takip ediyorum. Takip listeme ekliyorum. Tekrar eline ve zamanına sağlık

 

çok güzel paylaşım olmuş teşekkürler...

 

maraş otu çekenlerin tükürük kirliliği benim bir yakınımın 6 aydan fazla dayanamamasına sebep olmuştur...

 

Yemekler konusu;

Türkiye de olduğu gibi burada sulu yemek yapan lokanta en azından benim gözüme çarpmadı...

Yimpaş ta sulu yemeğe benzer bir şeyler satılıyor ama mecbur kalmadıkça yemiyorum... Sulu yemek ihtiyCIMI ÇORBA İLE HALLETMEYE ÇALIŞIYORUM...

Türkmenler genellikle koyun etli yeöekler yiyorlar... KEbaplar, pideler ve sulu yemeğe benzer şeyler çoğunlukla koyun etinden... Şahse ben ızgara hariç koyun eti yiyemiyorum... Sizde benim gibi iseniz mutlaka sorun...

Yimpaşta ayrıca pizza, hamburger, vafıl, balık var... Yine yimpaş ın içinde biraz daha lüks bir lokanta var orada kebaplar döner vb var... Ama biraz pahalı...

Syhatdar diye bir mekan var Yimpaş a yürüyerek 20 dk araba ile 5 dak... Ki benim evimde hemen bunun yakınında... Buraya da genelde Türkler takılıyor... Bazen sulu yemek oluyor... Izgara, kebap, makarna, mantı vb. sürekli var... Çorba süreklü var... Ayrıca pastahene burası aynı zamanda simit, pohaça, vb oluyor... Yaş pasta kuru pastada var... Çok iyi değiller ama yene bilirler...

Merdem diye bir mekan var... O da benim evime yakın... Buraya çok fazla Türk ailesi ile geliyor... Pazar günleri gayet güzel kahvaltısı var... Kelle başı 26 manat... Yine ızgara kebap ağırlıklı Türk yemekleri var... Burası diğer iki mekana göre daha pahalı ama daha da lezzetli... Keman, yan fülüt ve org tan oluşan bir gurup çok güzel müzik çalıyor... Bazen piyona çalınıyor... Canlı müzikte varmış ama ben denk gelmedim...

Merdem in bahçesinde ise Türkmen yemekleri yenen çadırlar var... Hiç gitmedim... Arkadaş yemeklerin fazla yağlı olduğunu ve yerde yendiğini söyledi... Malum göbekten dolayı yerde yemek bizim için zulğm... Ama oraya da gideceğim ve deneyimimi anlatacağım...

Merdem şu ana kadar gördüğüm yerler içinde aile ile gelebileceğiniz en güzel yer...

Biritiş pab dediğim mekanda yemek veriyor... Burası genelde sote et, hamburger, çizburger vb.yapıyor... Syjatdar ve yimpaşa göre kat be kat güzel yapıyor... Ayrıca anlattığım diğer mekanlarda alkol yok burada alkol var... Buraya eşiniz ile gelebilirsiniz....

Cuma ve cumartesi akşamlar canlı müzik var... İngilizce Türkçe ve Türkmence söylüyor... Gayet güzel söylüyor... Pazartesi televizyondan müzik... Diğer günler DJ oluyor...

Eğer bir Türk şirketinin şantiyesinde kalıyorsanız muhtemelen sulu yemek konusunda çok şanslısınız demektir... Bunun kıymetini bilin...

Pazar yerlerinde patates soğan meyve genelde bol miktarda var... Ama dediğim gibi Türkmen kültürü koyun eti üzerine kurulmuş...

Tavuklar bizdeki gibi hormonlu değilmiş...

Tatlılarından henüz tatmak nasip olmadı... Syhatder ve yimpaş ta da çok canım çekmedikçe yemiyorum... Merdem de tatlıların güzel olduğunu söylediler denemedim...

İçecek...

Yimpaşta erikli vb Türk marklaı sular var... Ama ben yerel suları içiyorum... Çünkü onlar daha taze... Türk suları en az 3 aylık.. Ve malumunuz sıcak havadaki sevkiyatlarda pilastik ve su karışımı tuhaf oluyor...

Yine yimpaşta her çeşit Türk ve Türkmen maden suyu, gazlı suyu meyve suyu, kola çay, kahve vb var...

Türkmenler yeşil çayı çok seviyor... Bizim çayımız ise gara çaydır...

Sodaları güzel... Ama bazıları tuzlu bildiğiniz deniz suyu gibi dikkat edin... Borjomi marka soda benim en hoşuma giden sodaları...

Meyve suları ise oralete benziyor.. O yüzden Türk meyve suyu alıyorum... Kola inanılmaz tüketiliyor.. Votkanın rakibi sanırım...

Toparlamak gerekirse Türkmen yemekleri çok yağlı... Ve Türkmen yamekleri yapan yerler pahalı... Sulu yemek sıkıntılı... Şantiyede kalırsanız yemeğin kıymetini bilin...

Yarın MARY eyaletine gideceğim iş için... Dönüşte o konuyu yazacağım...

 

maraş otu çekenlerin tükürük kirliliği benim bir yakınımın 6 aydan fazla dayanamamasına sebep olmuştur...

Tükürenin g.tünü keserler... O da yasak burada...

Aman dikkat edin...

 

Konu alpi_09 net anlatımıyla izlenim olmaktan çıktı bir döküman bir sıkıntı durumunda başvurulacak kılavuz halini aldı Konu sabitlenmiştir eline sağlık.

 

alpinin seyahatnamesi olmuş zevkle okudum.

eline sağlık

 

İşinde başarılar diliyorum kardeş. Gelebilecek arkadaşlara ışık tuttun. Degerli bilgilerin için teşekkürler!...

 

valla baya zevkle her gün işten gelince okuyorum alışkanlık oldu.

 

alpi_09.Paylaşımın için teşekkür ederim.Ben 17 yaşındayım.Adım Sencer.Senin bu Türkmenistan hakkındaki izlenimleri şehvetle okudum.Tekrardan bir şeyler yazdığında yine okuyorum.Sıkılmıyorum.Bir an için Türkmenistan'a yerleşim hevesi geldi fakat yaş küçük ve ailem var Eğer senin anlattığın gibi bir ülke ise Türkmenistan gerçekten enteresanmış Bu arada yaş kaçtı acaba abicim?

 

bu saatte bile takipteyim acayip bir şehir..
hikaye modunda

 

Okudukça gidesim geliyor, tam benlik bi şehir şu olaylara katı tutumlarıyla vallahi.

 

Dün ve bugün Marty eyaletinde idim...

Orayı biraz anlatayım size...

Ülkede Eyaletler arası uçuşlar gayet uygun fiyatlı gidiş-dönüş 46$ mary...

Araba ile 6-7 saat arası bir yol... Uçakla 40 dakika kadar sürüyor... Ülke içinde mecbur kalmadıkça araç ile yolculuk yapmayın derim ben... Çünkü Aşgabat hariç diğer yollar gayet berbat... Araç ile yolculukalrın uzun sürmesinin en öndemli nedeni de zaten bu...

Sabah 8 uçağı ile Mary e gittim... Dünde 4 sefer var mary aşgabat arasında...

Hava alanında çek in yapmadan önce bileti istiyorlar.. Bizdeki gibi direkt gibip nüfus cüzdanı ile bilet alamıyorsunu... Eğer bileti alan kişi size bir çıktı vermedi ise önce Türkmenhavayollarının billet gişesinden biletinizi olıyorsunuz... Sonra pasaprotnuz ile çekin yapıyorsunuz...

Havaalanındaki kafeler bizimkiler gibi fahiş fiyat uygulamıyor... Gayet uygun hatta şehir ile nerdeyse aynı fiyat... Oturup gönünl rahatlığı ile yiyin için...

Uçak bildiğimiz uçaklardan ama pegasus gibi koltukların arası dar değil...

Uöakta cep telefeonu ile konuşanları görürseniz şaşırmayın... Ve kavga etmeye kalkışmayın... Çünkü bütün uçakla kavga etmeniz gerekir... Herkes konuşuyor...

Bebeklere ve çoçuklara ayrıca kemer dağıtmıyorlar... Sıkı sıkı tutmanız gerekiyor...

Uçak kalkmadan bayram şekeri mantığı ile şeker dağıtılıyor... Tadına bakmadım...

İç hat uçusşları genel itibari ile zamanında yapılmıyor mutlaka gecikiyor... Ayrıca aşgabat havaalanında inşaat olduğ için uçağın yolcu alım noktasından piste gitmesi abartısız 15 dakika sürüyor... Sanki gideceğimiz yere karayolu ile gidiyormuşuz gibi...

İç uçuşların tamamındamı böyle bilmiyorum ama uçakta sadece içecek servisi var... Yiyecekte bizim helvaya benzer bir şey veriyorlar... Ben tabi yemedim 50 derecede helva adamı duman eder...

Mary havaalanı küçük bir havaalanın... Bilirsiniz normal hava alanlarında uçak pist başına gitmek yada pistten çıktığında aprona gitmek için ayrı bir yola girer burada o yol yok...

Uçak iniyor.. Pistte dönüyor... aprona öyle gidiyor...

Anladığın kadarı ile havaalanı aynı zamanda askeri amçlada kullanılıyor... Savaş ıçakları ve helikopterler ile radar sistemleri gözüme çarptı...

İnişte valizleri almak için kimse banta gitmiyor... Zaten adamlarından götürmek için bir derdi yok... Herkes romörkten alıyor...

İnince hiç bir işlem yapmadan direkt çıkış yapıyorsunuz... Burada da taksciler kapıda... Eğer sizi alacak biri yoksa taksilere başvurun... Pazarlık konusu saklı kalmakla birlikte buradaki taksiciler aşgabat taki kadar insafsız değil...

Mary çok sıcak bir yer...

MAry bayramalı arasında çok sıkı radar uygulaması var... Hız limiti 30...

Ülkenin en üzücü olaylarından birinin yaşandığını anlattılar bana... Cengiz han burayı feth ettiğinde 1.000.000 kişiyi öldürmüş burada...

Ayrıca Sultan Sencer in mezarı buradaymış... Ama işten zaman bulup gidemedim...

Mary gayet sakin bir şehir... Türkmenistanın geneli gibi...

Burada bir şey öğrendim... Bizarlıkların üzerine beton kaideler yapılıyormuş... NEdenide zemin suyu tuzlu ve yüksek olduğu için cesetler çürümüyormuş... Bu durumda vahşi hayvanların cesetleri çıkarıp yememesi için böyle bir önlem alınmış...

Ben mary de bayramali va karakum a gittim...

Buralar mary, bayramali ve karakum il ama sakın bizim şehirler gibi düşünmeyin... Burası daha çok büyük köy tarzı yerler...

Bayramalide akşam yemeğine bizi bir yere götürdüler... Kişi başı 3 kuzu kaburgası sipariş ettiler... Ben 50 derecede nezle grip olmayı başardığım için fazla söyletmedim... Ve tabiiki pişman oldum... Kişi başı 10 tane yenirmiş... Harika bir tat... Söme vardı onuda hasta olduğum için söylemedim... Ama aşgabat ta bulursam deniycem...

İçecek olarak Türkmenlerin çok sevdiği çal içtim... Çal deve sütü pişirilmediği için çiğ deve sütüne maden suyu katılarak yapılan bir içecek... Tadı tam olarak ekşi yoğurttan yapılan ayrana benziyor... İçilebilir... Genel olarak burada çok fazla deve göreceksiniz ... Ayrıca büyükbaş hayvanda çok...

Karakum ise adete ortaçağdan kalma bir şehir... Şehir meşhur karakum çölünün başlangıcı... Şehir de çok eski tarihlerden kalma kerpiçten kaleler surlar var... Surlar şehir ile çölün sınırı.. Surların arkası uçsuz bucaksız görünen çöl...

Bayramali ve karakumdaki içimiz bitince mary de bir otelde kaldık... Gece saat 00:00 da otele gelebildik...

Bayramaliden Mary e taksi kiraldık... 2 kişi 12 manata geldik...

Otel kötünün iyisi bir oteldi... Odada fazla bir şeye dokunmadan hasta olmamdan da kaynaklanan ağırlıkla hemen yattım...

Hasta olduğum için klimayı çalıştıramadamın ve sabaha kadar piştim...

Sabah kahvaltsında yumurta kırmışlar vıcık vıcık yağ olduğu için domates ve salatalıktan oluşan bir kahvaltı yaptım...

İçecek olarak garaçay içtim... Yani bizim bildiğimiz siyah çay... Çünkü Türkmenler genelde yeşil çay içiyor... Ama daha doğalı...

Dediğim gibi hava çok sıcak olduğu için pek bir şey yapamadık... uçağımız saat 13:20 idi ama biz sıcaktan dolayı saat 10:00 civarı hava alanına gittik...

İçerisi çok serindi...

Çekin işleminden sonra uzun bir süre uçak bekledik... Biletimizdeki koltuk numaraları ise elle yazıldı...

Daha sonra neden anlamadım ama... Masada oturan bir üniformalı pasaport ve bilet kontrolü yaptı...

Uçak çok kalabalıktı... Ülke içi uçuşlarda biletinizi önceden alın son ana bırakırsanız bilet bulmanız çok zor...

Dönüş yolculuğumuz berbattı... Uçak o kadar sallandıki arkadaşım düşüyoruz sandı çok korktu... Sanki havada değilde patates tarlasında gidiyorduk... Döndükten sonra iç hat uçuşu olduğu için direkt çıkış yapabiliyorsunuz...

Son bir not...

Bu yerler ilk defa gelmeme rağmen bana hiç yabancı gelmedi... Sanki burada yaşıyormuş gibi bir rahatlık duydum...

Devam edeceğim...

 

Bu gün Türk firmalarının katıldığı bir fuara gittik...

Orada ilginç bir şey öğrendim...

Aracınızı yanlış yere koyduysanız...

Polis aracınızı çekmek ile uğraşmıyor... Direk plakalarınızı söküp karakola götürüyor... Ve gerekli cezayı ve fırçayı orada uyguluyor...

Bayram öncesi en azından 1-1,5 ay önceden Türkiye ye dönüş biletlerini almanız gerekiyor...

Aksi halde yer bulmanız neredeyse imkansız...

Devlet kurumları, apartmanlar vb hertürlü yapının büyük caddelerden tarafa bakan kısımlarından giriş yapılamıyor...

Arka taraflarından girişler yapılıyor...

Halkın oturduğu binaların ana yola bakan taraflarında balkon yasak... Balkonlar arka tarafa bakıyor... Bizdeki gibi geniş değil balkonlar... Çok dar... Çoğuda kapatılarak odaya dönüştürülmüş...

Adamlarda balkon kültürü yok... Balkonda oturma kültürüde yok...

Cami sayısı çok az...

Sabah ezanı hariç ezan sesi duyamıyorsunuz... Bakalım ramazanda ne yapacağız...

Cumaya gitmek için taksi ile 15 dak yol gidiyorum...

Cuma namazına başlamadan tahiyyatil mescid namazı kılınıyor burada...


Bir hafta sonu Göktepe dedikleri bir yere götürdüler beni...

Aşgabata taksi ile yaklaşık yarım saatlik yolda... Yol üzerinde bir önceki cumhurbaşkanlarının mezarının önünden geçtik çok güzel bir camii vardı... Diğer şeritte olduğu için dönüşte uğrayacaktık...

Ama dönüşte arabanın biri yol ortasından çıra gibi yandığı için başka yola sapmak zorunda kaldık...

Göktepe de bulunan caminin yeşil kubbesi çok uzaktan görünüyor... Gerçekten harika bir görüntü...

Bölge kerpiçten duvarları olan bir köy... Ruslar burayı işgal etmek için moscova dan çok acımasız bir general getirmişler...

Rus askerleri surları aşınca kadın erkek demeden her türlü mezalimi yapmış...

Surların bir kısmı onarılmış... Ama eski surlar bakınaca insanın içini titretiyor...

O günleri anlatmak ve genel Türkmen tarihini anlatmak için bir müze var burada...

Müze binasıda diğer devlet binaları gibi harika... Giriş yabancılar için 5 $... Fotoğraf çekmek paraylar... İçeride sadece bayanlar var... Sizinle birlikte geziyorlar.. Çok güzel tarihi objeler var... Ayrıca bizim Anıtkabirdeki savaşları anlatan 3 boyutlu materyallerin bulunduğu tarzda bir bölümde var...

Müzenini yanında aynı güzellikte bir cami var... İçeride kılimalar çalışıyor çok serin... Ve girdiğinizde önce içinizi bir ferahlık kaplıyor... Sonrada hüzün çünkü koca camide bir tek cemaat yok...

Yol üzerinde şu anki cumhurbaşkanının köyünden geçiyorsunuz... Girişteki heykeller gerçekten çok heybetli...

 

Yahu alpi..

Vallahi wardom wardom olalı bu kadar ayrıntılı, bu kadar sürükleyici ve bu kadar ilgi çekici bir konuya sahip olmamıştır.

Özel teşekkürlerimi kabul et